Geçen hafta ikinciliğe düşen Fenerbahçe için, içeride sürekli kazanan ve kulübesi bile çok güçlü olan Eskişehirspor maçı gerçekten zordu. Aslında dün tüm oyun boyunca, sezonun en güzel işleri de yapıldı, en kötüleri de yapıldı Fenerbahçe adına... Kötüler eskiye göre daha az, iyiler de ikinci 45 dakikada daha az yapıldı.

BU KEZ KÖTÜ BAŞLADILAR
Eskişehir'in Batuhan'la bulduğu gol, Fenerbahçe için iyi oldu. "Yenilen golün iyisi mi olur?" diyeceksiniz, ama Galatasaray maçı dışında Fenerbahçe ligin ikinci yarısında maçlara hep iyi başlamıştı. Dün ise kötü başladı. Golü yedikten sonra tıpkı Gençlerbirliği, Beşiktaş maçları ve Galatasaray maçının son 20 dakikası gibi oyuna hükmetti. Bu zaman diliminde iki golün yanında Alex'le de iki net pozisyon buldu. Maça tutuk başlamak, Fenerbahçe'nin sezon başındaki kötü özelliğiydi. Deplasmanlarda skoru bulduktan sonra oyundan düşme gibi bir kötü özelliği de vardı. Ama son 10 dakikada tekrar hücum üstünlüğünü ele geçirmesi, ligin ikinci yarısında fizik gücünün gerçekten iyi olduğunu gösteriyordu.

ŞİMDİ STRES TRABZON'DA
Fenerbahçe orta sahasındaki Mehmet Topuz, Emre ve Cristian için 'iyi mücadele ettiler' diyebiliriz. Ama 'iyi oynadılar' diyemeyiz. İşte; mücadele etmek rakibe gol pozisyonu vermeyi engelliyor. Özellikle ligin ikinci yarısından itibaren bu nokta çok önemli. Fakat dün Alex dışında üreten olmayışı da bir başka negatif özellik. Böylesine kritik bir maçtan 3 puanla çıkan futbolcular, İstanbul'a rahat bir otobüs yolculuğu yapmışlardır. Sonuçta kalan deplasmanlar içinde en zorlusu aşıldı. Maç fazlasıyla da olsa liderlik geldi. Şimdi geçen hafta Fenerbahçe'nin yaşadığı stresi Trabzonspor yaşayacak. Bu gerilimi daha iyi karşılamayı ve kaldırmayı başaran takım da yarışta büyük avantaj sağlayacak diye düşünüyorum.