Liberal yalamak
Biricik vasfı Aydın Doğan’ın dükkânında çalışmak olan ağzı bozuk şahıs, liberalleri keşfetmiş... Kaçtır, isim vererek, hayranlıklarını sunuyor; ilkeli duruş sergileyen liberalleri yalıyor...
Hemen belirteyim:
Başlıktaki “yalamak” ifadesi bana ait değil. Kendisine (yani ağzı bozuk arkadaşa) ait...
Hükümetin kimi icraatlarını beğenen yazarlara destursuzca “yalıyor” diye giriştiği için, nezahetinin sonucuna katlanmalıdır.
Peki, liberalleri niye sevmeye başlamış?
Pardon, hepsini sevmiyor.
Hükümeti eleştiren, “ucubenin yontucusu” Mehmet Aksoy’a sahip çıkan, Başbakan’ı “otoriterleşme eğilimi göstermekle” suçlayan liberalleri ayırıyor ve ihtiramla yaklaşıyor.
Diğerlerini “fanatik taraftarlık üzerine iş bitiren çakma liberaller” olarak değerlendiriyor.
Ne türden işler bitirdikleri henüz saptanabilmiş değil ama herhalde liberalliğin olmazsa olmaz koşullarından sayılan “hükümete çakma, ucubenin yontucusuna sahip çıkma, Başbakan’ı tiran ilan etme” görevini layıkıyla yerine getiremiyorlar... Ya da sesleri fazla gür çıkmıyor.
Demek ki, bazılarını liberal kılan, sadece Başbakan’a çakmalarıymış.
Madem liberal seviyorsun, bu liberalleri ortaya çıkaran “adem-i merkeziyet ve teşebbüs-i şahsi” fikriyatını da seveceksin... “Kalkınmacılar” diye dalganı geçmeyeceksin.
Madem liberal seviyorsun... Bu liberallerin “darbelerle mücadele” çabasını da seveceksin, gerektiğinde öveceksin ve bu çabaya katkıda bulunacaksın... “Bu işi bırak, git bir kıyı kasabasında balıkçılık yap” demeyeceksin... “Altan ailesinin Türk basınının tüm renklerine yayılma yeteneği” diye işi terbiyesizliğe dökmeyeceksin...
Madem liberal seviyorsun, liberalleri liberal kılan bazı tavır alışları da seveceksin... “Bunlar cami ile kışla geyiği yapan korkak, pısırık ve çıkarcı adamlar” demeyeceksin. Ağzını ve ahlakını bozmayacaksın.
Madem liberal seviyorsun... Liberallerin iş ve iştigal alanlarını da seveceksin... Ergenekon’u dert edineceksin, Balyoz’u göreceksin, postal yalamakla övünmeyeceksin.
Liberal keşfine çıkmış ağzı bozuk şahıs, Başbakan’la ilgili yakışıksız sözleri üzerine yüceltip “delikanlı” ilan ettiği Ahmet Altan (ve bonus olarak baba-oğul, amca-kız Altan’lar) için de ağzını bozmuştu.
Hatırlayalım:
“Dönem 28 Şubat’tı... Dönemin meşru hükümeti, Silahlı Kuvvetler tarafından alaşağı edilmek isteniyordu... Gözler kısılıp demokrat yazarlara bakılıyordu... Onların ağızlarından ise ‘Cami ile kışla arasına sıkışıp kalmayız’ cümlesinden başka cümle çıkmıyordu. Cami: Refah Partisi idi... Kışla: Askerdi... Güçler eşit değildi... ‘Cami’nin elinde silah yoktu, fakat ‘kışla’ pür silahlı idi... İşte böyle bir ortamda Çetin Altan, Mehmet Altan ve Ahmet Altan, ‘Cami ile kışla arasına sıkışmayız’ diyerek ‘tarafsız’ kalıyorlardı... Şimdi soruyorum Ahmet Altan’a: Sizin bu yaptığınız sahtekârca bir kurnazlık mıydı?”
En küçük Altan’ın (Sanem Altan’ın) “hain ve vefasız” ilan ettiği ağzı bozuk şahıs yalan söylüyor... 28 Şubat sürecinde kendi gazetesi “Paşa Başkanı hizaya soktu” şeklinde manşetler atarken, Altan’lar darbe karşıtı yazılar yazıyorlardı ve andıçlanıyorlardı.
Hem yalan söylüyor, hem de küçücük aklıyla “operasyona” kalkışıyor, liberaller arasında niza çıkarmaya uğraşıyor...
Bir gerilim, bir kopuş, bir çatlak, bir mevzi değişikliği söz konusu değil... Liberaller hükümeti “AB, reformlar ve sivil anayasa” konusunda özendirmeye çalışıyor...
İyi yapıyorlar...
İddia edildiği gibi, hükümet yanlısı basının tepkisini filan da çekmiyorlar.
Başbakan’a laf sokan liberalleri seveceksin, darbelere karşı çıkan liberalleri “sahtekârlıkla, kurnazlıkla” suçlayacaksın.
Sonra da “liberallere övgü” diye yazılar yazacaksın ve hiç utanmayacaksın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.