Görmemişim, bilmemişim, tanımamışım
Altmışlı yıllarda bir seçim zamanı, Antalya'nın bir köyünde aday konuşuyor :
" Buğday fiyatlarına zam yapacağız..."
" Yuh... Yuh..."
" Niye yuhalıyorsunuz, gerçekten zam yapacağız."
" Bizim bura balıkçı köyüdür, buğday da yetişmez. Eğer zam yaparsanız, ekmeği pahalı alacağız. Yuh sana aday..."
* * *
Yine o yıllarda bir partinin Van'a giden genel sekreteri elindeki kağıda bakarak durmadan konuşuyor :
" İktidara gelirsek ilk yapacağımız iş vergileri indirmektir. Hayvanlardan vergi almayacağız. Hele zeytin vergisini tümden kaldıracağız."
Dinleyenler önce kıkır kıkır, sonra da kahkaha ile gülmeye başlamışlar.
" Gülmeyin, size söz zeytin vergisini kaldıracağız."
Dinleyenlerden bir ses :
" Bizde zeytin de yok zeytin ağacı da..."
Meğer genel sekreter, ege için hazırladığı konuşmayı yanlışlıkla Van'da okumuş.
* * *
Eskiden seçmenlerde bir adet vardı, işleri için başkente geldiklerinde çat kapı, milletvekillerinin evlerine gelirler. Sabah sabah, durmadan bir şey isterler.
Kırklı yıllarda kontenjandan gelme bir milletvekilinin kapısı sabah karanlığında çalınır. Hanımı kapıyı açar.
" Ne var?"
" Beyi görmek istiyoruz."
" Bey uyuyor. "
" Uyandırın. "
" Uyandıramam. "
" Biz de bir daha oy vermeyiz, o da milletvekili olamaz."
Kapı ardında bu sözleri duyan milletvekilinin tepesi atar.
" Defolun şurdan," der, "ben sizin değil İsmet Paşa'nın milletvekiliyim."
* * *
Halis Öztürk, 1950'de DP listesinden milletvekili olmuştu. Adı kimliğinde Halis Öztürk diye yazılıydı, ama herkes onu Halis Ağa diye çağırırdı. Halis Ağa dediniz mi Doğu da kuzeyden güneye değin, herkes tanırdı. Halis Ağa 1950'den 1960'a değin on yıl hiç sektirmeden milletvekili olmuştu.
Derken 1960 Askeri harekatı onu milletvekili olarak bulmuş, Yassıada'ya tıkmıştı. Halis Ağayı anayasayı tağyir, tebdil diye bilinen ünlü maddeden mahkemeye vermişlerdi. Yargıç soruyordu :
" Halis Öztürk' müsünüz ? "
" Evet efendim. "
" Söyle bakalım sen Anayasayı tebdil ve tağyir etmişsin ? "
" Neyi ne etmişim ? "
" Anayasayı çiğnemişsin. "
" Vallahi çiğnemedim. "
" Çiğnemişsin. "
" Vallahi hakim bey, de ki İncil'i çiğnemişim, Tevrat'ı çiğnemişim, Kuran'ı çiğnemişim, olabilir. Ama bu anayasa nedir, görmemişim, bilmemişim, tanımamışım. "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.