“Sivil itaatsizlik” mi dediniz?
BDP sivil itaatsizlik başlatmış! Gel de gülme. BDP sivil bir oluşum değil ki.. Hem siyasal bir oluşum, hem de para militer bir grub.. “Sivil”, “siyasi-resmi olmamak” demek değil mi?
Sivil itaatsizlik şiddet içermeyen bir eylemdir.. Bunların yaptığı halkı sokağa dökmek için bahane arayışı. Artık çocuklar bile peşlerine takılmadığı için “sivil itaatsizlik” diye etiketleyip sunmak istiyorlar sanki. BDP ‘sivil itaatsizlik’ başlattı. Bu nasıl sivil itaatsizlikse, sille-tokat gidiyorlar..
Kürt Ergenekonu, Türk Ergenekonunun yol arkadaşıdır aslında. “Tavşana kaç, tazıya tut” hikâyesi yani. Bir parti bir eylem yapıyorsa, bunun adı “Sivil itaatsizlik” olmaz. Siyasilerin siyaset yapma adresi bellidir. Hele de bunu belli bir örgüt adına militan tavırlarla yapıyorsanız, kimseye anlatamazsınız bunu..
Ben şu Tunceli işinden işkilleniyorum mesela. Önce ölü EMASYA’yı dirilt, sonra mahkeme kararı ile iptal edilsin.. Zaten öyle olacağı belli. Sonra basarsın düğmeye “iyi çocuklar” sokağa çıkarlar. Birilerini yola getirmek için gerekirse lojmanlarına birkaç bomba attırırsın. Sonra terör hortladı diye operasyon yapar, ilgisiz, suçsuz sivil birkaç kişinin mekanına çökersin, insanlar sokağa çıkar. Oohhh mis gibi!? Kan oluk oluk akmaya başlamıştır ve vampirler uçmaktadırlar..
Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor..
Bu işler böyle. Tezgah böyle kurulmuş.. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, STK, Bürokrasi, sağı-solu, Alevisi Sünnisi, Kürdü Türkü, şeyhi ateisti hepsi işin içinde..
İstedikleri gibi oynuyorlar..
5 vakit namazlı Encümen-i Daniş’teki ağabeyimiz Karaduman ağabeyimiz Batum’u DP’ye genel başkan mı, CHP’ye genel başkan yardımcısı mı yapacağının hesabını yapıyor.. Sadece Batum değil dertleri, Haberal beyefendinin derdi “Bizimkiler”i gerdi. Namık Kemal Zeybek’in söylediğine göre o da namazlı! “Vay o namaz kılanların haline ki!” gidip başörtü yasakçılarına asker oluyorlar..
CHP Mesut Yılmaz’a da teklif götürmüş bu arada.. Bari oldu olacak Demirel de gidip CHP’ye asker yazılsa da bu iş bitse.. Niye olmasın ki, “dün dündür, bugün bugün”. Ha bu arada “Pişman Demokrat” Cindoruk, CHP de kendine yer arıyormuş, iyi mi? Yakışır adamıma! Yuvaya, yuvaya!
Çiller’in dediği gibi “kurşunu sıkan da, yiyen de” onların kirli oyunlarının kurbanı.
CHP Türklerin “Derin Devlet Partisi” ise, BDP de “Kürtlerin Derin Devlet Partisi”.. Aynı değerlerden yola çıkıyorlar, aynı yöntemleri kullanıyorlar. Ortak bir dil kullanıyorlar..
Her ikisinin de “derin devletin avukatlığı”nı üslenmek gibi bir özellikleri var.. Her ikisi de kendi derin devletlerinin siyasi kanadını oluşturuyor.. Zaten bu işler 1980’lere gelinirken böyle planlanmıştı.
12 Eylül’ün başımıza açtığı işler bunlar.. Türkler eli ile Kürtler üzerinden bir siyaset sürdürülüyor.. Bu kirli oyuna katılan herkes emperyalizmin figüranı durumunda..
Çocuklar, acılı insanlar, heyecanlı gençleri kullanarak bu çarkı döndürmeye çalışıyorlar..
CHP, MHP ya da BDP farklı oluşumlar değil.. Rolleri, farklı gibi gözükse de, aynı senaryonun oyuncuları bunlar. Ama senarist aynı. Aynı sahnede oynanıyor bu oyun..
Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine, çalınan alın terlerimiz ve yurdumuzun serveti üzerinde zar atıyor. Kendilerine servet ve iktidar üretme gayretindeler..
Hepimiz aynı gemideyiz.. Gemi zarar görürse hepimiz batarız.. Farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşamanın bir yolunu bulmamız gerek.. Karanlık ve kanlı oyunlara alet olmamalıyız.. Yaşanan gerçekler çok acı, ancak bunun hesabı böyle sorulmaz..
Birbirimize rağmen kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız bir zafer var. Onun ilk şartı da bu karanlık ve kanlı oyunu bozmak. Bu siyasetin kara büyüsünden, paslı prangalarından kurtulmak..
Merhametimiz, gazabımızı aşmadan, sevgimiz nefretimizi yenmeden, okuyup, araştırmadan, düşünmeden bu siyasetin kördüğümünü, kara büyüsünü çözemeyiz.. Bu siyasi kan davası bitmeli artık.. Yunus aleyhisselamın dediği gibi, “Biz zalimlerden olduk” demeden ve kendi özeleştirimizi yapmadan bu kâbustan kurtulmamız zor..
Dünyanızı da, ahiretinizi de berbat etmeyin.. Bilmediğiniz şeyin peşine düşmeyin.. Sloganlar hayatınıza bu kadar kolay yön vermesin. Irkçılıktan vazgeçin. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana olun ve zalimlere karşı çıkın. Zalim babanız da olsa, mazlum düşmanınız da olsa. Bir kavme olan düşmanlığınız bile sizi onlar hakkında düşmanlığa sevk etmesin. Kan davasından vazgeçin, yakanızı şeytanın elinden kurtarın. Yoksa o sizin bu dünyanızı da, ahiretinizi de berbat edecek.. Tevbe edin. Allah’tan korkun.. Zalimlerden, kafirlerden ve fasıklardan uzak durun, onların zulmüne arka çıkar, ortak olursanız, sonra ateş size de dokunur. Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez. Unutmayın “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı” Aman dikkat! Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.