Bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, birlikte gittiğimiz Sırbistan ziyaretinde sohbet ederken, mayıs ayı içinde Türkiye'nin önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacağına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Türkiye dünya devletleri arasında çok önemli bir noktada artık. Önümüzdeki günlerde BM'nin en az gelişmiş ülkeler toplantısı İstanbul'da yapılacak. Bunu yapmak önemli bir şey... İlk ikisi Paris'te, üçüncüsü de Avrupa'nın başkenti Brüksel'de yapıldı. Bakın bu toplantının 4'üncüsü İstanbul'da yapılıyor. Bu çok önemlidir. Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor."
9-13 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleşecek "Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı"na yaklaşık 50 devlet ve hükümet başkanı, 75 bakan, 30 bakan yardımcısı ve 36 uluslararası örgüt başkanı katılacak. BM üyesi 192 ülke İstanbul'a geliyor. Dünyanın en yoksul 48 ülkesinin sorunları ele alınacak.
Bu ülkelerden 33'ü Afrika'da, 14'ü ise Asya Pasifik bölgesinde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı konferansta sadece hükümetler arası görüşmeler değil, farklı etkinliklerin olması da planlanıyor. Bunlar arasında "Parlamenter Forumu", "Sivil Toplum Forumu" ve ilk kez düzenlenecek olan "Entelektüeller Forumu" dikkat çekiyor. Bu toplantıya ev sahipliği yapan Türkiye, bana "iki Türkiye" gerçeğini hatırlattı. Biri kendi sorunlarını çözmekten kaçan, öteki dünyanın dört bir yanından gelen 10 bin insanla, en az gelişmiş 48 ülkenin sorunlarına çözüm arayan Türkiye...
Sizce hangi Türkiye kazanacak?
Kaçan mı çözüm arayan mı?
Çözüm arayan bir Türkiye'nin demokrasi içinde kendi yurttaşlarının "eşitlik" talebini görmezden gelmesi mümkün değil...