Kim ne derse desin bu ülkenin çimentosu İslam'dır. Evvelki gün bunun çok bariz bir tezahürünü daha yaşadık.

İstanbul'da muhteşem bir program ile başlatılan 2011 Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle bu gerçeği bir kez daha hatırladık.

Amiyane tabirle kessen bir araya gelmeyecek iki rakip bir araya geldiler. Bu bir araya geliş kerhen gerçekleşmiş bir buluşma değildi.

Kerhen buluşmalar iki muhalifin sadece program gereği ortamdan istifade amaçlı rakibe bir gol atma maksatlı buluşmalar şeklinde oluyor.

Oysa evvelki gün başbakan ile ana muhalefet liderinin bir araya gelişi zoraki bir buluşma değildi. Her ikisi de oradaydı. Sadece bedenen orada değillerdi bu kez aynı düşünce etrafında birleşmişlerdi.

Aynı anayasayı bile farklı yorumlayan iki lider konu İslam Peygamberi Efendimiz aleyhisselam olunca fikirde de birleşmişlerdi.

Her ikisi de mükemmel konuşmalar yaptılar. Her ikisinin konuşmasında da ufak tefek eleştirilecek noktalar vardı. Ama iki ezeli rakibin konuşmaları aynı eksen etrafında birleşiyordu.

Başbakan bu konularda saatlerce irticalen konuşacak alt yapıya sahip olduğu için onun konuşması benim açımdan gayet normal ve sıradan bir konuşmaydı. Ondan başkası da beklenmezdi.

Benim için gecenin en önemli konuşması ana muhalefet liderinin konuşmasıydı. Servet konusunda olduğu gibi gönderdiği ince ve iğneleyici bazı mesajlar istisna edilirse mükemmel bir konuşmaydı. Bilmediğimiz şeyler değildi ama İslam denince, Kuran denince, cami denince anında müthiş tepkiler veren bir geleneğe sahip olan bir partinin genel başkanının böylesi bir konuşma yapması ayakta alkışlanacak bir yeniliktir.

Kendisinin Alevi kökenli olması hasebiyle dini konularda güvenilmez takıyye yapıyor kabilinden yorumlara muhatap olsa da böyle bir konuşma Türkiye'deki sosyal barışın çimentosunun İslam olduğu gerçeğini hatırlatması açısından fevkalade önemlidir.

Geçen sene selefi de benzer bir konuşma yapmıştı, ama onun kadrosu İslam denince, Kuran denince, cami denince anında müthiş tepkiler veren bir kadroydu. Ana muhalefet lideri o kadroyu tasfiye etti. Partisinin yenilendiğini ilan etti.

Evvelki günkü yaptığı konuşmayı da -samimiyet testine tabi tutmadan- yeni dönemin dine ve dindara bakışı olarak algılamamız lazım diye düşünüyorum.

Ana muhalefetin geleneği göz önünde bulundurulunca o konuşma gerçek manada bir devrimdir. Takıyye yapıyor olsa bile bir devrimdir. Bu konuşma ana muhalefeti bağlayıcı bir konuşmadır ve ana muhalefetin din ile dindar ile barışma mesajıdır.

Seçim öncesi siyasi bir yatırım olarak değerlendirilse bile ana muhalefet liderini ben bu konuşmasından ötürü kutluyorum.

Zaten kibar ve nazik bir insan olan ana muhalefet liderinin ağzından sık sık "Sevgili Peygamberimiz" ifadesini duymaktan ben keyif aldım.

Ana muhalefetin yeni kadrosunun laiklik ve din üzerinden gerginliğe sebep olacak politikalardan uzak duracağı anlaşılıyor. Ana muhalefet partisinin bu hususta geldiği nokta Türkiye açısından son derece faydalı bir aşamadır. Toplumun gerçeğine gözlerini kapamayan aksine onunla bütünleşen bir ana muhalefet bence iyi yoldadır.

Ana muhalefet liderine bu zemini hazırlayanlar da toplumun sosyal barışına önemli katkılarda bulunmuştur. İki ezeli rakibin yan yana oturmaları ve aynı fikirde birleşiyor olmaları toplumu da rahatlatan bir görüntüdür.

Toplumu ferahlatan bu birlikteliği gerçekleştirdiği için Diyanet İşleri Başkanlığına ve değerli başkanına da olarak teşekkür borçluyuz.