Sahte Müctehidler, Bozuk İctihadlar...
Bu devirde mutlak müctehid yoktur. İlmi, ehliyeti, liyakati, derecesi ictihad yapmaya müsait olmayan biri re'y ve heva ile yanlış ve isabetsiz ictihadlar yaparsa ne olur? Dall ve mudil (sapıtmış ve sapıttıran) olur.
Bu devirde müctehid fi'l-mezheb de yoktur.
Bu devirde o eski icazetli, ehliyetli ve güçlü büyük din alimleri, büyük fakihler de yoktur.
İmamı Gazali hazretlerinin üstadı İmamü'l-Haremeyn el-Cüveyni hazretleri ilimde mutlak müctehidlik derecesine yükselmişti. Lakin zamanının yeni bir fıkıh mezhebi kurmaya uygun olmadığını, dört hak mezhebin yeterli olduğunu firasetiyle anladı ve İmamı Şafii hazretlerinin fıkhına tabi oldu.
Yakın tarihte çok yüksek derecelere çıkmış ulema, fukaha, müfessirin, muhaddisin, allame hazeratı dört fıkıhtan birine bağlı kalmışlar ve müctehidlik taslamamışlardır. Allah onların hepsine rahmet eylesin.
Mutlak müctehid olmayanların müctehidlik taslamaları, re'y ve heva ile ictihad yapmaları Müslüman halkın ve gençliğin zihnini karıştıran büyük bir fitnedir.
Bu fitneyi miladi 19'uncu asırda Farmason ve aldatan Afgani çıkartmıştır.
Bugün büyük sayıda Müslüman yüzlerce fırkaya ve hizbe ayrılmış, birbirlerinden kopmuş, çekişip tepişiyor. Bu tefrikada, bu fitnede sahte müctehidlerin, mezhepsizlerin çok tuzu biberi vardır.
Din alimleri ikiye ayrılır: (1) Gerçek icazetli, ehliyetli, ihlaslı, mürüvvetli, takvalı din alimleri... (2) Ulema-i su' denilen kötü alimler. Bu ikinciler dünya için dini satarlar, zalim rejimlere ve sultanlara yağcılık yaparlar. Sözde hizmetlerini para, mal ve zenginlik elde etmek için alet ederler. Vaktiyle Hindistan'da Ekber (Ekfer) Şah etrafında toplanıp onun sapıklıklarına kılıf uydurmaya çalışan, dünyaları için ahiretlerini harap eden bedbaht alim taslakları bu sınıftandır.
Osmanlılar zamanında ülkemiz çok büyük ulema ve fukaha yetiştirmiştir.
Son devir Osmanlı ulemasının içinde ilim, irfan, hamiyet, mürüvvet heykeli şahsiyetler vardır.
Onların hiç biri, tekrar ediyorum hiç biri müctehidlik taslamamış, ictihad yapmamıştır.
Osmanlı devletinin resmi fıkhı Hanefilikti. Diğer üç hak mezheb de serbestti.
Fıkıh bir ilm-i bi-payandır. Bin senede oluşmuş bir hukuk abidesidir.
Fıkıh ilmindeki otuz bin kadar hüküm Kur'andan, Sünnetten çıkartılmıştır.
Müslümanlar fıkıhsız kalırsa büyük bir bozukluk, dağılma, çözülme başlar.
Şeytan (Allah'ın laneti onun üzerine olsun!) iyi niyetli cahilleri şöyle kandırır. "Ebu Hanife de senin gibi bir insandı, o nasıl ictihad yapmışsa sen de yapabilirsin..." Cahil bu tuzağa düşüp "Evet sayın Şeytan efendi haklı bir söz ettin" dedi mi işi bitiktir. Fetva verecek hali yoktur ama ictihad yapmaya başlar, saçmalar, sapıtır, sapıttırır.
Selef-i Salihin efendilerimizden sonra, bütün İslam tarihi boyunca en fazla yirmi kadar mutlak müctehid çıkmıştır. O gerçek müctehidler ilimde, irfanda, takvada, anlayışta, firasette çok yüksek insanlardı. Yüz binlerce hadisi varyantlarıyla birlikte ezberlemişlerdi. Bazısı 40 yıl boyunca sabah namazını yatsının abdestiyle kılmıştır. Haram yemezlerdi. Lüks ve israf içinde yaşamazlardı. Ebu Hanife hazretleri kumaş ticareti yapardı, güzel elbiseler diktirir, onları namazda giyerdi. Rabbimin bana olan nimetleri O'na ibadet ederken üzerimde görünsün derdi.
Bugünkü sahte müctehidler o gerçek müctehidlerin ayağının tozu olamaz.
Şu kişilere bakınız: İçinde bozuk yorumlar, bozuk tercümeler olan din kitapları yazacaklar ve çuvalla te'lif ücreti alacaklar... İhlas ve takva böyle bir şeye izin verir mi?
Benim sevgili Müslüman kardeşlerim!.. Yaşlı genç hepinizin ellerinden ayaklarından hürmetle öperim. Gerçek icazetli ulema ve fukahaya tabi olunuz. Mezhepsizlik ve telfik-i mezahib tuzağına düşmeyiniz.
Din, iman, Şeriat elden gidiyor veya gitmiş, bu devir müctehidlik taslamak, ictihad yapmak devri değildir.
Bu fitne fesat fetret devrinde bırakın mutlak müctehid, tabakat-ı fukahanın en alt derecesi olan müftü bile çok azdır. En son büyük müftüler Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen ve Bulgaristanlı Ahmed Davudoğlu hocaefendilerdir.
