Kasetli siyaset
İnsanların en önemli ihtiyacı ve talebi güvenliktir. Bugün ön plana çıkmış görünen refah talebi güvensizlik söz konusu olduğunda arka plana itilir. Arap Baharı olarak adlandırılan istikrarsızlığın sınırlı mı kalacağı yoksa dünya ölçeğindeki bir belirsizliğin işaret fişeği mi olduğu bilinmiyor. Dünyada yeni bir denge ve bunun dayandığı bir düzen kurulurken bunun bazı sorunlara yol açmayacağı ve bu düzeni kurgulayanların da sürprizle karşılaşmayacağı söylenemez.
Bu süreçte ülkemiz belirleyici diyebileceğimiz bir rol oynayacaktır. Bu nedenle birçok operasyonla karşılaşması kaçınılmazdır. Buna karşı koyacak bir yapımızın olmaması ülkemize yönelik operasyonların hepsinin başarılı olmasına sebep olmuştur. MİT ülkemize yönelik faaliyetleri ideolojik temelde analiz etmiş siyasi sonuçlarına kayıtsız kalmıştır. Mesela SSCB’yi komünizmle özdeşleştirmiş her sol faaliyette onların izini aramıştır. Bunu bilen yabancı servisler faaliyetlerinin çoğuna sol görünümü verip hedeflerine ulaşmış ama sorumlu tutulmamıştır.
Ülkemizdeki operasyonlarda dış güçleri arayanlar komploculukla suçlanmış ya da herhangi bir analiz ya da araştırmaya dayanmayan iddialar ortaya atılarak bunların geçersiz olduğu söylenmiştir. Mesela geçmişte her olayın arkasında SSCB, şimdi ise ABD ya da okyanus ötesi aranmış esas sorumlular gizlenmiştir. Şüphesiz bunların da operasyonu olabilir ama her şeyi tek bir merkezden aramak oyuna alet olmaktır.
Son zamanlarda gözlenen kaset operasyonları kişilere değil izlenen politikalara yöneliktir. Operasyonu düzenleyenler iki seçenek üzerinde durur. Biri ikna, şantaj ya da maddi ve mevki vaat ederek kişinin politikasının değişmesini sağlamaktır. Ancak bu kişi bir politikayla özdeşleşmişse kişinin bertaraf edilmesine karar verilir. Baykal’a yapılan operasyonun amacı budur. Lider değişikliği partideki liderin yapması mümkün olmayan değişikliğe neden olmuştur. CHP bugüne kadar resmi ideolojinin savunucusu kabul edilirken bugün değişimin adreslerinden biri haline gelmiştir ve CHP’nin iktidara gelip gelmemesinin önemi yoktur, hedefe varılmıştır. Birkaç Ergenekon sanığının listelere alınması semboliktir ve onlar ideolojiyi değil ancak kendilerini kurtarabilirler.
MHP’deki kaset operasyonunun niteliği farklıdır. Tasfiye edilen kişiler CHP’dekine benzer bir değişime neden olmayacaktır. Bu konudaki düşüncem yapılanların bazıları için bir gözdağı olduğu ve bazı kişilere bu olay örnek gösterilerek istenilen değişimin sağlanmasının amaçlandığıdır. Eğer düşüncem doğruysa, olay kamuoyuna yansımayacağı için, süreçten haberimiz olmayacak. Ancak şantaj yapılacak kişi herhangi bir partideki veya mevkideki kişi olabilir ve olay herkese karşı kullanılabilir. Bu gibi olaylarda sonucun lehimize olup olmaması önemli değildir. Bir güç ülkemizdeki siyasete yön verebiliyorsa bugün lehimize olan olayı yarın aleyhimize bir olay takip edebilir. Bu gibi konular için geçmişte söylediğim bir sözü tekrarlamak istiyorum: Bir gün bahçenizde bir yılanın başını ezilmiş görürseniz Allah razı olsun deyip geçmeyin. Yapanı mutlaka bulun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.