Siyasi partiler sanat ve kültür konusunda yine sınıfta kaldı!
Zaman'da ilk yazarlık tecrübem kültür sayfalarında başladı; sonraları başka sayfalara geçtimse de gözüm hep orada kaldı; nitekim ne zaman gazeteye yolum düşse, evvelâ kültür servisine uğramayı âdet edindim.
Aslında birazdan sizlere takdim edeceğim konuda -eski bir kültür yazarı sıfatıya- doğrudan benim araştırma yapmam, partilerimizin seçim beyannamelerini inceleyip kültür, sanat, eğitim gibi konularda kim ne söylüyor sorusuna cevap aramam gerekirdi ama işin doğrusu üşendim. Kaldı ki seçim beyannamelerinin ciddiyeti ve tutarlılığı konusunda vehim sahibi biriyim. İşte tam böyle bir noktada müzikolog, İTÜ konservatuarı öğretim üyesi ve yazar Dr. Göktan Ay'ın göndermek nezaketinde bulunduğu, "Partilerin seçim beyannamelerinde sanat/eğitim var mı?" konulu makale imdadıma yetişiverdi. Sayın Ay benim gibi üşenmeyip partilerin sanat konusunda ne vaadettiğini incelemiş; sonucun özetle hayal kırıklığı olduğunu söyleyebilirim. Bunun üzerine Göktan Hoca almış sazı eline...
Her fikrine katılmayabilirsiniz ama bu konuda tek başına siyasi partilerimizden daha çok fikir ve uygulanabilir proje ürettiği tartışılmaz. Haziran seçimlerine aday adayı olarak girmeye hazırlanan ama listelere giremeyen Dr. Göktan Ay'ın ilginç fikirlerinden diğer partilerin kopye çekmemesi için hiç bir engel yok. Mîrî malı sayılır. Bakın neler diyor:
"Değerli müziksever, iş gene başa düştü. Partiler vaatleri açıkladı, an itibarıyla müzikle ilgili tek satır yok. O halde kendi kendimize gelin güvey olalım: Konser biletleri maksimum 10 TL olacak, çünkü Kültür Bakanlığı bütçesinden bir bölümü konser ve festival destek bütçesi olarak ayıracağım. Nasıl başka partiler tütünü, çayı, fındığı, pancarı sübvanse ediyorsa biz de konserleri sübvanse edeceğiz.
Her mahallede bir yıkık dökük bina bulunacak, o bina büyüklüğüne falan bakılmadan performans merkezi olarak restore edilecek. Ses sistemi ve izolasyon belediyeden, örgütlenmek sizden. Parayı nereden mi bulacağım? Bir seneliğine kaldırım kırıp yenisini yapmasam yeter. Mahalle konser salonları tamamen özerk olacak. Başlarında YÖK gibi bir adet PÖK (Performans Örgütleme Kurumu) olmayacak. Türküyse türkü, rap'se rap, rock'sa rock, mahallenin gençlerinin elinden ne geliyorsa artık, dükkan sizin...
Konser salonlarında ve barlarda sigara serbest olacak. Kaçak yapılara ruhsat vermekten daha az tehlikeli, sağlığa ve çevreye daha az zararlı. Millet sevdiği sanatçıyı kaçırmadan kesintisiz izleyecek. Ayrıca özel bir havalandırma sistemini mecburi tutacağım. O sistemi de benim birader ithal edecek. [Bu fikre katılmıyorum elbette fakat o kadar şirin ki, sansürlemeye kıyamadım /ATA.]
Konser ve festivallerde 24 yaş sınırı kaldırılacak. Herkes özgürce konser izleyebilecek. Buralarda da memleketin her yerinde geçerli olan ve 18 yaş altına alkol satışını yasaklayan yasa uygulanacak (olay bu kadar basit aslında). Gençlik müzikten eğlenceden değil sadece alkolden korunacak.
Bütün CD'ler önce 1 TL'ye inecek, sonra azalarak ortadan kalkacak. Milyonlarca dinlenmeyen plastik kap doğayı kirletmeyecek. Onun yerine mp3 ve plak desteklenecek. Çok meraklı olan, plağını çıkarıp satışa sunsun. "Değmez" diyen mp3'le yetinsin.
MÜYAP'a hizmetlerinden dolayı teşekkür edilecek. Sanatçıların haklarını koruyan yeni bir kuruluş oluşturulacak. Yönetim kurulu ve başkan üye sanatçıların tamamının oylarıyla seçilecek.
Şarkılarda, "karanlıklar", "yalnızlık", "sensizlik" gibi sözcüklerin kullanımını azaltmaya yönelik sosyal proje ve kampanyalar desteklenecek. Aşkı ve ayrılığı anlatmak için yeni sözcükler bulunması desteklenecek. Bu işe Türk Dil Kurumu karıştırılmayacak. [Harika, bayıldım!]
Yağmur altında ve/veya tuğla duvar önünde şarkı söyleyenler, üstü açık araba ve Rus mankenle klip çekenler için anti-klişe merkezleri kurulacak. Bu kardeşlerimiz sevgiyle kucaklanacak, her biri hayata döndürülecek, istedikleri takdirde kendilerine yeni iş imkanları sunulacak. İş bulamayana işsizlik danışmanı tutulacak. Klip yönetmenlerine Arap ve Ortadoğu ülkelerinden bu alanda kafalayacakları yeni sanatçılar bulunarak sektör desteklenecek."
Böyle vizyon sahibi bir vekil adayını farketmeyen partilerimize buradan irice bir teessüf göndererek, seçimden sonra Kültür Bakanı olacak kişi için Gökhan Hoca'nın hazırladığı iş listesini takdim edelim. Listede Devlet Koro, Orkestra ve topluluk sanatçılarının özlük ve emeklilik haklarının iyileştirilmesi, AVM'lerde kültür merkezleri yapılması mecburiyeti, il ve ilçelerde çok yönlü konser ve kültür merkezleri yaptırılması, TOKİ tarafından yapılan evlerin mimari bakımdan o şehrin yapısına uygun tasarlanması; sanatçı, bestekar ve stüdyo sahiplerinin desteklenmesi, Kültür Müdürlüklerinin alanla ilgili kişiler arasından atanması, konservatuarlara öğrenci alımında "ALES ve ÜDS vb. sınavların" değil, yeteneğin, üretimin ve çalışmaların öne çıkarılması, devlet topluluklarına sanatçı alımında, "konservatuar mezunlarının öncelikle" tercih edilmesi, sanat, müzik, halk oyunları STK'larına destek olunması, belediyelerde her sanatçının içinde yer alacağı "Sanat konseyleri" kurulması, ülke çapında her yaz 4 ay sürecek, amatör-profesyonel sanatçıların katılacağı sanat şenliği programları gibi elle tutulur, uygulanabilir teklifler yer alıyor.
Bu güzel ve önemli iktibaslardan sonra, partilerin seçim beyannamelerini değerlendirme görevimi yerine getirdiğime inanıyorum; ben Göktan Hoca'nın projelerinden kopye çektim; inşallah seçimi kazanacak parti de benim kadar ferâset gösterir ve fikirlere sahip çıkar.