İranlı kanatlar kozlarını Suriye’de paylaşıyor
İran yönetimi Tunus’ta başlayan ve Mısır’a sıçrayan Arap Devrimini alkışladı ve destekledi.
Yemen ve Bahreyn’deki hareketi ise kutladı ve kutsadı. İş Suriye’ye gelince ezberi bozuldu. Aksine statükonun tarafını seçti. Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah da Beşşar’a açık destek verdi. Nejad ise Suriye rejimini her türlü lojistik destekle himaye ediyor ve dimdik ayakta kalması için her türlü katkıyı sağlıyor. Nitekim, Washington Post’a konuşan kaynaklar, Tahran’ın Suriye’ye asker ve silahın yanı sıra Suriyeli yetkililerin muhalifleri Twitter ve Facebook üzerinden tespit ve takip etmeye yarayan gelişmiş izleme ekipmanları da tedarik ettiğini ve sağladığını ileri sürüyorlar. İran destekli bu donanımlar sayesinde, son haftalarda yüzlerce Suriyeli muhalifin evlerinden alınarak tutuklandığına inanılıyor. ABD ve müttefikleri, bir süredir İran’ı Şam hükümeti desteklemekle suçluyordu. Daha önce, çoğunluğu Batılı merkezlerden gelen raporlarda, İran’ın Suriye’ye protestoculara karşı kullanılmak üzere kask, cop ve benzeri donanım malzemeleri sağladığı ifade edilmişti. Adlarının açıklanmasını istemeyen iki ABD’li yetkili ve bir müttefik ülke diplomatının ortaya attığı yeni iddialar, İran’ın askeri personelinin Suriye’de Esat karşıtı protestoculara karşı uygulanan şiddette büyük bir rol oynadığı anlamına geliyor.
•
Hizbullah ve İran, Beşşar rejimini ayakta tutmak için hiçbir desteği esirgemezken Suriyeli muhalifler de rejimi silkelemek için Şah’a karşı Ayetullah Humeyni’nin yöntemlerine başvuruyor ve kullanıyorlar. Bu yöntem, 2009 yılında Musevi ve Kerrubi’nin liderliğindeki Yeşil Hareket tarafından da Nejad’a karşı kullanılmıştı. İran rejimi üzerinde kanatlar arasındaki çekişme Suriye’ye yansımış bulunmaktadır. Nejad’ı yalancılıkla ve zimmetleri ve oyları satın almakla suçlayan Rafsancani, Arap Devrimini selamlamakta ve Suriye halkının da artık palavralara tok olduğunu ve kanmadığını ve direniş safını seçtiğini ifade etmektedir. Rafsancani halkın uyanışının artık müstebit rejimlere göz açtırmayacağına inanmaktadır. Bölgedeki halkların şuurlandığını, yılmaz mücahitler haline geldiğini ifade etmektedir. Rafsancani ayrıca Beni Sadr örneğindeki gibi Nejad’ın da azledilmesi gerektiğini savunmaktadır. Suriyeli muhalifler kendi şahlarını yıkmak için İran Şahı’nı yıkan İranlı devrimcilerin yöntemlerine başvuruyorlar. Bu yöntemlerden birisi akşamları evlerin çatılarına ve damlarına çıkarak tekbir getirmek. Bu yöntemin Suriye güvenlik güçlerini adeta şaşkına çevirdiği söyleniyor. Her yandan gelen tekbirler karşısında neye uğradığını bilemeyen rejimin kolluk kuvvetleri şok geçiriyor. Sesin kaynağına ulaşmakta zorlanıyor, adeta şapşallaşıyor. Baskılar karşısında yeni yöntemler keşfetmek ve bununla ayakta kalmak zorunda olan Suriye muhalefeti bu yöntemiyle cuma günleri için de prova yapmış oluyor. Bu yönteme en fazla icabet eden şehirlerin başında Suriye devriminin merkezi olan Dera ile birlikte Hama, Humus, Şam kırsalı ve Lazkiye geliyor
•
Cengiz Çandar’ın da bir yazısında temas ettiği gibi Arap Devrimlerinin atılım günü cuma. Bilhassa Mısır, Yemen ve Suriye’de Cuma günleri, devrim ateşinin yakıldığı gün oluyor. Adeta Cuma günlerinde bütün Arap dünyasına devrim kandilleri yanıyor. Devrim günü olan cuma günlerine de özel adlar veriliyor. Bunlardan birisi ‘Cum’a Azime /Muhteşem Cuma’ idi. Bir başkası ‘Cum’a Azadi/Özgürlük Cuması’, bir diğeri ise ‘Cum’a Harair /Özgür Kadınlar Cuması’ ve bir başkası ise ‘Cum’atu Humati’t Diyar/Diyarın Bekçileri Cuması’ olmuştur.
Esasında, Arap Devrimi aynı zamanda bir cami devrimidir. Dera’da Ümeriye Camii direnişin ilk kalesi ve sembolü olmuştur. Mahir Esat güçleri camiyi basmış ve imamının oğlunu öldürmüştür. Diğer bir sembol camii Banyas’daki Ebubekir Sıddık Camii’dir. Humus’daki sembol camii ise Nureddin Zengi’nin yaptırmış olduğu Ulu Nuri Camiidir. Yani Suriye’de devrimin merkezinde gün olarak cuma mekan olarak mescit bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.