M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Türkçe/Kürtçe Ezan

Türkçe/Kürtçe Ezan

İnsanın kendi dilinde “ibadet etmesi” meselesi yeni bir şey değil.
İnsan, elbette neye, nasıl ve niçin ibadet ettiğini bilmelidir.
“Kulluk bilinci” böyle oluşur.
Aksi durum “taklit”ten öteye geçmez.
İnanç ve ibadetlerde “taklit” yok, “ittiba” vardır.
Kitap ve Sünnet, taklitçiliği ısrarla reddeder.
Kur’an-ı Kerim’de “anlamaya, kavramaya, düşünmeye” vurgu yapan ayetler boşuna mı?
Cenab-ı Allah, insanları “özgür” iradelerinde serbest bırakıyor.
Neden?
Düşünsünler, anlasınlar, bilerek iman edip kulluk/ibadet yapsınlar diye.
Sonra da yaptıklarından “sorumlu” tutuyor.
İnsanlar, bilmeden, istemeden, özgür iradeleri dışında yaptıklarından ne kadar “sorumlu” tutulabilir ki?!
Meraklılar, Bakara:173 ve Nahl:106 ayetlerine bakabilir, İslam hukukundaki “ikrah“ konusunu inceleyebilirler.
Hatta Allah Teala, Peygamber göndermediği hiçbir topluluğu azâp etmeyeceğini söylüyor (İsra:15).
Demek ki, bilmek, anlamak, özgür iradeyle bir şey yapmak, inanç ve amelin sıhhat ve kabulüne doğrudan etki etmektedir.
***
İnsan, hangi dine inanıyor ve ibadet ediyorsa, o dinin koyduğu ilke ve esaslara riayet etmek durumundadır.
Mesela İslam dininde bu ilke ve esasları ortaya koyan, Allah Teala ve O’nun onayıyla Rasûlü Hz.Muhammed aleyhisselamdır.
Bunlarsız olmaz.
Bunlar, aynı zamanda dinle özdeşleşmiş unsurlardır.
Mesela, namaz böyledir.
Hac böyledir.
Zekat ve oruç da böyle.
Bunlardan başka, ezan okumak, selam vermek de İslam’la özdeşleşmiştir.
Bunlar, İslam’ın şiarları, alametleri, sembolleridir.
“Esselamü Aleyküm” diyen birinin “Müslüman” olduğunu hemen anlar ve tanırsınız.
Bir yerde “Ezan” sesini işitirseniz de böyledir.
“Allahü Ekber” diye başlayan bu ilahi çağrı, bütün Müslümanları bir araya toplar.
Ne muhteşem bir davettir bu!
***
Müslümanların ortak dili Arapça lafızlarla okunan ezan sesini dünyada herkes tanır, bilir ve koşar.
Ama, başka bir dilden okunan ezan için bunu söylemek mümkün değildir.
Yurtdışına çokça seyahat eden biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
Arapça dışında farklı bir dille okunan ezana hiçbir ülkede rastlamadım.
Böyle bir şey olsa bile, o ezan ne bana hitap eder, ne de o dili bilenlerin dışındaki diğer Müslümanlara!
O zaman İslam’ın “tevhid” anlayışı nerede kalır?
Müslümanları birbirinden koparmak, bölmek ve yabancılaştırmak için uygulanan projelerdir bunlar.
Milli Şef İnönü döneminde ısrarla uygulanan “Türkçe ezan” bunlardan biriydi.
Türkçe İbadet, Türkçe Namaz, Türkçe Kur’an, Türkçe Selam, bütün bunlar ne yazık ki “iyi niyet”ten uzak ve İslamı çağrıştıracak ne varsa onları yok etmeye dönük tuzaklardır.
Zaten, bunu uygulamaya koyanların namazla niyazla da bir alakaları yoktu.
***
Şimdi aynı şeyi BDP’liler yapmak istiyor.
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde BDP ilçe teşkilatının organize ettiği “Demokratik Çözüm ve Barış Çadırı”nda Kürtçe ezan okunmuş.
Bu tek kelimeyle “şaşkınlık!”
Tarihe bakıp bunu yapanların akıbetini görsünler!
Kimsenin, dinini kendi dilinde öğrenmesine, okuyup yazmasına itirazı olamaz.
Ama dinin sembollerini değiştirmeye kalkışırsanız, bütün Müslümanları karşınızda bulursunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi