Aziz Üstel

Aziz Üstel

Hüküm: Başörtüsü bilimsel gelişmelere engeldir!

Hüküm: Başörtüsü bilimsel gelişmelere engeldir!

Devletler zihne baskı uygulamanın, kendilerini daha güçlü kılacağını çözmüşlerdir. Bu nedenle de zihinsel anlamda tutsak edilmiş, yani bir tornadan çıkmış insan yaratmak isterler. Resmi ideolojiye uygun sayılmayan, örneğin Kürtlerin dili, Alevilerin inancı, Müslümanların başörtüsü yok sayılmış ya da dışlanmıştır hep.

Bu konuda sayısız mağdurlardan birinin öyküsünü anlatıyor gönderdiği e-postada, Ufuk Coşkun Beyefendi. Doçent Dr. Ahmet Baylar, Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi. Baylar, Bilgi Edinme Yasasından yararlanarak, Cumhurbaşkanlığına kendisiyle ilgili olumsuz raporlar yazıldığını saptamış. Bu raporlar sonucu da Haziran 2010’da Profesörlük kadrosuna geçmesi gerekirken atanmasının yapılmadığını anlamış. Şimdi, ya sabır çekip okumaya devam edin.

Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminde giden bir rapor var, üniversiteden Baylar’la ilgili. Raporda Ahmet Baylar’ın eşi Müfide Baylar’ın inşaat mühendisliği bölümünde öğrenciyken türbanlı olarak derslere girdiği belirtilmiş. Ahmet Bey’den eşini uyarması, Müfide Hanım’ın kılık-kıyafetle ilgili kurallara uymasını sağlaması istenmiş. Ahmet Baylar’sa eşinin demokratik haklarını kullandığını söylemiş, türbanla okula gelmenin sakıncalarını anlamadığını belirtmiş. Rektör raporunu şu cümleyle bitiriyor: “Bu tür insanların üniversitede hizmetlerine ihtiyaç olmadığı kanısındayım!”

Üniversiteleri, bilim üreten kurumlar olmaktan uzaklaştırıp bir tür karargaha dönüştürmek isteyen kafa yapısının artık değişmesi gerek! Bunun için de birinci koşul özgürlükçü bir anayasadır. Gerisiyse ayrıntıdır beyler ayrıntı!



Harem’in muhafızı

Zülfü Livaneli’nin Engereğin Gözündeki Kamaşma adlı romanını Hollywood filme çekiyor şu sıralar. Senaryoyu Fabien Pruvot ve Aylin Livaneli yazmış.

Filmin adı, seyirciye çekici gelsin diye herhalde, Guardian of the Harem, (Harem’in Muhafızı ya da Koruyucusu) olarak değiştirilmiş. Film 17. yüzyılda, Sultan İbrahim döneminde geçiyor. Sarayda çevrilen dolapları, sultana yönelik tezgahları, pislikleri sergiliyor, Sultan İbrahim’in idamıyla da noktalanıyor.

Turhan Sultan’ı Monica Bellucci oynarken, Oscar ödüllü Forest Whitaker, Haremağası Süleyman olarak çıkıyor karşımıza. Yılların yıpratamadığı Claudia Cardinale Validesultan Anastasia (Kösem Sultan) olarak boy gösterecek. Jorde Molla’da Sultan İbrahim’i canlandıracak. Fabien Pruvot’da yönetmenimiz.

Filmin yapımcıları arasında Ülker Livaneli ve Aylin Livaneli’de var. Yani tam bir “aile işbirliği”.

Bu filmin yapılabilmesi için herhalde Forest Whitaker’ın “evet” demesi gerekiyordu. Başka türlü para bulmak pek kolay olmazdı sanırım. Whitaker, İskoçya’nın Kralı adlı filmde, İdi Amin rolüyle Oscar kazanmış, dünyanın en saygın, en önemli oyuncularından biri. Eh harem de iç gıcıklayıcı, hele de Batılıların kafasında işveyi, cilveyi, her türlü cinselliği çağrıştıran bir kavram... İyi iş yapacağı kesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi