Rasûlullah “Allah’ın Elçisi” Değil mi?
Bir okuyucum diyor ki:
“Nebî; Cennet cehennem ve bütün hâdiseleri bizzat görerek, gelip haber verendir. İlimleri şuhûdîdir. Bizim Nebî'miz, cennet cehennem dahil bütün ulviyyâtı, bizzat görmüştür. Diğer peygamberân-ı ızâm ise, ruhen gördüler. Bizim Nebî'mizin vârisleri de rûhen görür."
Kaynak olarak nereden alındığı bilinmeyen bu paragraftan sonra aynı okuyucum, daha önceki bir yazımda kullandığım “Allah’ın Elçisi” tabirine atıfta bulunarak bana soruyor: “Son Nebî ve Rasûl, nasıl elçi olur?”
Önceki paragrafı bir kenara alıyorum. “Rezerv” koyduğum paragraftaki birkaç noktayı sonraki yazımda ele alacağım inşallah. Okuyucumun sorusunu çok tuhaf bulduğumu söylemeliyim. Acaba, Rasûlullah aleyhissalatü vesselam “Allah’ın Elçisi” değil de nedir?
Günümüzde Müslümanların pek çok önemli konu ve problemleri varken, bu konuyu tartışmanın bize fayda sağlamayacağını biliyorum. Ancak, çok basit bir dil çevirisinin bile, dini bir problem olarak karşımıza çıkarılmasını da anlayamıyorum. Mana ve mefhumu bırakıp kelimelere niye bu kadar takılıyoruz ki?!.. Acaba, okuyucumuzun “Elçi” sözünden anladığı nedir? Bu sözcüğü kullanmak gerçekten yanlış mıdır?
Türkçe dilbilgisini bildiğine inanmak istediğim bu okuyucum, muhtemelen Arapça ile Farsça dillerini bilmiyor, ya da çeviri ve tercüme’nin ne demek olduğundan habersizdir! Aksi halde; “Rasûl” ve “Nebî” kelimelerinin dilimize Arapça’dan, “Peygamber” kelimesinin de Farsça’dan geldiğini bilen bir kimse, böyle bir soruyu asla sormaz!
Osmanlıca veya Türkçe yazılmış herhangi bir dini kitabı elinize alınız, “Rasûlullah” terkibinin karşılığının “Allah’ın Elçisi” olarak çevrildiğini görürsünüz. Kelime-i Şehadet ve Kelime-i Tevhid’de de “Rasûl” kelimesi hep “Elçi” olarak çevrilmiştir. Şimdi soralım: Hz.Peygamber aleyhissalatü vesselam efendimiz Allah’ın “Elçi”si değilse nedir?
İranlılar, Farsça’da “elçi” demek olan “peygamber” kelimesini “rasûl” karşılığında kullanıyorlar da, biz neden Türkçe’mizdeki “elçi” kelimesini kullanmayalım? Anlaşılıyor ki, okuyucumuz peygamber kelimesinin bize hangi dilden geçtiğini ve ne anlama geldiğini de bilmiyor!.. Bilseydi “elçi” kelimesine böyle karşı çıkar mıydı?!
Diğer Müslüman milletlerde de durum aynıdır. “Rasûl” ve “Nebî” kelimelerini çevirirken, onlar da kendi dillerindeki karşılıklarını kullanmışlardır. Mesela, “Rasûlullah” İngilizce’de “The Prophet of Allah” olarak tercüme edilir. “Nebî” kelimesinin karşılığı da “Messenger”dır. Yani, Nebîyyullah “Allah’tan haber getiren” anlamında “The Messenger of Allah” olarak kullanılmıştır. Bunda da dînen ve lisânen hiçbir sakınca yoktur. Çeviriden amaç; mefhumun anlaşılmasıdır.
Yazımızı, akademik detaya girmeden bitirelim. Kur’an-ı Kerim’de Peygamberler, şayet Allah’a nisbet edilirlerse “Nebî”, insanlara nispet edilirlerse “Resül” olarak kullanılmıştır. “Nebî” ve “Rasûl” kelimeleri bu iki ilişkiyi ifade eder. Başka bir deyişle, peygamberlerin Allah ile özel ilişkisine "nübüvvet"; insanlarla olan "ilâhî görev" ilişkisine de "risâlet" adı verilmiştir.
Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselam efendimiz, hem Allah’ın Nebîsi, hem Allah’ın Rasûlü, hem de Allah’ın Elçisi’dir. Bunların hepsi de aynı kapıya çıkar. Yani O, Allah’tan haber getiren ve insanlara ulaştıran bir elçidir.
Acaba okuyucumuz, dünyadaki diplomatlar için kullanılan “elçi” tabiriyle, peygamberler için kullanılan “elçi” nitelemesini aynı sanıyor olmasın?!.. Eğer öyleyse, kelimenin bağlamını/nispetini bilmiyor ve boşuna karşı çıkıyor! Değilse, bir Müslüman olarak bilgilerini yeniden gözden geçirmeli ve inancını tashih etmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.