Soruyorum Sana
(Bu yazı bir Müslümana hitaben yazılmıştır...)
Bağlı olduğumuz İslam dini zinayı kesinlikle yasaklamamış mıdır? O halde size soruyorum: Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir İslam ülkesinin geleceği nasıl iyi olabilir?
Yine İslam dinine göre çocuklara beş yaşından itibaren din ve Kur'an eğitimi verilmesi gerekmez mi? Peki soruyorum: On beş yaşından küçük çocuklara özel din ve Kur'an dersi vermenin yasak olduğu, vermeye kalkanların hapis cezasıyla tehdit edildiği bir yerde ufuklar nasıl pespembe olabiliyor sizce?
Yoksa siz "Zinanın suç ve günah olması tarihseldir, bugün geçerli değildir" diyen sapıklardan mısınız?
İslam dininde en birinci, en önemli, en başta gelen, dinin direği olan günlük namazların halkın yüzde doksanı tarafından terk edildiği bir İslam ülkesi iyiye mi gider, kötüye mi, cevap ver bana...
Ülke bir meyhane-i kübraya dönmüş... Fuhuş sokaklara taşmış... Kur'ana ve Sünnete göre çok ayıp, büyük günah, ağır suç olan ahlaksızlıklar serbestçe ve küstahça işleniyor ve sen bu durum karşısında her şey iyiye gidiyor diyorsun. Pusulayı şaşırmışsın sen.
Sana soruyorum:
İslam'da riba ve faiz yasak değil mi? Kur'an ribacılar için "Onlar Şeytanın kardeşleridir" diyor mu demiyor mu?
İslam'da kadınların ve kızların şehvet, seks, reklam aracı olarak kullanılması ve teşhiri var mıdır?
Bir İslam ülkesinde cuma ezanı okunduğunda işyerlerinin, dükkanların kapanması ve mukim ve hür olan bütün erkeklerin Allahı anmak için camilere gitmesi gerekmez mi?
Kur'an, Allah'ın indirdikleriyle hükm etmeyenler kafir, fasık ve gafildirler demiyor mu?
Yine soruyorum:
Bu memlekette huzur, asayiş, güvenlik var mıdır?
Çeşitli halklar arasında barış ve uzlaşma var mıdır?
Yirmi küsur senedir devam eden PKK savaşı ile bu ülke iyiye mi, kötüye mi gidiyor?
Bu savaşın tozu dumanı içinde yapılan uyuşturucu kaçakçılığı ile elde edilen yüz milyarlarca dolar...
Yalan dolan... Fitne fesat... Nifak şikak... Fısk fücur... Günah isyan tuğyan... Bin türlü bağilik...
Bunlarla bu ülke nasıl iyiye gidebilir?
Haram yemenin yaygın, yoğun ve genel olduğu bir ülke...
Müslüman kadınlara resmi TC o..... vesikası verilen bir ülke...
Bu ülkede ahlaksızlık diz boyu mu?.. Gırtlağa kadar mı? Yoksa boyumuzu aşmış mı?
Okullarda uyuşturucu on yaşına kadar inmiş...
Her yer bar, pavyon, diskotek, batakhane dolu...
Komşuluk hukuku yok.
Zengin kesim alabildiğine zenginleşirken fakirler gittikçe daha fakir oluyor.
Sevgi yok, barış yok, uzlaşma yok...
Sonra iyiye gidiyormuşuz, ufuklar çok pembe imiş, her şey yemyeşil imiş...
*(İkinci yazı)
Nelere Karşıyım?
TÜRKİYE'de fikir hürriyeti var mı?.. Bu ülkede muhalif olmak hürriyeti var mı?.. Herkes var diyor, ben de bazı fikir, görüş ve tenkitlerimi açıklıyorum.
ZARURET, büyük lüzum olmadıkça bir ağacın bile kesilmesine karşıyım. Hele kocaman ormanların, geniş çalılıkların, yeşilliklerin, milyonlarca ağacın kesilmesine çok karşıyım.
ZEVK için yapılan avcılığa karşıyım. Avcılık bence bir spor değildir, bir vahşettir. Yasal veya yasa dışı avcılık yüzünden ülkemizdeki yüzlerce hayvan türü yok olmuştur.
İLAÇ sanayinde hayvanların diri diri korkunç işkenceler ve acılar içinde deney için kullanılmasına karşıyım.
LAİKLİĞİN bahane edilerek din, inanç, ibadet, dini eğitim, dini kıyafet, inancına uygun bir hayat sürmek, kendi dinine göre hafta tatili yapmak hürriyetlerinin ya tamamen yok edilmesine, yahut kısıtlanmasına karşıyım.
ALTIN ve gümüş çıkartmak için toprağın zehirlenmesine karşıyım.
RESMİ ideolojiye bütünüyle karşıyım.
İDEOLOJİK eğitime karşıyım.
OKULLARDA, evrim teorisinin ilmi bir gerçekmiş gibi okutulup öğretilmesine karşıyım.
KARMA eğitime karşıyım.
HER türlü müstehcen, ahlaksız, seks azgınlıklarını tahrik ve teşvik eden yayına karşıyım.
ZİNAYI suç saymayan zihniyete karşıyım.
ZENGİNLERİN daha zengin, fakirlerin daha fakir olması şeklindeki vahşi ve yamyam kapitalizme karşıyım.
HER türlü askeri darbeye karşıyım.
M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra çıkartılmış bir ideoloji olan (veya bir ideoloji olmayan) Kemalizm'e karşıyım.
DİYANET'in, laik rejimin vesayeti ve baskısı altında olmasına karşıyım.
