İslam’ın kutlu kadınlarından bir diğeri... Asıl adı Bara’dır. Onun gibi Zeyneb bint Cehaş, Zeyneb bint Um-Seleme ve Meymune bint Haris’in de asıl adları yine Bara idi İslam öncesi hayatlarında. Ancak Rasulullah Efendimiz isimlerini daha sonra değiştirmiştir.

Bugün konumuz olan Coveriya bint Haris, İslam tarihinin sayfalarında Hicretin beşinci yılında karşımıza çıkar. O günlerde Medine (İslam) şehir-devleti yükselişte, iyi dönemlerini yaşıyordu. Çevre bölgelerdeki kabile ve aşiretlerin çoğu İslam’a ılımlı yaklaşıyorlar ve tebliğe açık görünüyorlardı. Malum bu dönemde Rasulullah Efendimizin devlet başkanlığında Müslümanlar Hıristiyan ve Yahudilerle anlaşmalı olarak barış içerisinde yaşıyor ve bir yerde birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyorlardı. Civar bölgedeki aşiretlerden sadece biri İslam’a karşı kat’i bir muhalefet sergiliyordu. Bu da Coverya bint Haris’in de bağlı olduğu Banu Mustalak idi.

Coverya bint Haris, Haris bin ebi Darar yönetiminde Peygamber Efendimiz ve eshabıyla savaşa girenler arasında yakalanmıştı. Eşi Musafa bin Safwan bu çatışma sırasında Müslüman ordusu tarafından öldürülmüştü, o da esir alınmıştı. Coveriya bu sırada yirmi yaşındaydı. Kendi aşiretinin parlayan yıldızlarından biri olan Safwa’nın eşi olmanın dışında Haris bin ebi Darar’ın da kızıydı. Çok iyi yetiştirilmişti ailesi tarafından. İyi hayat şartlarında yaşamıştı. Edebi sanatlara hakim ve farklı diller bilen biriydi. Akıllı ve bilgiliydi. Savaş sırasında sahabeden Sabit bin Kais Ensari’ye köle olarak verilen Coverya Rasulullah’ın huzuruna çıkmak ister. Arzusu kabul edilir ve durumunu Efendimize arz eder. Köle olarak yaşamak istemediğini dile getirir. Belli ki bir çıkış yolu arayışı içerisindedir. Peygamber Efendimiz ona Müslüman olursa hürriyetine kavuşabileceğini söyler. Bu teklif karşısında şaşkınlığını gizleyemez Coverya. Hemen kabul eder ve İslam’la şereflenir. Bir süre sonra Rasulullah’ın mübarek eşleri arasına katılır. İlginçtir, İmam Beyhaki Peygamberliğin Delilleri isimli kitabında Coverya’nın aşiretinin Müslümanlarla çatışmasına üç gün kala bir rüya gördüğünü bildirir. Bu rüyada Medine’nin yönünden ona doğru ayın gözüktüğünü, git gide yaklaşıp kucağına düştüğünü anlatır Coverya bint Haris. Yazar Coverya’nın bu rüyadan bahsetmekten hoşlanmadığını da vurguluyor. Coverya’nın Peygamber Efendimizle izdivacından kısa bir süre sonra babası ve bu izdivacın hürmetine hürriyetine kavuşan esirler İslam’a girdiler.

Hazreti Ayşe validemiz Coverya’dan övgü ile bahsedermiş. Onun aşireti Banu Mustalak’a eşi benzeri olmayan bir hayır getirdiğinden, onun vesilesiyle yüzlerce ailenin hürriyetlerine kavuşturulduğundan söz edermiş. Coverya bint Haris İslamlaştıktan sonra örnek hayatıyla tam bir rol model olarak yaşar. Kendini Rabbine adar ve ibadeti yoldaş edinir. Sıklıkla Peygamber Efendimiz onu ibadet halinde iken evden çıkar ve uzun bir aradan sonra döndüğünde yine aynı yerde ibadet halinde bulurmuş. Allah yolunda infakta döneminin Müslümanlarıyla hep yarış halinde olan bu kutlu kadın altmış beş yaşında, Muaviye döneminde Hakka yürüdü. Medine valisi Mervan bin Hakim cenaze namazını kıldırdıktan sonra Cennet’ül Baki’ye gömüldü.