İktidar’ın, Cumhuriyetin 100. yılı için ülkenin önüne koyduğu büyük hedefler var.
2011 adayları da, sanırım bu hedefler doğrultusunda şekillenecek.
Büyük bir rağbetin yaşandığı bu seçimlerde aday olacaklara bir göz attığımızda, geçmiş yıllara nazaran gözle görülen bir farklılık var.
Eskiden, politikadan ısrarla kaçan ve siyasete mesafeli duran pek çok ehliyetli, kariyerli ve idealist insanın, bu dönemde kaygılarını atarak rahatlıkla adaylık başvurusunda bulunduklarını görüyoruz.
Bu, parlamento yapısı açısından çok olumlu bir gelişmedir.
Aynı zamanda siyasete; seviye, kalite ve itibar kazandırıldığının da bir göstergesidir.
***
Dünden gelen sorunları aşmaya çalışan AK Parti iktidarı, toplumun önüne bir ufuk çizgisi koymuş bulunuyor.
Geçmişin ayak bağlarına takılıp kalan, yerinde sayan bir Türkiye yok artık.
Geniş halk kitlelerine henüz yansımadığı söylense de, kritik krizin aşıldığı ekonomideki iyileştirme ve rakamsal büyüme, yeni hedeflerle daha ileri noktalara taşınmaya aday görülüyor.
Daha 2023 yılına gelmeden önümüzdeki 2013 yılında dünyanın 17.büyük ekonomisi ve 1 trilyon TL milli gelire sahip bir ülke olacağını hedefleniyor.
2023 yılında hedef ise, ekonomide dünyanın 10.büyük ülkesi.
Yine, 2013'te kişi başına milli gelirde 10 bin dolar, kişi başına satın alma gücünde 15 bin dolar düzeyine çıkılacağı öngörülüyor.
Türkiye, 2013 yılında 20 milyar dolar, 2023 yılında da 50 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı hedeflemiş durumda.
2013 yılına kadar GAP'ın tamamlanacağını, 2023 yılına kadar sulanabilir nitelikteki tüm arazilerin suya kavuşacağını da düşünürsek, 100.yılda güçlü bir Türkiye profili karşımıza çıkıyor.
Elektrik üretiminin artması, nükleer enerji çalışmalarının hızlanması, 2023'e kadar akarsu kapasitesinin yüzde yüzünün kullanılır hale geleceği varsayımı ve bütün illerin doğalgaza kavuşacağı planlaması dikkate alınırsa, küresel sermayenin Türkiye’ye yatırımda ne kadar cazip bir ülke haline geleceği ortaya çıkar.
Aksilik olmazsa, 2013 yılına kadar 1500 km, 2023 yılına kadar da 2750 km demiryolu inşa edilecek.
Bölünmüş karayolu ağımızın uzunluğu da 15 bin km'ye erişecek.
Artık tamamen Türk mühendisler ve yerli kaynaklarla imal edilme sürecine giren TÜRKSAT uydularının ardı ardına devreye sokulması, teknolojideki seviyemizi gösteriyor.
Türkiye'ye gelen turist sayısında giderek artış var.
Yeni hedef, 2013 yılında 38 milyon, 2023 yılında da 63 milyon kişi.
Elbette bu, Türkiye’de istikrarın ve güvenin bir sonucudur.
Yerli uçak, insansız hava aracı ve roket yapım çalışmaları göğsümüzü kabartıyor.
Savunma sanayiinde yerli üretimin payının artması, dış güçlere bağımlılığımız azaltarak bizlere güven veriyor.
***
Bütün bu olumlu tablolara takılıp, her şeyi güllük gülistanlık görmek yanıltıcı olur.
Şüphesiz, çözüm bekleyen nice sorunlar var.
Yaşanan olumsuzluklar var.
Bunları görmezden gelmek mümkün değildir.
Bunların üstesinden gelmek için, bu ülkenin sahipleri olarak hepimizin gayret etmesi, yardımcı olması gerekiyor.
Bir de, her zaman vurguladığımız bir gerçeği tekrar dile getirelim.
Ülkeyi ne kadar da imar etseniz, maddi refahı ne kadar da yükseltseniz, insanların ruh dünyasına inip gönülleri imar etmedikçe huzuru sağlayamazsınız.
2023 vizyonunda belki de en çok üzerinde çalışılması gereken alan; inanç değerlerimizi yeniden ihya edip, manevi dinamiklerimizi maddi kalkınmamıza temel oluşturmak olacaktır.
Çünkü, huzurlu bir toplumun teminatı, ancak ahlaklı bir nesil yetiştirmektir.