Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kadırgalı Eşref'ten çağdaş Neron'lara

Kadırgalı Eşref'ten çağdaş Neron'lara

'Kim Neron olmak ister?' tarzı hayali bir yarışma düzenlense Arap dünyasında iki lider bu yarışı kazanmak için kıyasıya yarışırlardı. 'Arap Neron'u sıfatını kazanabilecek sadece iki favori isimden bahsediliyor. Bunlardan birisi tahmin edebileceğiniz gibi Kaddafi diğeri ise Beşşar Esad. Kaddafi esasında Neron gibi ama ona daha fazla yakışan lakap Fatimi Halifesi El Hakim Biemrillah olmalı. Zira, Kaddafi, Kuzey Afrika'da Fatimi İmparatorluğu'nun ihya edilmesini savunan tek lider. Bir zamanlar hakkında 'tek lider' gibi ve tipi furyalar estiriliyordu. El Hakim Biemrillah sıfatını taşımayı da geri çevirmez. Yeşilçam klasiklerinden aşina olduğumuz Şabanoğlu Şaban filmindeki Kanlı Nigar'ın askıntısı Kadırgalı Eşref Abi gibi Neron'un da 'anamı kesen ben, babamı doğrayan ben, kız kardeşimi şişleyen ben' dediği ve bu yönüyle tarihe geçtiği rivayet edilir. Neron önce annesini haklar. Yetmeyince sıra muallimine gelir. Muallimi çılgınlığını dizginlemek ister lakin mani olmak bir yana çılgınlığı ağır basar. Neron bununla da iktifa etmeyerek bilahare eşini ardından da kardeşini ortadan kaldırıyor. Anlayacağınız o sanal Eşref Abi'nin hakikisidir. En sonunda sıkışınca ve yakalanacağını anlayınca akrep refleksi gösterip kendisine de kıymıştır.

Roma'yı yakar ve temaşa eder. Roma cayır cayır yanarken karşısına geçip içki eşliğinde ve alevler arasında seyre dalar. Roma'nın dörtte üçü yandığında Neron bu defa yangının sorumlusunu aramaya başlar ve yangının bir komplo sonucu çıktığını ve bu komplonun gerisinde ise Hıristiyanların olduğunu savunur. Sanki bugün onun makamında Beşşar ya da Kaddafi oturmaktadır. O sıralarda Hıristiyanlık Roma'da yavaş yavaş yayılmakta ve kök salmaktadır. Neron onları cezalandırmakta ve vahşi şekilde öldürmektedir. Ve Arapların deyimiyle bugün düne ne kadar da benzemektedir. Gerek Kaddafi gerekse Beşşar Esad ülkelerine yönelik bir komplonun varlığından bahsediyor ve bu komplonun gerisinde de dini ve İslami cemaatlerin bulunduğunu savunuyor. Bu karşılaştırma ve mukayese de çağdaş Neron'larla veya Neron'un halefleriyle (ardıllarıyla) karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Arap yazarlardan Salih Raşid, Neron lakabı üzerine iki Arap liderin kıyasıya yarış halinde olduğunu ve ikisinin de sona çok yakın durduklarını yazmaktadır. Bunlardan birisi kelleden kuleler yapan eski despotlara benzeyen Kaddafi'dir ki, sadizminde sınır tanımıyor ve Libyalıların kanı üzerinde dünya satranç şampiyonlarıyla müsabaka yapıyor. İkinci aday ise Beşşar Esad olup kardeşiyle birlikte babasının yarım bıraktığını mirası tamamlamaktadır. Baba Esad da Hama'nın Neron'larından birisiydi. Bu iki narsist Arap liderinden birisi Arap Neron'u lakabını alacak ve tarihe bu sıfatla geçecektir. Fakat yenişemeyebilirler de. Bu takdirde birincilik aralarında eşit olarak pay edilecektir. Zira en kanlı Arap baharı bu iki ülkede yaşanmaktadır.

Neron da bugün Arap baharında yaşandığı gibi kalabalıkların protestosu ve gösterileriyle yıkılmıştır. Neron hakkında çok yakıştırmalar yapılmıştır lakin belki de onunla ilgili en doğru sözlerden birisi şudur: Neron bile kendi şerrinden kurtulamamıştır. Bir başka rivayete göre hizmetçilerinden birisi Neron'u kıstırarak öldürmüş ve askerleri de üzerine hücum ederek kendisini parça parça etmişlerdir. Neron'a rağmen Roma dimdik ayakta kalmış ve ve nice yangın atlatmış ve zamanın değişimlerine karşı direnmiştir. Neron öldü ama Roma yaşıyor. Keza yeni Neron müsveddesi olan Kaddafi ve Beşşar'ın ardından Trablusgarp ve Şam da yaşayacak ve Neron sıfatlılara meydan okuyacaktır. Neron'lar ölür, Roma'lar yaşar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi