Puan derdi olmayınca güzel bir maç seyrettik. Belki mükemmel bir futbol olmadı ama seyir zevki yüksek bir mücadele vardı sahada. Bireysel hareketlerin daha çok Beşiktaş'tan geldiği oyunda Galatasaray yine kalite sorunu yaşadı.

Bülent Ünder'i bu maçta iki türlü değerlendirmeli. İlk yarıdaki Galatasaray'da Ünder'in futbol anlayışı takımın bedenine oturmuş gözüktü. Galatasaray tek top oynuyor, geri pas bitmiş, yardımlaşma çoğalmış. Takım halinde işliyorlar. Arda bile savunmasına yardıma geliyor. Görüntü ve uygulama güzel.

Golsüz ilk yarının Galatasaray adına kayda değer tek hareketi Baros'un kale dibine ortalanan topta arkadan itilmesiydi. Baroş dengesini kaybedince pozisyon öldü.

İkinci yarı Ünder yanlış işler yapınca Beşiktaş bir anda 2-0 öne geçti ve yenilgi geldi. Sarı kartı olan Serkan'ı kenara alan Ünder, Aydın'ı savunmanın sağına çekti. Takımın çivisi çıktı!

Ünder'in bir başka uygulaması da iki yabancıyla oynamasıydı. Baroş ve Culio'nun dışında hepsi Türk çocuklarıydı.

İlk yarı Beşiktaş daha çok Quaresma ve Guti ile işledi. Q7 pozisyonları yedi, Guti yorgun savaşçıyı oynadı. Beşiktaş bireysel yüklenmelerin dışında rakip kaleyi rahatsız edemedi. 59 ve 61'de gelen Beşiktaş golleri Galatasaray'ı çökertince oyunun hakimi Beşiktaş oldu. Oysa o dakikalara kadar Galatasaray iyiydi. Quaresma'nın mükemmel vuruşunu Aykut uçarak mükemmel kurtardı, Bobo önüne düşen topu kafayla direğe nişanladı. Maçın en önemli gol şansı buydu demeye kalmadı Bobo bir kez daha şutladı bu kez yine aynı direk Galatasaray'ı korudu. Felaket geliyorum dedi.Sonrasında şans da Galatasaray'ı bıraktı.

Galatasaray'ın kalite eksiği onu yenilgilere sürüklüyor. Servet'in gereksiz faulü ve Guti'nin duran top ortasında Aurelio'nun amorf kafası ilk golü, sonrasında Mustafa Sarp'ın son adam olarak topu Simao'dan sökememesi ikinci golü yedirdi. Başa baş oyun bir anda ihanete dönüştü! Ünder dayanamadı Sarp'ı oyundan aldı ama atı alan da Üsküdar'ı geçti.

Galatasaray bu yıl ne yapsa kaderi doğrultamıyor.

Baksanıza; İnönü de Galatasaray'ı kurtaramadı!