KOKUŞMAYA, yolsuzluklara, rüşvete, irtikaba, hortumlamaya, ihalelere fesat karıştırmaya, yüklü komisyonlar almaya karşıyım.
DEPREM bölgelerinde çürük binalar yapılmasına karşıyım.
HER türlü dalkavukluğa, yağcılığa, yalakalığa karşıyım.
ÜÇ yüz milyar dolar olduğu söylenen kara para birikimine karşıyım.
TOPLUMUN temel taşı olan aile kurumunu sarsacak ve yıkacak her gelişmeye ve yönlendirmeye karşıyım.
DEVLETİN, üzerinde TC anteti bulunan resmi vesikalarla yasal fuhuş yaptırmasına, bundan KDV ve gelir vergisi almasına, bu haram paraların bütçeye katılmasına karşıyım.
DİN sömürüsüne, mukaddesat bezirganlığına çok karşıyım.
DİNİMİZİ, Kitabımızı, Peygamberimizi inkar, red ve tekzib edenlerin de ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğunu iddia eden Diyalog'a karşıyım.
İSRAFA, lükse, sefahate karşıyım.
PLANSIZ ve programsız İslami hizmet ve faaliyet yapılmasına karşıyım. Din hizmetlerinin plan ve program dahilinde yapılmasını istiyorum.
CAMİLERDEKİ hoparlör, klima, vantilatör, kalorifer, mikrofon, kırmızı ışıklı pano, kapılardaki ayakkabı poşeti, avlulardaki WC fetişizmine karşıyım.
EGEMEN mutlu ve putlu azınlık hegemonyasına karşıyım.
DEMOKRASİNİN bir din gibi algılanmasına karşıyım.
HER türlü popülizme karşıyım.
KÜÇÜK bir azınlığın ülke gelirinin yüzde altmışını devşirip çılgınlar gibi israf yapmasına, bu esnada milyonlarca vatandaşın sıkıntı çekmesine yol açan kötü düzene karşıyım.
TARİHİ kopukluk ve arızalara karşıyım.
İSLAM dininde reform, değişiklik, yenilik, sulandırma, ılımlaştırma yapılmasına karşıyım.
BİLHASSA Fazlurrahmancılığa karşıyım.
PEYGAMBERİMİZİN hadislerinin AB standartlarına ve kriterlerine göre "ayıklanmasına" çok karşıyım.
Evet bu ülkede fikir ve vicdan hürriyeti varsa, ben de bundan yararlanabilirim değil mi?
*(Üçüncü yazı)
Yanılmamak İçin
MÜSLÜMAN bazı konularda yanılabilir mi?.. Elbette yanılabilir, çünkü o bir insandır, insan yanılabilir.
Hayatımız büyük veya küçük yanlışlarla doludur. Hiç yanılmamak mümkün değildir ama az, daha az, en az yanılmak mümkündür. Bunun için keskin bir zekaya, sağlam bir akla, köklü bir kültüre sahip olmak gerekir... Zeka, akıl, kültür yeterli midir? Değildir. Bunların yanında gerçekten kamil (olgun) bir rehbere bağlı olmak, ehil ve emin kimselerle istişare etmek, keşfi açıksa istihareye başvurmak gerekir.
"İstişare eden nadim (pişman) olmaz" buyrulmuştur.
İnsan, hayatındaki her önemli konu için mutlaka istişare ve istihare yapmalıdır. Bir uzmanlık branşı seçerken, evlenirken, ev ve otomobil alırken...
Şimdi önemli bir soru:
Müslüman dini konularda hata yapar, yanılır mı?
Din konusu hafife alınamaz. Kendi re'y, heva ve hevesiyle hareket ederse din konusunda büyük ve küçük hatalar yapabilir.
Kur'an-ı Kerimi kendi re'yiyle tefsire yeltenirse hata yapacaktır.
Ayetleri ve hadisleri kendi cahil ve yetersiz kafasıyla yorumlamaya kalkarsa yine hata yapacaktır.
Dini ve ahlaki konularda icazetli gerçek ulemaya, fakihlere, mürşidlere sormak, onlara tabi olmak gerekir.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığında, zaruriyat-ı diniye dediğimiz temel ve asıl bilgi ve hükümlerde hiç yanlış yorum ve anlama yoktur. Teferruatta da yanlış yoktur ama çeşitlilik, farklılık vardır. Bu çeşitlilik ümmet için çok geniş bir rahmettir.
Dinde yanılmamak isteyen bir Müslüman ne yapmalıdır:
(1) İtikad konularında İmamı Eş'ariye veya İmamı Maturidi'ye bağlı ulemanın inançla ilgili kitaplarını okumak; yanlış yorumlara ve bid'atlere sapmış bozuk fırkaların bu konudaki kitaplarına iltifat etmemek.
(2) Dini bilgilerini muteber, güvenilir Ehl-i Sünnet ilmihallerinden öğrenmek. Reformcuların, dinde yenilik, dinde değişim isteyenlerin, ılımlı İslamcıların, BOP'çuların, İslam ile Kemalizmi bağdaştırmak isteyen sapıkların, müctehid taslaklarının, içlerinde vahim yanlışlıklar olan kitaplarından din öğrenmemek.
(3) Bütün ihtilaflı, tartışmalı meselelerde Ehl-i Sünnetin cumhur ulemasına tabi olmak, şazz görüş ve fetvalardan kaçınmak.
(4) Ümmetten/cemaatten ayrılmamak. (Fırka ve hizip manasına cemaati kasd etmiyorum...)