Bin Ladin’in Afganistan’da Rus yayılmacılığına karşı CIA ile ortak mücadelesi ve cihadındaki bâzı metodlar tartışılır olsa da, hattâ ABD’nin, İslâmcı terör üzerinden kullandığı bir figür olduğu iddia edilse de, sonradan Amerika’ya cihad anlayışıyla karşı çıkan, Amerika’nın da korkabileceğini, arada bir korkutulması gerektiğini öğreten ve yerine göre diyâr-ı küffara silahla haddinin bildirilmesi cesaretini veren bir Müslüman’dı. Eğer öldüyse Allah (c.c) ecrini versin ve taksiratını affetsin.

Türkiye’de milliyetçi, Türkçü, mukaddesatçı ve İslâmcı etiket altında duran bâzı aydınların bu hadiseye Amerikancı-muvazaa gözlüğüyle bakıp değerlendirmeleri ne kadar hazin. Bâzılarının da dillerine geliyormuş gibi yapıp ama bir türlü dile getiremedikleri “Amerika’nın sicili kabarık bir katil ve emperyalist olduğu, katliam suçlarının hayli biriktiği” dir.

Söyleyiverin gitsin, bre korkaklar! Bre dâvasız muvazaacı gazeteci-yazarlar! “Amerika dünyanın en şedit, en kanlı katili ve terörist devletidir” diye manşet atsanız, çıkıp meydana üç-beş arkadaşınızla haykırsanız n’olur? Sağlığınız mı bozulur? Dininize zarar mı gelir? Fişlenir misiniz? Ekmek kapınızdan mı kovulursunuz?

Ardından da şöyle deyiverin: Amerika, Müslümanlara dost değildir. Hele de istiklâliyetini kazanmaya çalışan Türkiye’ye asla ve kat’a dost olabileceğini düşünmek eblehliğin tâ kendisidir.

Terör, katliam ve sömürgeciliğin kaynağı ve müsebbibinin Amerika-İsrail-İngiltere üçlüsünün olduğunu söyleyemeyenleri durdukları yere ve mazeretlerine göre değerlendirin bakalım, neler çıkacak?

AMERİKA’YA KAATİL DEMENİN TÂLİMİ

Ben kendi adıma Amerika’ya kaatil diyebilmeyi dâvamın bir rüknü olarak görüp Amerika’ya karşı olmanın bütün celâliyetini taşıyan türkülerle tâlim etmiştim.

“Bütün insanlık adına /Amerika katil katil / Hukuk yapar kendi bozar /Amerika katil katil / Devleti devlete çatar / İt gibi pusuda yatar / Kan döktürür silah satar /Amerika katil katil / Gavurun alçak sarısı / Küstü dünyanın yarısı / Vietnam’ın pis karısı / Amerika katil katil./ Katil Amerika katil” türküsünü dinledikten sonra arkasından da “Ambargo mamborgo dinleme kardaş / Gelin Amerika kovulsun gitsin / Üsleri müsleri kalksın ortadan / Kendi toprağına savulsun gitsin / Gel gel kardaşım / Gel gel hemşehrim / Bu herifler senden alır haşhaşı / Morfin eder sana açar savaşı / Boşuna vurmadan gardaş gardaşı / Bir bayram günü davul çalınsın gitsin / Bu topraklar bizimdir bizim olacak / Amerika belâ buldu bulacak / Gelin bir bayram günü kovalım gitsin / Kendi toprağına defolup gitsin / Gel gel gardaşım, gel gel hemşerim” türküsünü dinler ve Amerikan aleyhtârlığımı yüksek dozda tutardım.

BÂZI “SAĞCI-DİNDAR” AYDINLAR ŞU SÖZLERİ GAZETELERİNE MANŞET YAPABİLİRLER Mİ?

İsmet Özel’in “Bir Türkler var, yani Müslümanlar, Bir de Amerika. Kafire, yani Amerika’ya kim karşı koyuyorsa o Türk’tür. Ya Amerikalı olacaksın, ya Türk. Bu dünyada bazı ufak aksaklıklar dışında bir sorun yoktur diyorsanız Amerika taraftarısınız. Türkçüler, Türk olmayanların uğraştığı bir şeydir. Parayı sevenler Amerikalı olmayı kabul ettiler. Amerika’yla çatışmayı göze alanlara Müslüman Türk denir” ifadesini gazetelerinizin birinci sayfasında yazamıyorsanız Amerika’nın katil olduğunu da söyleyemezsiniz

Ardından İsmail Kılıçaslan’ın şu satırlarını gazetelerinizin manşetine koyabiliyor musunuz? :“Hrantı öldüren Türkiye’de Amerika’dır. Diyarbakır’da 10 yaşındaki çocuklara molotof attıran da Amerika’dır. Bunu Çin’deki Amerika, Mısır’daki Amerika şeklinde çoğaltabilirsiniz. Amerika kendi amaçları için kan içmeye, kan istemeye devam ediyor. Sadece coğrafî bir ülke olarak değil Amerika, dünyadaki tüm Amerikalar yapıyor. Batı adıyla ifade ettiğimiz Amerikan bir zihniyettir” diyerek, kılık ve imaj değiştiren Amerikan emperyalizminin devam ettiğini kalp kulağımıza üflüyor.”

Tirajlarıyla en çok görücüye çıkan “köşe”lerinizde şu sözleri açık yüreklilikle dile getirebilir misiniz?: “Amerika sadece Hiroşima, Kamboçya, Vieatnam, Latin Amerika ve İslâm ülkelerinde milyonlarca insanın kâtili olarak “Büyük Şeytan” lığını hafızalardan ve kalplerden silemeyecektir. Şüphesiz ki, yalnızca Irak’ta 1,5 milyon insanın katledilmesinin baş müsebbibi olarak dünyanın jandarmalığına soyunan Amerika emperyalist çarkını döndürmek için farklı metodlarla kâtilliğini elan sürdürmektedir.”

“Sağcılar ve solcular Amerika’ya karşı olamazlar” diye bir zarf atmıştım. Bu zarfımızda dediklerimizin cevabını hâlâ bekliyor ve sorumuzu bir daha soruyoruz: Türkçüler, milliyetçiler, ulusalcı sağcı ve solcular resmî ağızdan ve ABD elçisinin bizzat makamına vararak yüzüne karşı “Amerika kaatil!” diyebilirler mi?

Daha önce bir yazımda sorduğum şu sorumu da tekrar ediyorum: “Zinhar, siz siz olun, çok sağlam bir imana, fikre ve icraata bağlı Amerikan aleyhtarlığınız yoksa, “Türkiye ulusalcı bağımsız bir ülke” diye ağzınızdan bir söz kaçırmayın. Amerika’ya fikren ve siyaseten, imanınız ve hayat tarzınızla karşı çıkabiliyor musunuz? Neredesiniz gerçek Amerikan aleyhtarları? Sizleri gündüz gün ışığında fenerle arıyorum.”