Esat ne zaman gider?
Herkes Suriye rejiminin uzatmalı ömrünü soruyor. Herkesçe ve genelde Suriye rejiminin ömrü aylarla ifade ediliyor. Tabii ki en doğrusunu Allah bilir. Arap dünyasında batini özellikler de taşıyan iki rejimden birisi olan Kaddafi’nin Cemahiriyyesi ile Esat’ların Baas’ı birbirine en fazla benzeyen rejimler. Suriyeli Çerkeszadelerden Halis Çelebi, Mart ayında (2011) başlayan olayların seyriyle alakalı olarak iyimser yazılar yazıyor. Bir adem-i şiddet şampiyonu ve pasif direnişçi olan ve Cevdet Said’in izinden giden Halis Çelebi Kanada’da yaşayan uzman bir doktor. İbni Haldun’a göndermeler yaparak milletlerin de bir kaderi ve buna bağlı ömrü olduğunu ve sınırlı bir ömür sonrasında ölümü tadacağını ifade ediyor. Kur’an, ‘li kulli ummetin ecelun, izâ câe eceluhum fe lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(YÛNUS – 49)’ buyuruyor. Eceli gelen milletlerin bir saniye geri kalmadan ve ileri atmadan tam zamanında canını teslim edeceğini beyan etmektedir. İnsanların, milletlerin, devletlerin de bir eceli var. E.K.Ross adlı araştırmacı, bir canlının ölüm anında ve sahnesinde 5 aşamadan geçtiğini ifade etmektedir. Bu aşamalardan ilki ölümü inkar ve reddetmedir. İngilizce ifadesiyle deny. Bu aşamanın semptomlarından birisi iç kanamadır. Ölüm aşamalarından ikincisi ise öfke nöbeti ve refleksidir. İnsan ölümü kendisine yakıştıramamaktadır. İngilizce ifadesiyle bu, anger aşamasıdır. Ancak Mevlana gibi mutmain nefisler ölüm karşısında tereddüt göstermezler ve hazırlıklıdırlar ve öfkeye kapılmazlar. Suriye rejimi, ölüm aşamalarından ikincisini de aşmış ve geçirmiş görünmektedir. Öfke nöbeti sırasında kendisine benzeyen Libya rejimi gibi muhaliflerine söylemedik söz ve takmadık yafta bırakmamıştır. Sıçanlar ve hamam böcekleri edebiyatına bir de mikroplar eklenmiştir. Vandallar ve sızmacılar da cabası. Sızmacılar ifadesini 1998’de Keşmir’deki Kargil krizi sırasında Hindistan idaresi kullanmıştı. Halis Çelebi’ye göre, Suriye ve Baas rejimi ölüm aşamalarından ikisini aşmış ve en nihayet üçüncüsüne intikal etmiştir.
*
İnsanların ve rejimlerin üçüncü devresi ise bargain adıyla anılan pazarlık devresidir. Şimdi Arap dünyasında değişim rüzgarlarına karşı direnen üç rejim de pazarlık aşamasında bulunuyor. Kaddafi pazarlığa dünden razı. Önce pazarlığa metelik vermiyordu lakin şimdi Ayşe Kaddafi’den Libya başbakanına kadar bütün rejim sözcüleri pazarlık zeminini yokluyorlar. Yemen’deki Ali Abdullah Salih ve rejimi de pazarlık sürecinde debeleniyor. Beşşar da önce halkı bile tanımazken muhalefeti tanıma ve tanımlama aşamasına gelmiş ve Semiramis Oteli’nde dahili muhalefete geçit vermiştir. Rejimler nefes almak ve zaman kazanmak için pazarlığı genel olarak taktik icabı kabul ediyorlar. Dolayısıyla bu süreçte de tutunamıyorlar ve dördüncü merhaleye yuvarlanıyorlar. Dördüncü merhale ise şaşkınlık ve çözülme devresidir. Ross’un ifadesiyle bu aşama şaşkınlık ve belirsizlik/confession aşamasıdır. Arapçasıyla söyleyecek olursak; irtibak devresi. Ölümün son faslı ise teslimiyet yani surrender veya başka ifadesiyle the end. Üç veya dört ay içinde Beşşar ve Suriye rejimi bu biyolojik/siyasi ölüm devrelerinden üçünü atlatmış durumda. Veya ölüm sürecinin yarısını geçmiş bulunuyor. Geriye topu topu iki aşama kalıyor. Bu iki aşama ne kadar zamanda aşılır? Ya da Suriye rejiminin geriye ne kadar ömrü kaldı?
*
Artık Suriye’deki Baas güneşi de batmakta. Beşşar Esat rejiminin ömrünün kalan süresiyle alakalı Halis Çelebi 3 ile 6 ay arasında bir süre biçiyor. ‘2012 yılı baharı, Suriye’nin de siyasi baharı olur’ diyor. Dolayısıyla rejimin ömrünün aylarla ifade edilebileceğini ifade etmektedir. Beşşar Esat ile birlikte kaybedecek bölgesel güçlere de temas ediyor. Buti’nin kendi kendini itibarsızlaştırdığını ve keza Hizbullah ve İran’ın kaybeden tarafı temsil ederken buna mukabil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanan tarafta yer aldığını savunmaktadır. (http://www.elaph.com/Web/opinion/2011/7/666298.html?entry=homepagewriters) Allah’ın herkesi iktidarla imtihan ettiğini, bu bağlamda geçmişteki kurbanların bir şekilde cellatlarına özendiklerini ve vaktiyle mazlum olan Yahudilerin Filistinliler için zulüm makinası haline dönüştüklerini hatırlatıyor. Keza Şah’ın mezalimine dur diyen yeni İran yönetiminin de eskisini aratmadığını ve Esat’ların da kendi ellerine geçen altın fırsatı heba ettiklerini ve mustazaf iken müstekbirler sınıfına geçtiklerini ifade ediyor. Hepsi de Halis Çelebi’ye göre şu ayetin kapsamına giriyorlar: “(Musa kavmine dedi ki:) Umulur ki, rabbiniz düşmanlarınızı helak eder ve yeryüzünde sizleri (onlara) halef kılar ve işlediklerinize ve icraatlarınıza bakar(Araf suresi 129. Ayet).” Dünya bir değirmendir, bir devrandır ve bazı rejimler ise ideolojilerini kendi nefislerine alet ve kurban etmektedirler. Netice, Halis Çelebi’nin müjdesine göre 2011 baharı, Suriye baharı olacak ve Allah’ın kulları da bu yeryüzü baharını kutlayacaklar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.