Türkiye'de seçim ve Suriye'de savaş

Türkiye'de seçim ve Suriye'de savaş

Silah seslerinin geldiği yer sınırımızın 20 km ötesi.


Gözle görülecek kadar yakın bir mesafe. Orada bir savaş sürüyor. Silahlar ateşleniyor, insanlar ölüyor. Savaşı Suriye'nin en seçkin askerlerinin yer aldığı 4. Tümen sürdürüyor. Bu Tümen'in başında, Beşşar Esed'in acımasızlığı ile şöhret bulan kardeşi Mahir var. Suriye'nin en iyi eğitim almış askerleri ve en modern silah ve gereçler bu birlikte yer alıyor. Paraşütle atlama, yakın dövüş, keskin nişancılık, her türlü silahı kullanabilme gibi askerlikte çok önemli hasletler bu askerlerde mevcut. Helikopterlerle, haberleşme araçlarıyla en son teknolojiyi kullanıyorlar.

Kime karşı? Savunmasız sivillere, kadınlara ve çocuklara karşı. Suriye'nin bu en seçkin birliği, sınırımızın hemen ötesinde bir katliam gerçekleştiriyor. Silahsız kalabalıkları gözü dönmüşçesine tarıyorlar. Helikopterlerle ateş kusuyorlar. Tanklarla yerleşim yerlerini dümdüz ediyorlar.

Bu tarafta biz bugün, sandığa gidip oylarımızı kullanıyoruz. Hangi partinin bizi yöneteceğini, başbakanın kim olacağını, hangi politikaların ve projelerin uygulanacağını dört yıl süre ile belirliyoruz. Türkiye sınırına, gözlerinde ölüm korkusu olan insanlar akın akın geliyor. Bizler, özgüven içinde huzurlu ve sakin sandıklara gidiyoruz. Birileri sabi çocuklara, yaşlı insanlara kurşun, top mermisi atıyor. Biz sandığa, zarfın içine katlayıp koyduğumuz oy pusulasını atıyoruz.

Suriye'de, sınırlarımızın hemen ötesinde masum insanlara sıkılan kurşunlarla, bizim sandığa attığımız oylar aynı soruya cevap veriyor: İktidar kim olacak? Suriye'de seçkin askerlerin kendi halklarına karşı yürüttüğü savaş ile miting meydanlarında parti liderlerinin gösterdiği çaba, iktidar bilmecesini çözmek için. Aradaki fark: Bizim seçeneklerimiz var. Suriye 4. Tümen'i sadece Beşşar Esed'i ve avenesini iktidarda tutmak için savaşıyor.

4. Tümen'in seçkin komandoları, 'artık yeter' diyen halkı, dikta yönetiminin devamına razı etmek için, itirazlarını bastırmak için katliamlar yapıyor. Ateş kusan silahlar, ölen o kadar insan Beşşar Esed ve çevresindeki oligarşinin iktidarını sürdürmek için. Bu iktidar çatırdıyor. Tel tel dökülüyor. 4. Tümen halk ile iktidar arasındaki derin uçurumu, masum insanların cesetleriyle doldurup üzerinden tankların geçebileceği bir iktidar yolu açıyor.

İktidar halkın olmalı. Bizi kimin yöneteceğini yine biz, oylarımızla sandıkta belirlemeliyiz. Bu prensip bizim, sadece bize ait olan iktidar hakkımızı kullanmamızdan ibaret değil. Yandaki bahçenizi, komşunuzun kullanması gibi bir şey değil bu. İktidarı serbest seçimlerde oy atarak belirleyemezseniz, iyi örgütlenip eline silah geçiren size kurşun atarak belirliyor. İktidar hakkınıza sahip çıkamazsanız; hayatınıza, onurunuza, geleceğinize, barış ve huzur içinde yaşama hakkınıza da sahip çıkamıyorsunuz.

Suriye'de bir küçük azınlık, Suriye halkına ait olan iktidar hakkını silah zoruyla gasp etmiş. Bizde muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin iktidara yönelttiği eleştirilerin milyonda birini sadece 13 yaşındaki bir çocuk Beşşar Esed'e yaptığı zaman Suriye halkı katliama uğruyor. Tekrarlayalım: Ne için? Silahla gasp ettikleri iktidarı muhafaza etmek için.

Suriye ordusu, o çok özel yetenekli askerleri ile ve çok modern silah ve teçhizatı ile kendi halkının kanını döküyor. Aynı ülkenin, aynı toprağın insanlarını küçük bir azınlığı iktidar tutkusu birbirine düşman ediyor. Kurşunu sıkan asker, belki de öldürdüğü adamla aynı mezarlıkta komşu olacak.

Türkiye'de bizler sandığa gidip oy kullanıyoruz. 'Bu ülkeyi sadece biz yönetiriz; bizi yönetecek temsilcileri sadece biz seçeriz' diyoruz. Silahlı zorbalıkla iktidar olmaya kalkanlara göz açtırmıyoruz. Oylarımızla, kendimizi ve çocuklarımızı kurşunlardan koruyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi