Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili çok ayıp bir kitap dolaştırılıyormuş piyasada.

Kitabı görmedim...

Müellifini bilmem, tanımam...

Bilmeyi de istemem...

Kitap, kökeni ve tabiiyetiyle ilgili zaten “sıkıntılı” bir görüntü veren Kılıçdaroğlu’nu güya daha da sıkıntıya sokmak için kaleme alınmış. Sanki, herhangi bir kökenden gelmek suç ve ayıpmış gibi.

Hadi adlı adınca yazalım:

Dersimli bir Kürt ve Alevi olan Kılıçdaroğlu’nun babaannesi Ermenilikten dönmüş. Yani, sonradan Aleviliği seçmiş... Aleviliği seçince, otomatikman Kürtlüğü de seçmiş oluyor mu? Orasını çözemedim... Bu durumda hem Türkmen, hem Alevi olan vatandaşlarımızı nereye koyacağız? İnsan seçerek Alevi olabilir mi? Yoksa, Alevi bir anneden ve babadan doğmak mı gerekir?

Sorular çoğaltılabilir...

Çoğaltılabilir ama herhangi bir sonuca varılamaz...

Müellif, iddiasıyla, belli ki, Kılıçdaroğlu’nu yaralamak ve gözden düşürmek istemiş.

Hem büyük bir terbiyesizlik yapmış, hem de “nefret suçu” işlemiş.

Bir tür Ergun Poyraz vakası...

Ergun Poyraz adlı Ergenekon tutuklusu da, bir zamanlar, yaralama cehdiyle (ve tabii “görevle”) birtakım kitaplar kaleme alıyordu. Hâlâ faal... Silivri’de, yattığı yerden karalamalarını sürdürüyor. Sonuncusun ismini bileceksiniz; “Takunyalı Führer...”

Bu kitaba, büyük marketlerde, alışveriş merkezlerinde, önemli kitap mağazalarında, benzin istasyonlarında rastlamak mümkün... Hem de vitrinlerde, “en görünür” yerlerde sergileniyor.

Ergun Poyraz’ı, 28 Şubat günlerinden hatırlıyoruz. “Darbenin kasetçisi” olarak hizmet görüyordu.

Postmodern darbeye “gerekçe” teşkil eden kaset ve çıktıların neredeyse tamamı bu değerli aydın ve gazetecinin elinden çıkıp haber merkezlerine ulaştırılmıştır... “Ali Kırca haberciliği” çok şey borçludur ona.

Neden “değerli bir aydın ve gazeteci” sıfatlarını kullandığımı birazdan açıklayacağım...

Kılıçdaroğlu hakkında kitap yazan gizemli müellif, “lanet”in odağına Ermeniliği yerleştirmiş...

Ergun Poyraz’ın projeksiyonunda bu Yahudiliğe dönüşüyor...

Poyraz’a göre, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve önemli miktarda Bakan, Yahudi kökenden geliyorlar.

Bu iddia ciddi ciddi tartışıldı.

Hatta, istikbaldeki darbeye gerekçe bile yapıldı.

Poyraz da, tıpkı Kılıçdaroğlu’na gadreden gizemli müellif gibi, hem terbiyesizlik yapıyor, hem nefret suçu işliyor, hem de “yalan bilgi” üzerinden açıkça manipülasyona kalkışıyordu.

Ergenekon iddianamesine göre, bu kitaplar Poyraz’a yazdırılmıştı. Karşılığında da önemli miktarda para tediye edilmişti.

Hem yazan, hem de yazdıranlar, şu an içeride, “darbe örgütüne üye olmak” suçlamasıyla yargılanıyorlar.

Kendisi de benzer bir manipülasyonun kurbanı olmuş Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı, biliyor musunuz?

CNN Türk’teki canlı yayında Ergun Poyraz’ı savundu...

Hem de, “Ergun Poyraz gibi değerli bir aydın ve gazeteci” nitelemesini kullanarak...

Bu değerli aydın ve gazeteci niçin içerideymiş... Kemal Bey buna bir anlam veremiyormuş...

İnanamayacaksınız ama aynen böyle!

Ergenekon örgütüne üye olmak istiyor, anladık da...

Nefret suçu işleyen “tescilli ırkçılara” kol kanat germek de nerden çıktı?

Sosyal demokratlığa yakışır mı bu?

Dahası, “ahlaka” yakışır mı?