1945 Dresden Faciası
İkinci dünya savaşı sonuna yaklaşıyor. Almanya henüz çökmemiş, direniyor. 1945 yılının 13-14 şubatında 2000 Amerikan ve İngiliz uçağı Almanya'nın Dresden şehrini bombalıyor. Üç bin ton bomba atılıyor. Bunların 650 bini yangın bombasıdır. 25 bin bina tahrip ediliyor. Şehrin bütünü yangın yerine dönüyor. İnsanlık tarihi böyle gaddar bir kıyım görmemiştir. Bir gecede bir şehirde büyük çoğunluğu sivil halk olmak üzere 135 bin insan ölüyor.
Dresden'deki insan kıyımı ve tahribat Hiroşima'dan ve Nagazaki'den fazladır.
Herkes Japonya'ya atılan iki atom bombasını ve yaptığı tahribatı bilir ama Dresden yıkım ve kıyımını bilenler azdır.
Demokrat İngiltere, Demokrat Amerika, Marksist Sovyetler Birliği, Nazi Almanyası, Faşist İtalya... Bunların hepsi de Batı medeniyeti denilen canavarın çocuklarıdır.
Amerikalılar, İkinci dünya savaşı bittikten sonra esir aldıkları bir milyon 200 bin Alman askerini aç bırakarak, barınak sağlamayarak, yaralı ve hastaları tedavi etmeyerek, onlara savaş esiri statüsü tanımayarak öldürmüşlerdir. (Bana inanmayan Kanadalı tarihçi James Bacque'ın "The other losses" adlı kitabını okusun.)
Sivil halka ve savaş esirlerine karşı Nazi Almanyası, Amerikalılardan kat kat insanca davranmış, Cenevre sözleşmelerine uymuştur.
Dresden'i bir gecede cehenneme çeviren, birkaç saat içinde 135 bin insanı öldüren, daha sonra Hiroşima'ya, Nagazaki'ye atom bombası atan demokrat Amerika ve diğer demokrat müttefikleri aradan gecen 66 sene içinde yumuşamışlar, merhametli olmuşlar mıdır?
Irak'ta, Afganistan'da, Guantanamo'da yaptıklarını biliyoruz. Esirlere nasıl gaddarca muamele ettiklerini biliyoruz.
Hitler Almanya'sı bazen işkence yapmıştı ama esirlerin ve mahpusların bel altına inmemişti.
Lütfen internete giriniz ve Dresden maddesini arayınız. Hem yazılı ve hem görsel malzemelere bakınız...
Kanadalı tarihçinin The other losses kitabını (birçok dile çevrilmiştir) lütfen okuyunuz.
Elinize bir tesbih alınız ve en az otuz kere Dresden Dresden Dresden diye çekiniz. Ta ki, bu facia hafızanıza silinmeyecek bir şekilde kayd edilsin.
Hayır, ben konuyu abartmanızı istemiyorum. Öğrendiklerinizin yarısını mübalağadır diye atınız, geriye kalan sizi dehşete düşürecek, insanlığınızdan utandıracaktır.
(Dresden kıyımı ve yıkımı konusunda hayli kitap yayınlanmıştır. David Irving'in "The Destruction of Dresden" adlı kitabı bunlardan biridir.)
*(İkinci yazı)
Cemaatler Siyaset Yapabilir mi?
Bir İslam cemaati, bir tarikat, Müslüman bir grup siyaset yapar mı, yapabilir mi?.. Elbette yapabilir ama bir tek şartla: İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, İslami hikmete ve Kurani ahlaka uygun bir siyaset yapabilir.
Son yüz yıllık tarihimizde en iyi siyaseti Bediüzzaman hazretleri yapmıştır.
Evet siyaset yapmamak da bir siyasettir.
Hem bu düzene/sisteme bozuk diyeceksin, hem de bu bozuk düzenin haram nimetlerini ganimet bilip domuz gibi yiyeceksin. Böyle siyaset olmaz olsun!
Masonlar siyaset yapabiliyor, Sabataycılar yapabiliyor da Müslümanlar niçin yapamayacakmış?
Yapsınlar da, İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, ahlaka, hikmete uygun şekilde yapsınlar.
İslam dini Müslümanların gayr-i Müslimleri dost ve veli edinmelerini yasak ve haram kılmıştır. Militan İslam düşmanlarını dost ve veli edinerek yapılan siyaset rahmani bir siyaset değil, şeytani bir siyasettir.
Müslüman Makyavelist olamaz, Makyavel'i üstad ve rehber kabul ederek siyaset yapamaz.
İslam'ın temel farzlarından olan istikamet (doğruluk, dürüstlük) siyasette de geçerlidir ve şarttır.
Müslüman, siyaset yapıyorum diye yalan söyleyemez, halkı aldatamaz.
Müslüman, siyaset yapıyorum bahanesiyle söz verip de o sözü tutmamazlık yapamaz.
Müslüman her hal ü karda emanetlere hıyanet edemez.
Müslüman haram yemez.
Müslüman rüşvet almaz.
Müslüman devlet ve belediye bütçelerini şu veya bu şekilde hortumlamaz.
Müslüman hizmet paralarını zimmetine geçirmez.
Müslüman siyasi nüfuzunu şahsi zenginlik ve prestije alet etmez.
Müslüman, onlar kadar olamasa bile Ebubekir Sıddik, Ömerü'l-Faruk, Ömer bin Abdilaziz, Nureddin Zengi, Salahaddin Eyyubi ve diğer adil ve salih sultanlar gibi siyaset yapar.
Müslüman Şeyh/İmam Şamil, Emir Abdülkadir gibi siyaset yapar.
Müslüman Deccallar, Kezzablar, Nemrudlar, Firavunlar, Şeddat'lar gibi siyaset yapmaz.
Müslüman Siyonistler ve Haçlılar gibi siyaset yapmaz.
İslam'a siyaset yoluyla hizmet edeceğim de ve sonra İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, ahlak-ı islamiyeye aykırı her haltı ye... Böyle siyaset olmaz. Böyle siyaset yapanlar merduttur, haindir, mel'undur.
İslam'a ve millete hizmet edeceğim diye siyasete gir ve kısa zamanda kara para (dolar) milyarderi ol. Böyle siyaset olmaz olsun!
Siyasete sahte ve kazib mücahit olarak başla ve haram para babası müteahhit olarak bitir. İslam'da ve Kur'anda böyle şey var mı?
Efendiler!.. Müslüman olarak siyaset yapacaksanız adam gibi yapın!..
İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, ahlak-ı islamiyeye, hikmete uygun olarak yapın.
Ya böyle yapın, ya hiç yapmayın.