Etek boyuna Fransız kalamamak
Kanun “Yüz elli Avro para cezası ve/veya vatandaşlık dersi” diyor ceza olarak. Geçtiğimiz Ekim ayında Fransız parlamentosunda kabul edilen peçe yasağı beraberinde böyle bir caydırıcılığı da getiriyordu. Malum yasa, bir yılı aşkın süredir Fransız siyasetini meşgul etmiş, kimileri bunu güvenlik engeline takıldığı gerekçesiyle desteklemiş, kimileri de karşı çıkmıştı. Evet, güvenliğin sağlanması önemli bir konuydu ve yüzü kapalı birinin kim olduğunun tesbit edilmesi gerekebilirdi. Bunun için yasağı destekleyenlere karşı oluşturulan argümansa en az onun kadar mantıklıydı: Güvenlik açısından bir endişe varsa bu devletin sorunudur ve bu konuda gereken fon ayrılarak kadınların kadın güvenlik görevlilerince muhatap olmaları sağlanır. Böylece sorunsuz yüzlerini açabilirler denmiştir. Yasağın karşısında duranların bir diğer bölümüyse konunun Fransız toplumunda hiçbir reel karşılığı olmadığına işaret ederek Sarkozy’yi siyasi fırsatçılık yapmakla suçlamaktalar. Buna göre ülkedeki Müslüman kadın nüfusunun yüzde birinden daha azına tekabül eden peçeli kadınlara yönelik kanuni bir düzenleme içine girilmesi Sarkozy’nin eksilen popüleritesine ulusalcı kanat açısından bir ivme kazandırmaktı hedef. Müslümanlara “vurmak” da bunun en kısa yolunu teşkil ediyordu -28 Şubat döneminde biz Müslümanlara yapıldığı gibi desem çok da yanlış olmaz herhalde.- Öyle veya böyle, o veya bu sebeple kanun salt çoğunlukla geçti ve peçe kamusal alanda yasaklandı.
Fransa’nın Müslüman kadının kıyafetiyle obsesyonu yeni olmadığından pek şaşırtıcı da olmamıştı bu gelişme. Daha önce de görünen dini sembollerin devlet okullarında yasaklanmasıyla başörtüsüne getirilen yasak büyük yankı uyandırmış ama hemen hemen hiçbir muhalefetle karşılaşılmadan da pürüzsüz devreye sokulmuştu. Bu da yine Fransız rejiminin devlet-vatandaş ilişkisine dair bir düzenleme olarak addedilmişti. Bunun temelinde de Fransız olmanın ne olduğu sorusu yatmaktaydı. Yukarıdaki ilk cümle de tam buna işaret etmekte. Peçe takmanın parasal bir müeyyidesi olduğu kadar sosyal ve siyasal içerikli bir yaptırımı da var: Vatandaşlık dersi! Yani peçe takmayı göze alan Müslüman kadın henüz Fransızlaşamamış demektir. Ve eğitilmesi gerekir. Zira Fransız milli kimliği Hristiyanlığı, o değilse laikliği kendine temel alır ve bunun dışındaki kimlikleri dışlayıcı refleksleri içinde barındırır.
Başını örten ve hatta peçe takan Müslüman kadın iki cepheden hedef alınır Fransız rejimince. Birincisi yeterince Fransa’ya ait gözükmemesidir ki bu da beraberinde otomatik olarak ülkeye olan bağlılığını sorgular duruma sokar. Yani potansiyel suçludur ve uzaktan da olsa takibi elzemdir. İkinci olarak da Oryantalist varsayımları endeks alarak “Hayır hayır olamaz, bir kadın kendi arzusu ve kararı doğrultusunda başını/yüzünü örtemez, o nedenle bunu yapsa yapsa bir erkek yaptırıyordur” gibi düz bir Batı mantığıyla konuya yaklaşılarak değersizleştirilir, manipülasyona açık bir nesneye dönüştürülür.
Bugünlerdeyse Fransa devleti yeni bir atakta. Geçtiğimiz hafta Paris’in Seine-Saint-Denis bölgesindeki bir okul, dört Müslüman kız öğrencisine etek boylarının uzunluğu sebebiyle uyarı vermiş. Gerekçeyse oldukça ilginç: Devletin laiklik ilkesine aykırılık! Anlayacağınız mezroyla ölçülen din ve devlet ilişkisi bahsi geçen...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.