Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

En makul çözüm

En makul çözüm

Arapların lakapları ve aile adları arasında Türkçe’den geçme bolca unsura rastlanır. Libya Dışişleri eski Bakanı Muhammed Abdurrahman Şalgam da bunlardan birisi. Dışişleri bakanlığı yaptığı günlerinde Şalgam’ın Arap kanallarındaki telaffuzu garibime gitmekle birlikte hemen Türkçe’den geçtiğine intikal ettim. Şimdi New York’ta Kaddafi tarafından görevinden alındıktan sonra ülkesini kurtarmaya çalışıyor. Kaddafi’nin en yakın çocukluk ve çalışma arkadaşlarından birisi. Libyalıları Kaddafi’nin pençesinden kurtarmak için herkese yalvarıyor. Ekranlara sık sık konuk olan Şalgam, Batı müdahalesini yeğlemiyor ama Libya halkını kurtaracak uçuşa yasak bölge formülüne de sıcak bakıyor. Buna mukabil, bence en iyi seçeneklerden birisini El Hayat Yazarı Cihad el Hazin seslendiriyor ve teklif ediyor. Bu formülün gayesi, Mısır’ın Kaddafi’nin hava gücünü zararsız hale getirmesi ve böylece Arapların ‘haknı dima’ dedikleri kan banyosuna son vermesidir. Elbette Cihad el Hazin’in teklifinde bir kara harekatı yok. Libya halkı varken buna gerek de yok. Ondan ötesinde halk kendi göbeğini kendisi keser. Muammer Kaddafi kan banyosundan bahsederek oğlu Seyfülislam daha da ileri giderek kan nehirlerinden söz etmişti. Galiba meseleyi Kufra yakınlarından akıttıkları suni veya sentetik nehre benzetmiş olmalılar. El Kuds el Arabi gazetesinin Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan da Arap Devrimiyle alakalı (haklı olarak bazıları, Arap devrimlerinden değil, ortak jeopolitik feza ve alan nedeniyle tek bir Arap devriminden bahsediyor) Batılıların samimi davranmadıklarını ve zahirde sempatik görünüp gerçekte frenlemeye çalıştıklarını beyan ediyor. Kullandığı tabir ‘Arap Devrimini ihtiva etmek’. Yani yavaşlatmak ve tesirsiz hale getirmek. İhtiva etmek Clinton döneminde İran ve Irak’a yönelik uygulanan ‘duble containment/çifte kıskaç’ politikasını hatırlatıyor. İşte bu noktada Cihad el Hazin’in teklifi anlam kazanıyor. Bu da Libya’daki kardeş kavgasını sona erdirebilecek en güçlü ülke olan Mısır’ın Libya’daki duruma el koyması ve böylece hem Batı’nın müdahalesine zemin vermemesi hem de kardeş kavgasını sona erdirmesidir.
¥
Sedat böyle bir çıkışmayı ve Kaddafi’yi tedip hareketini zannedersem 1974 yılında kafasına koymuş ama önünü Amerikalılar kesmişti. Watergate skandalını ortaya çıkaran The Washington Post yazarlarından Bob Woodward, Sedat’ın Kaddafi’yi terbiye etmek için 1974 yılında sınıra asker yığdığını lakin Amerikalıların ona bu fırsatı vermediklerini yazmıştır. O dönemde bir öfke nöbeti sonucu bir fantastik hareket olarak kalacak böyle bir girişim şu an hayati öneme haiz. Arap Birliği geçmişte nasıl ki Suriye’ye barış gücü olarak Lübnan’a girme müsaadesi vermişse bugün de Mısır ordusu Libya’da benzer bir rol oynayabilir. Elbette ki şartlar kısmı değişiklik arz ediyor. Bunun dışındaki seçenek, yine Abdurrahman Şalgam ve Geçici Milli Konsey Başkanı ve eski Adalet Bakanı Mustafa Abdulcelil gibilerin istediği, uçuşa yasak bölgelerin ilan edilmesi ve böylece Kaddafi’nin halkının üzerine havadan ateş etmesinin engellenmesidir. Ya da BM çerçeveli bir kararla NATO güçlerinin Kaddafi’nin vurucu gücünü etkisiz hale getirmesidir. Bunun dışında diğer bir seçenek ise Reagan doktrinidir. Reagan doktrini Afganistan ve Nikaragua’da solcu gerillalara karşı Mücahidleri ve Kontraları desteklemeyi esas alan bir politika idi. Uygulama aşamasında birçok skandala neden olmuştur. Meseleye Adnan Kaşıkçı gibi silah tüccarları ve kaçakçıları bulaştıkları gibi uyuşturucu trafiği de girmiş ve asıl önemlisi İrangate skandalı patlak vermiştir. Şimdi de kimileri Geçici Milli Konsey’in tanınmasını ve Libyalı kabilelere ve göstericilere silah sevkıyatı ve lojistik sağlanmasını savunuyorlar. The Independent yazarı Robert Fısk da bu gaye için Amerikalıların son bir kez daha Suudi Arabistan’a başvurduklarını yazmıştır.
¥
Batı Libya konusunda laf üretmekten başka bir şey yapmıyor ve ipe un seriyor. Zaten Kaddafi’nin de politikası uluslararası camianın şaşkınlığından faydalanarak hem zaman kazanmak hem de karşı hamle ile yerini sağlamlaştırmak. İşte bu politikaya da şaşırtma politikası(confusion/irbak) diyorlar. Zaten hayvanlar aleminde zehirli hayvanlardan bir kısmı, avını mideye indirmeden önce onu zehiriyle şaşırtıyor ve etkisiz hale getiriyor. ABD, Libya’ya Nikaragua (veya Sandinistalara karşı Kontra) politikası uygular mı uygulamaz mı bilinmez ama Kaddafi’nin muhtemel sürgün yerlerinden birisinin bu ülke gösterilmesi hakikaten manidar değil midir? Gördüğünüz gibi, hem dünya çok küçük hem de tarih tekerrür ediyor!




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi