Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Karanlıktan Medet Dilenmek

Karanlıktan Medet Dilenmek

İnsan ruhu karanlıktan sıkılır ve hemen aydınlık, huzur, güven ve sevgi ister. Eğer bir insanın ruhu, karanlıktan hoşlanıyor ve bile bile karanlığı istiyorsa, o insanın ruh halinde bir hezeyan, kargaşa ve kaos var demektir ki, Allah böylelerin felaketinden milletimizi korusun.
Türkiye’de olup biten bazı olaylara baktığımızda; “Kurt dumanlı havayı sever” hesabı, karanlıktan medet umarak çullarını ve çuvallarını doldurmak amacıyla kaos çıkaran bir kısım çevreler ellerinden gelen güç ve kuvvetleri ile desteklerini esirgemiyorlar.
Dünyanın her yerinde kaos, ancak yine kaos doğurmuştur. Kaostan adalet ve hukuk doğmaz. Kargaşanın vereceği tek sonuç vardır yine kargaşadır. Bütün bir millet olarak birlikten, barıştan, sevgiden, kardeşlikten yana olmamız gerektiği bir zaman diliminde, kargaşa ve kaos müteahhitlerine prim verilmemelidir.
Aklın yolu birdir ve aklın yolunun bir olduğuna inanan ilim ve irfan erbabından bir büyüğümüz; Türkiye’de sipariş üzerine çıkarılan kaos ve kargaşa ortamına şöyle bir tanım getirmektedir ve pek yerindedir.
“Demokrasi kültüründen bihaber bazı hazımsız ruhlar, kendileri gibi düşünmeyen insanların demokratik hak ve hürriyetlerden istifa etmelerini çekemiyorlar. Hele bir de bunlar, dine mesafeli duran kimselerse, halkın dini vazifelerini yerine getirmesine, kendi duygu ve düşüncelerini seslendirmesine, insanların kendilerini ifade etmelerine asla tahammül gösteremiyorlar.”
İşte meselenin özü burada yatıyor. ülkede çıkarılmak istenen gürültünün altında yatan ana sebep bu? Ama ne yapalım, bu toplumun diğer dünya toplumları gibi bir dini var ve bu millette kendisine “İslâm dinini” seçmiş. Şimdi bu dini değiştirmeye kalksak, bir yüzyıl alır ki, bu yüzyıl içerisinde de bugünkü neslin hiç birisi hayatta kalamaz. O zaman ne anladık?
Hadi diyelim bu işi gerçekleştirdik, milleti dininden diyanetinden alı koyduk, geçmişte bunu CHP zihniyeti denedi başarılı olamadı, bu sefer başarılı olundu diyelim ve milletin dinini değiştirdik, ya emanet ettiğimiz nesil, aynı yoldan gitmez de tekrar; “Biz atalarımızın dinini istiyoruz” diye değişiklik yaparsa, onu nasıl garantileyeceğiz.
Bir yüzyıl da onlar mı geri milleti dinine döndürmek için uğraşacak ve bir yüzyıl daha mı bu topraklar kargaşa ve kaostan nasibini alacak. Nedir bu hazımsızlığın bu kadar yoğun ve vazgeçilmez şekilde sürmesi? Bizden öncekiler bu dünyadan ne götürdü ki biz ne götüreceğiz.
Hem öyle bir hazımsızlık ki, içlerindeki bu tahammülsüzlük sebebiyle sürekli müdahale duygularıyla dolup boşalıyorlar, müdahale düşünceleriyle oturup kalkıyorlar. Şayet umumi hava istedikleri gibi bir müdahaleye müsait değilse, hemen bir sürü kavga sebebi icad ediyor, ne yapıp edip, kötü emelleri için zemin hazırlıyorlar.
Geçmişte de olduğu gibi bugün de kargaşaların, kavgaların ve anarşinin gölgesinde yeni bir fevkalade hale zemin oluşturuyor ve o fevkaladeliği kullanarak gönüllerine göre bir düzen tesis etme hayalleri peşinde koşuyorlar ama bu hayal, artık o kadar eskidi ki, ne yazık ki, bunun farkında olamıyorlar.
Türkiye çok tecrübeli bir ülkedir, daha doğrusu milletimiz her türlü acı reçeteyi bugüne kadar yutmuş ve ülkesine kendisine sahip çıkmıştır. Kaos ve kargaşadan medet umanların bilmediği bir şey var:
Ne fiziki dünyada ne de sosyal hayatta kaostan nizam doğar. Yaratılış gerçeğini inkar edenler, evrime inananlar kaostan nizama doğru gidildiğini iddia etseler de günümüzdeki tecrübeler kaosun nizam doğurmadığını göstermektedir.
Kaostan ve kargaşadan medet ummak yerine, bazı çevreler gerçekten kendi değerlerine inanıyorlarsa, komplo ve entrikalarla milleti sindirmeye çalışacaklarına, demokrasi ahlakına göre davranmalı, politikalarını ona göre yapmalı, varsa doğrularını ortaya dökerek halkı ikna etmeli ve onların aldanmasına meydan vermemelidirler.
Böylece hedeflerine demokratik çerçevede gitmeli ve milletin gönlünde yer edinmelidirler. Milletin istediği de budur demokrasinin istediği de.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi