AK Parti niçin susuyor, ne zamana kadar susacak?
Ne yapacak?
Şimdi en çok sorulan soru bu..
Kimine göre bu iş bitti. Yeni bir parti ve yeni bir genel başkanla yoluna devam edecek.. Hatta Genel Başkan bile belli. Numan Kurtulmuş. Verso’nun başkanı Erhan Göksel’e göre bu böyle..
Bahçeli’ye göre hiçbir parti vazgeçilmez değil. Kapasın gitsin yani. Aslında partisiz de olur. Parti dediğin ne ki?
Perihan Mağden yazıyor: “Tevekkül. Rehavet. Miskinlik. Biat. Kadercilik. Korkaklık. Güç bağımlılığı. Esasında: Güçsüzlüğün/uyuşmacılığın içselleştirilmesi hali.
Berbat(h) bir AKP var ‘huzurlarımızda’. Evet Kemalistler’in ‘huzuru’, o herrr bi şeyden kaçı kaçıveren huzurları kaçmamış oluyor bu sayede. Ellerini kavuşturmuş (hani o meşhuuur 367 Kararı’nı almış olan) Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekliyorlar, kıldan ince boyunlarıyla.
Fanatik/laikçi/life-style hastası/şirret Kemalistler yatsınlar kalksınlar da bu AKP’ye dindar oldukları için, tevekkül miskinliğiyle, biat pratiğiyle donatıldıkları için şükretsinler.
Bu büyük çoğunluk, bu ezici sayıda kitle dindar olmasaydı, afyonlu olmasaydı, ezelden beri ezik büzük ve itaatkâr olmasaydı; NAH bu kadar uzun sürerdi onların ceberut/kıymeti kendinden menkul/yarı faşist/tam devletçi hükümranlığı!”
Kimine göre Erdoğan yelkenleri indirdi ve bu iş bitti. Doğan-Dalan ekibi her akşam zaferlerini kutluyorlar.
Kimine göre ise “Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu..”
Erdoğan önce üzerilerine gitti, şimdi ric’at ediyor.. Aslında sütre gerisinden üstüne gelenlerin cür’et ve cesaretlerini artırıp, gizlendikleri yerden çıkıp saldırıya geçmelerini bekliyor. Onları kendi sahasına çekecek, sonra arkadan kuşatıp tepelerine inecek.. Hani “Türk savaş taktiği” Hilal harekatı. Yani operasyonun kod adı “Hilal” olur herhalde..
Erdoğan’ı yakından tanıyanlar, Erdoğan’ın uysal kuzu gibi boynunu uzatıp beklemeyeceğini söylüyorlar..
Erdoğan’ın sessizliği “sinir bozucu”. Hasan Celal Güzel’in öfkeli tepkisini biliyorsunuz..
AK Parti çevresinden edindiğim izlenim şu, Erdoğan en az 3 ihtimal üzerine plan yapıyor.. Zamana ihtiyacı var ve şartların oluşmasını bekliyor..
Şimdi önce şu 19 Mayıs’ın geçmesi gerek.. Ardından Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişikliği ile ilgili kararını vermesi gerek.
Ne ilgisi var diyeceksiniz ama, şu Kraliçe hele bir gitsin..
Biliyorsunuz İngiltere Türkiye’nin stratejik ortaklarından bir diğeri..
Lozan’dan tutun, Montreux’a Musul’dan Kerkük’e, Kıbrıs’a kadar her alanda, kökü tarihe dayalı işbirlikleri sözkonusu..
İsrail konusu da bunlardan bir diğeri..
Sadece Musul-Kerkük değil, Kürt sorunu, Irak’ın geleceği ABD’den çok İngiltere ile ilgili bir konu.
İngiltere olmadan BOP’un da pratik bir değeri yok..
Kraliçenin ziyareti, magazinleştirilen protokol kurallarından daha farklı bir derinliğe sahip..
Kraliçe döndükten sonra da Anayasa Mahkemesi’nden gelecek kararı beklemek gerek..
Yani Haziran’ı beklemek gerekiyor. Hele Ankara biraz boşalsın. VIP tatile çıksın, o zaman Erdoğan sakin kafa ile bu konuları yeniden düşünecek..
Türkiye üzerinde Erdoğan-Gülen etkisi sürecek.. Bu tercih, sadece demokratik bir tercih değil, uluslararası dengeler açısından da bir zorunluluk..
Erdoğan kartını masaya açtığında bugün sevinçlerinden kadeh kaldıranların hali pek iç açıcı olmayacak..
Varsayalım Erdoğan olmasa bile, Türkiye genel rotasından kolay kolay çıkmaz. çıkartılamaz.. Bu tarihin bir zorlaması.. Türkiye kendi tarihi, kültürü, kimliği ile yüzleşecek..
Ekonomik göstergeler şu an için kötü olabilir, ama genel rota değişmeyecek. Terör büyük ölçüde bitecek.. İrtica yalanı artık çürük bir sakız gibi, bu iş artık gündemden düşecek. Ucuz, içi boşaltılmış laiklik ve ulusalcılık tartışmaları da öyle..
Biraz sabırlı olmamız gerekiyor.
Bu coğrafyada suların durulması ve taşların yerine oturması için daha uzun bir süre beklememiz gerekiyor..
Şimdi, bugüne kadar ayağına verilen topları taca atan Erdoğan’ın şimdi ayağına gelecek topu kaleye göndermesi gerekiyor..
Selam ve dua ile..
İnna lillah. Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı ömer Halaç (38), Orta Afrika’da altın arama çalışmalarından döndükten sonra yakalandığı sıtma hastalığı sonucu İstanbul’da vefat etti.. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum..