Allah kimseyi tarihinden, kültüründen, dininden, koparmasın ve imtihan etmesin.
Bu hayır dua ile yazıya başlamamın sebebi; hafta sonu Kosova’daki izlenimlerimdir.
Masum Kosova, masum Kosovalılar, 1980’lerin sonlarına kadar başka toplumların da kendileri gibi; korku, endişe ve çaresizlik içinde yaşadıklarını zannedip, sadece gökyüzünün ortak olduğunu düşünürlermiş.
Diğer dünyalıların kendileri gibi olmadıklarını anladıklarında bir kıpırdanışa girmişler. Bu uyanış, 17 Şubat 2008 yılında bağımsızlıklarını ilan etmelerine kadar sürmüş.
Kosova’da yaşananlara kısaca bir göz atarak, seyahat notlarımı paylaşayım.
1991 yılında Yugoslavya Federasyonu dağılmadan öncesine kadar bu coğrafya, altı cumhuriyetle birlikte iki özerk bölgeden oluşmaktaydı.
Cumhuriyetler: Sırbistan, Bosna - Hersek, Slovenya, Hırvatistan, Karadağ ve Makedonya; özerk bölgeler ise Voyvodina ile Kosova’ydı.
1989 yılında Kosova’nın özerk statüsü kaldırılıp, Sırbistan’a ilhak edilmesinden az bir süre sonra yani 1991 yılında Yugoslavya Federasyonu dağılmaya başladı.
Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve Bosna - Hersek bağımsızlığını ilan etti. Sırbistan ile Karadağ ise Yeni Yugoslavya Federasyonu’nu oluşturdu.
Kosova, özerk statüsü kaldırılmış olduğundan bu kurulan yeni federasyonun sınırları içinde ve Sırbistan Cumhuriyeti’nin bir parçası haline getirildi.
Bu durumu kabul etmeyen Kosovalılar, yeniden bir diriliş hareketiyle 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlıklarını ilan etti.
Bu bağımsızlık ilanı, Kosova’nın tarihinde geçmişleriyle koparılan ağların yeniden örülmesi anlamışını taşıyordu.
Kosova’yı ilk tanıyan ülkelerden başında Türkiye ve ABD geldi. Ardından Arnavutluk, İngiltere ve Afganistan tanıdı.
Bugün nüfusunun büyük çoğunluğu Arnavutlardan meydana gelen ülkede; Türkler, Sırplar ve Boşnaklar ile diğer etnik gruplar yaşamakta.
...........
Merhum Mehmed Akif Ersoy da Kosovalıdır. Fatih müderrislerinden babası merhum Tahir Efendi, Kosova’nın İpek vilayeti Suşisa köyündendir.
İşte biz de Kosova’nın başkenti Priştina’da Mehmed Akif’in adını taşıyan ve ülkenin; eğitim, öğretim tarihine yeni bir sayfa açan Türk kolejinin mezuniyet törenindeydik.
Elbet, Türk kolejleri sadece Priştina’da değil, Prizren başta olmak üzere diğer şehirlerinde de bulunmakta.
Gördük ve işittik ki Kosovalıların; “onurumuz ve gururumuz” dediği Türk okulları, Kosova’yı ve halkını yeniden inşa edecek öğrenciler yetiştiriyor.
Ülkede bulunan Türk okulları, Arnavutlar başta olmak üzere diğer etnik grupların hepsinin takdirle destekledikleri eğitim yuvaları haline gelmiş.
.........
Takdir sadece Kosova’dan değildi, Türkiye’den vardı. Mehmed Akif Koleji ile İstanbul Çamlıca Coşkun Koleji kardeş okul olmuşlardı.
Bu çerçevede Çamlıca Coşkun Koleji, Mehmed Akif Koleji’nin mezuniyet töreninde misafir okul olarak yer aldı.
Mehmed Akif Koleji ile Çamlıca Coşkun Koleji öğrencileri, mezuniyet gecesinde iki ülkenin ortak kültürel değerleri üzerine gösterilerde bulundular.
Yüreklerin, gönüllerin, dileklerin, temennilerin buluştuğu gecede, yüzlerdeki ifadeler; “Dün geçti cancağızlar, bugün yeniden bir olalım, diri olalım” mesajını taşıyordu.