Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Söylesem ayıp olur mu?

Söylesem ayıp olur mu?

l 30 yaşında bir sağlık görevlisiyim. Evlendim ama anlaşamadığım için ayrıldım. Şimdi hastanenin lojmanında iki arkadaşımla birlikte kalıyorum. Bir yıl önce örtündüm. Tatillerde, yanımda kitap götürüyorum mümkün olduğunca İslami eserleri okumaya çalışıyorum. Dinimi öğrenmeye çalıştıkça hatalarımı daha iyi görüyorum. Aslında bir çok yönümü değiştirdim, artık kendimi kontrol etmeyi biliyorum. Fakat söylesem ayıp olur mu bilmiyorum ama biraz hasedliğim var ve bu yönümü hiç değiştiremiyorum. Ne bileyim, benden güzel, benden başarılı, benden zeki birini gördüğümde hemen kıskanıyorum ve bu durumun ondan gitmesini istiyorum. Kitaplara baktım, bendeki durum kıskançlığı aşmış artık hasetliğe doğru gidiyor. Mesela evde kalan arkadaşlarımdan biri çok zekidir inanın gizli gizli ona da haset besliyorum... Belki de beni ayıplayacaksınız ama ne yapabilirim ki? Her insanın bir kusuru vardır derler benim kusurum da bu. Ama inanın ben hatalarımdan bile bir şeyler öğrendim. Hasetliğimden çok çektim. Haset insanı mahvediyor, insanın içindeki sevgiyi köreltiyor, bencilleştiriyor, yalnızlaştırıyor.. Ama tedavisi nasıl olur bilemiyorum... Bu konuda bana neler tavsiye edersiniz?

S. D.

Haset yıkıcıdır

l Sizin de ifade ettiğiniz gibi haset duygusu, tahrip edici, yıkıcı ve yorucu bir duygudur. Uzmanlar haset duygusunun kişinin yoksunluğuyla, sahip olamadığı şeylerin başkalarında olmasına katlanamamasıyla ilgili olduğunu söyleseler de bu duygunun insandan tamamen uzaklaşması mümkün olmuyor. Çünkü bizler hayata bazı zaaf noktalarımızla birlikte geliyoruz ve bunlarla nasıl başaçıkabileceğimizi yine hayatın içinde öğreniyoruz. Daha çocuk yaşlara kardeşimize alınan eşyalara, arkadaşımızın oyuncaklarına karşı haset eder, kıskanır ve bunları onlardan almaya çalışırız... O dönem bu durumu fark eden büyüklerimiz doğru yöntemle bize paylaşmayı öğrettiklerinde bu duygumuzu iyileştirebiliriz. Aksi durumda sorunumuz kendimizle birlikte büyüyebilir.

Haset duygusu tarih sürecinde hemen hemen bütün kötülüklerin başlamasına neden olmuştur. Arkadaş arkadaşa, kardeş kardeşe komşu komşuya haset ettiğinde onda olan güzel şeylerin yok olmasını istemekte ve ona karşı büyük bir düşmanlık beslemektedir. Bu da bizleri birbirimize bağlayan sevgi ve şefkat duygularını yok eder. İnsan doğuştan bazı zaaflar taşır fakat bu zaafları istediği takdirde eğitebilir ehilleştirebilir. Bu konuda dinimiz bizlere yol göstermektedir. Yani, haset ve kıskançlığın eğitilmesi, ehilleştirilmesi ve ıslah edilmesi dinimizin tavsiye ettiği bir vecibedir. Dinimiz bizlerin huzur ve suküneti için gerekli olabilecek bütün formülleri vermiş ve bunlara tabi olmamız için tavsiyelerde bulunmuştur. Sorunu bu çerçevede ele aldığımızda, hasedi iyileştirmenin en etkili yolu, çevremizdeki insanları ve yakınlarımızı bir rakip olarak görmeyip, İslam kardeşliği kapsamında görmektir.

Size öncelikle, haset beslediğiniz kişiye iyilik etmenizi ve ona duada bulunmanızı tavsiye ederiz. Bu davranışınızın sonucunda sizde uyanan pozitif duygunun farkına varmaya ve bilinç kazanmaya odaklanın. Daha sonra da her iki davranışınızın sizde uyandırdığı duyguyu mukayese edin. Haset ettiğiniz zaman ne hissedersiniz? İçiniz bunalır, kendinizi kötü hissedersiniz, tahrip etmek yok etmek ister ama diğer yandan vicdanınızın sesiyle karşılaşırsınız... Ve bu davranışınızın size getirdiği şey mutsuzluktur, duygusal kargaşadır... Peki aynı kişiye iyilik ettiğinizde, onun için duada bulunduğunuzda kendiniz için istediğinizi onun için de istediğinizde ne hissedersiniz? Hiç şüphesiz bariz bir iç huzuru yaşarsınız. Kendinizi iyi hissedersiniz... Çünkü başkaları için yaptığınız iyiliklerin bereketi ve enerjisi size de ulaşır ve huzur bulursunuz... Size, bu konuda Peygamberimizin tavsiyelerini dikkate almanızı ve duygularınızı mukayese ederek, doğru davranışa adapte olmanızı tavsiye ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi