Düşünmek bile istemiyorum
l Selamun aleyküm ablacım, size ablam vasıtası ile ulaşmış bulunmaktayım. Ben 21 yaşındayım. Kendim hayata negatif bakmakla birlikte manevi duygularını oldukça basite indirgemiş bir halet-i ruhiye içindeyim... Her nedense kendimi hiçbir kaba sığdıramıyorum. Mutlu bir aile yapımın olmamasının yanında hayatım zorluklarla geçti ve hâlâ mücadele etmekteyim. Şu an üniversite için hazırlanmaktayım. Eğer kazanamazsam başıma gelecekleri düşünmek bile istemiyorum. İntiharı bile düşünebilirim. Ben dini değerleri her şeyin üstünde tutan biri iken beni bu hale getiren sebeplerin, yaşadıkların yaşayacaklarının teminatıdır sözünü bizzat delilleri ile yaşadım. Şu an tek umudum okul o da olmasa ne yapacağım bilmiyorum. Bana tatmin olacağım bir cevap gönderirseniz biraz mutlu olurum. H. K.
Hiç vakit kaybetmeyin
l Hedeflerimiz, yaşam alanlarımız kadar geniştir. Üniversiteyle ilgili, arkadaş çevremizle ilgili, ailemizle ilgili, iş hayatımızla ilgili, evlilik hayatımızla ilgili, çocuklarımızla ilgili... hayallerimiz ve hedeflerimiz vardır. Her gün bu hedeflere doğru biraz daha koşar ve ömrümüzün nasıl bittiğini anlamayız. Yaşam amaçlarımız bizi hayata bağlar. Onlar olmasa kendimizi değersiz ve anlamsız hissederiz. Anladığıma göre seni yaşama bağlayacak yaşam hedeflerini kaybettin ve bütün hayallerini üniversitede alacağın puana odakladın. Oysa çevrende seni hayata bağlayan ve sana yaşama sevinci veren o kadar çok şeyler var ki, bunların farkına vardığında kendini daha iyi hissedeceksin. Eğer sadece sınava kilitlenirsen, bu senin için bir baskıya dönüşecektir. Oysa hayatta bir çok alternatiflerimiz bir çok neşe kaynaklarımız vardır, onları da keşfedebilir ve kendimizi bunlarla bir bütün olarak görebiliriz. İçinden intihar duygusunun geçiyor olması ise hiç vakit kaybetmeden bir psikiyatriste gitmeni gerekli kılıyor. Lütfen bu tavsiyemi dikkate alın ve hemen bir psikiyatri uzmanına başvurun ve bu duygunuzu doktorunuzla paylaşın. Umarım doktorunuzun da desteğiyle hayata daha sıkı tutunacak ve bugünleri tebessümle yad edeceksiniz.
Namaz kılmıyor
l 25 yaşındaki oğlumu küçük yaştan itibaren İslami terbiye üzere yetiştirdim. Liseyi dışarıdan okudu. Daha sonra iki yıllık üniversite kazandı Anadolu'ya gitti. Oğlum Üniversiteye gidinceye kadar melek gibi bir çocuktu ama okula gittiğinde ne olduysa onu tanıyamaz olduk. Çok değişti, bizi beğenmemeye başladı, dini konularla ilgili sohbet ettiğimizde tepki vererek ortamdan uzaklaşmaya çalıştı. Artık namaz kılmıyor, "oğlum namazını kıl, neden namazı bıraktın" dediğimde de, "bana böyle şeyler söyleme, kendin kıl bana karışma" diyor. Müslüman bir genç anneye böyle bir şey söyler mi? Çok gücüme gidiyor ama çaresiz kalıyorum. Oğluma hiç olmazsa namazlarını kılması gerektiğini söylemek istiyorum ama onu hepten kaybederim diye korkuyorum...
F. İ.
Grup çalışmaları etkili oluyor
l Aileler çocuklarıyla ilgili sorunlarını dile getirirken, onların namaz konusunda yeterince hassas olmadıklarını belirtiyorlar. Bunda yaşadığımız hayat şartlarının, gencin dış dünyada özdeşim kurduğu kişilerin ya da arkadaş grubunun, çevresel faktörlerin etkileri vardır. Bu nedenle oğlunuzu suçlamayın ama onu sevdiği ve güven duyduğu bir yakınınız aracılığıyla bir arkadaş grubuna dâhil edin. Bu konuda çeşitli dernek ve vakıflarda gençlerin oluşturduğu kültürel gruplar vardır. İlgi alanına uygun bir gruba teşvik edebilir ve burada grubun değerleriyle yeniden kendini bulmasına yardımcı olabilirsiniz.
Size oğlunuzla kurduğunuz iletişim tarzınızda suçlayıcı olmamanızı tavsiye ederim. Onu anlamaya çalışın, duygularını aktarmasına fırsat tanıyın, okulda yaşadığı zorlukları paylaşın. Önce iyi bir ilişki kurmaya gayret edin. Bundan sonra söylemek istediğiniz şeyi, ben dili kullanarak ifade edebilir ve ona yardımcı olmak istediğinizi vurgulayabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.