Peşinden gidilecek alimler Şeyhülislam Tokadi Mustafa Sabri, Düzcevi Muhammed Zahid el-Kevseri, Yusuf İsmail en-Nebhani, Mekke Şafii Reisüluleması Ahmed Zeyni Dahlan ve benzeri gerçek alimlerdir.
İcazetleri, ehliyetleri, liyakatleri olmadığı halde kendilerini müctehid gösterenlerden, yersiz ve yanlış ictihadlar yapanlardan uzak durunuz. Hiçbir gerçek Rabbani alim ve fakih bu devirde ictihad yapmaz.
Vehhabilerin ve Selefilerin göklere çıkardıkları Nasuriddin Albani isminde bir zat var. Bu kişi, bir otodidakttir, ilmi icazeti yoktur, mesleği saatçiliktir. Kendisini büyük muhaddis olarak göstermiş ve Sahih-i Buhari'ye bile dil uzatmıştır. Yaptığı vahim hataların, büyük imamlara ve ulemaya karşı saygısızlık ve hakaretlerinin, bid'atlerinin, tahribatının haddi hesabı yoktur. Ehl-i Sünnet uleması ve fukahası ve muhaddisleri bu kişiyi red için ciltlerle kitaplar yazıp Müslümanları uyarmışlardır. Reformcuların yere göğe sığdıramadıkları bu bid'atçinin içyüzünü anlamak isteyenler, "Zamanımızın Önde Gelen Reformcusu Nasuriddin el-Albani Hakkında Kısa bir Rehber" (Dr. Cibril Fuad Haddad) adlı risaleyi mutlaka okumalıdır. (Bedir Yayınevi'nden temin edilebilir. Tel: 0212/519 36 18)
Bendeniz gençliğimde Afgani hayranıydım. Sonra iç yüzünü öğrendim ve hayranlığım bitti. Bu adam taqiyye yaparak Müslüman kardeşlerini aldatmıştır. Şii olduğu halde kendisini Sünni göstermiş, İranlı olduğu halde Afganım demiştir. Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) "Bizi aldatan bizden değildir" buyurmuşlardır. Bu adam azılı bir Farmasondur. Bu adam bi'l-irs ve'l-istihkak Halife-i Müslimin olan Abdülhamid-i Sani efendimiz hazretlerini hal' etmek için Blunt adlı bir İngiliz ajanıyla işbirliği yapmıştır. Bu adam Kahire'de yaşadığı yıllarda Müslüman mahallesinde değil, Yahudi mahallesinde oturmuştur. Bu adam son derece karışık ve bulaşık bir kimsedir.
Sünni Müslümanlara hitab ediyorum:
Sahte müctehidlerin hile ve yalanlarına kanmayınız.
Onların, dört hak mezhebe aykırı bozuk ictihad, re'y ve fetvalarını kabul etmeyiniz.
Mezhepsizliği reddediniz.
İçinde bozuk ve yanlış yorumlar olan Kur'an tercüme, meal ve tefsirlerini almayınız, okumayınız. Bid'atçiler ve fesatçılar Ümmet-i Muhammed'i Kur'anla aldatmaya çalışıyor.
AB, BOP, Batı medeniyetinin sapık normlarına göre ayıklanmış hadis külliyatlarını okumayınız.
Sekülarizm büyük bir sapıklıktır, küfre götürür.
İslam dinini ve Şeriatını tehdit eden en büyük tehlike mezhebsizliktir. (Prof. Said Ramazan el-Buti)
Mezhebsizlik dinsizliğe köprüdür. (Zahid el-Kevseri)
Sevad-ı Azamdan ayrılmayınız.
Cumhur-i ulemanın yorumlarına tabi olunuz.
Müteşabihatı yanlış yorumlayarak Allah'a noksan sıfatlar yakıştıranları reddediniz.
Tasavvuf ve tarikat evliyasını tekfir edenlerde hayır yoktur.
Allahü Teala zamandan mekandan, inmekten çıkmaktan, cihetten, insanlar gibi eli ve ayağı olmaktan münezzehtir. Kur'an, O kendisi dışındaki yaratıklardan hiçbirine benzemez diyor.
Az veya çok te'lif ücreti karşılığında İslam dinini tahrif etmeye çalışan kişiler çok bozuktur.
Kur'an tefsiri, Kur'an tercüme veya meali Allah rızası için ihlasla yazılır. Para için, zenginlik için yazılmaz.
Hakiki ulema ve fukaha efendilerimiz ilmi Allah için öğretmişler, faydalı kitapları Allah rızası için yazmışlardır.
"Tefsirde mi çok para var, hadiste mi..." diye hesap yapan, bu hesaba göre kitap yazan kimselerde hayır ve meymenet yoktur.
Birtakım uyduruk ve sahte müctehidlerin dört mezhebin fıkhına aykırı bütün sözde ictihadları ve fetvaları geçersizdir.
Ağır konuşacağım ama yazmaya mecburum: Fakir ve imkansız bir tek sahte müctehid var mıdır? Servetlerini nasıl elde etmişler?
Keşfi açık olanlar istihareye yatsınlar ve sorsunlar...
Dinde reform yapmak ve yaptırmak, ilahi İslam dininin yerine sulandırılmış Şeriatsiz ılımlı bir İslam türetmek, Dinimizi Feminizme uydurmak, İslam'ı AB ve BOP norm ve standartlarına ayarlamak, Hak din İslam ile batıl bir ideolojiyi bağdaştırmak, cihad farizasını kaldırmak isteyen şer güçleri muazzam telif ücretleri dağıtarak, paralar harcayarak kitaplar yayınlıyor, sözde ilmi araştırmalar yapıyor. Bunların tuzaklarına düşmeyelim.
Müslümanın en kıymetli varlığı imanıdır. İmanımızı reformcu uğrulardan koruyalım