Kıbrıs'ta İmam Hatip
Serdar Arseven kardeşimiz can alıcı bir konuya işaret etti.
"Erbakan, Erdoğan'a ne vasiyet etti?" başlıklı yazısında, Kıbrıs'ta bir imam hatip açılması gerektiğini yazdı.
Refah-Yol Hükümeti döneminde merhum Erbakan'ın bu konudaki gayretlerini yakından bilenlerdenim.
Ama, gerek Kıbrıs'taki "yabani" yaklaşım gerekse koalisyon kanadının duyarsızlığı buna imkan vermemişti.
Merhum Erbakan'ın Arseven'e hitaben: "Tayyip evladımız bu konularda samimidir. Oraya İmam Hatip yaptırtmak ister. Buna gücü de yeter. Aman bu işin üzerinde dur, kendisine bu işin önemini hatırlat!!!" sözü, bir "mukaddes emanet" gibi geldi bana.
Pek çok zor işin üstesinden gelmeyi başaran Sayın Başbakan, acaba bu "emanet"i yerine getirebilir mi, bilemiyorum.
Kıbrıs'ı gören ve oradaki yapıyı az-çok tanıyan biri olarak bunun oldukça zor olduğunu söylemeliyim.
Zor, ama imkansız değil!
***
Şayet, İmam Hatip Okullarının Türkiye'de açıldığı 1951'li yıllarda, hadi onu bırakın hiç olmazsa merhum Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde Kıbrıs'ta İmam Hatip Okulları açılmış olsaydı, Kıbrıs halkı Türkiye'ye bu kadar yabancı kalmazdı.
Sayın Arseven'in yazısında özetlediği o tespitler, şimdi yaşanmamış olacaktı!
Kıbrıs Üniversitelerinde okuyan öğrencilere bir dizi konferans için gittiğim zaman (Gazi Magosa, Lefkoşa, Girne, Lefke'de) gördüklerim, daha önce duyduklarımı mumla aratacak cinstendi.
Türkiye'nin bir parçası olarak kabul ettiğimiz o güzelim topraklarda yaşayan insanların çoğunda, Türkiye sevgisinden bir kırıntı bulmak bile neredeyse imkansız hale gelmişti.
Oradaki askerimizi "kendilerine zarar veren bir unsur" gibi görenlerle karşılaşınca ümidim iyice kırılmıştı.
Hatta, az da olsa Rumların ağzıyla Türk Ordusunu "işgal kuvveti "olarak nitelendiren Türklerin var olduğunu söylersem hiç şaşırmayın.
Oysa Türkiye, Kıbrıs halkı için ne büyük bedeller ödedi, ne zorlu fedakârlıklara katlandı, ne tehlikeli badireler atlattı!..
Kan döktü, can verdi...
Dökülen kanlar, verilen canlar, ecdadın bize emanet ettiği "Hala Sultan"ın yadigârı maneviyat kokan güzelim topraklardı.
"Bu topraklar ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli!" diyen şairin dileğinin gerçekleşmesi içindi!
Şu anda resmi sınırlarımızın içinde yer almayan Kuzey Irak'taki şehirlerde veya Suriye'de Hama, Humus, Halep, hatta Şam'da yaşayan Türkiye sevdalılarının aşkını, sevgisini Kıbrıs Türklerinde görememek, gerçekten beni kahretmişti.
Demek ki, insanların milli duygularını beslemez, manevi dünyasını doyurmaz, içini boşaltır nefsin oyunlarıyla beyni ve kalbi doldurursanız, sonuç budur.
***
"Zararın neresinden dönülürse kârdır" fehvasınca bu işin peşi bırakılmamalıdır.
Bu iş, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmaktan çok daha önemlidir.
Kıbrıs gençliğine ruh verecek, maneviyat aşılayacak imam hatip liselerinin açılması için bir formül bulunmalıdır.
Merhum Erbakan vasiyet etti diye değil, Kıbrıs halkının geleceğini kurtarmak ve korumak için bu kaçınılmazdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.