Cemil Çiçek halleder
Bugün TBMM Başkanlığı seçimleri var. Üç aday yarışıyor. Takip etmişsinizdir. Kuşkusuz Cemil Çiçek’in seçimi kazanmasının önünde hiçbir engel yok gibi görünüyor. Gazetemizden de okuduğunuz gibi ilk iki tur 367 sayısı aranacak fakat üçüncü turda 276 ile yeni TBMM Başkanı koltuğuna oturmuş olacak.. Olağanüstü bir durum olmazsa da bu isim Cemil Çiçek..
*
Hiç şüphesiz ki TBMM Başkanlığı koltuğu Atatürk’ten bu yana hep en önem verilen yer olmuştur. Ama bu defa durum çok daha ciddi. Çünkü yeni Meclis’in öncelikli görevi yeni Anayasayı yapmak olacak. Ve bu yeni anayasa yapımı sürecindeki doğal koordinatör de, TBMM Başkanı olacak. Yani bugüne kadar ilk kez doğrudan millet eliyle yapılacak olan toplum sözleşmesinde Cemil Çiçek’in (doğrudan-dolaylı) imzasını göreceğiz. Aslında böylesi önemli bir süreçte “Devlet Adamı” kimliğiyle tanıdığımız bir ismin TBMM başkanlığı koltuğunda oturuyor olmasının faydalarını ilerleyen zamanlarda daha iyi göreceğiz.. Çiçek’in daha evvel başka bir takım konularda yaptığı, milliyetçi tavrı öne çıkaran söylemleri nedeniyle belli çevreler tarafından hedef tahtasına oturtulduğunu görüyorum. Şunu söylemeliyim ki bu konuda; hükümetin siyaseten fazlaca liberal davrandığı alanlarda, Cemil Çiçek’in karşımıza çıkması zaman zaman fena da olmuyor.. Zamanı gelince onu da anlatırız. Bugün ise çözümü beklenen büyük bir problem var ortada..
*
Anayasa konusunda mutabakat arayışının Cemil Çiçek’in etrafında şekillenecek olmasının ne kadar yararlı olacağını göreceksiniz. Ama iş daha Anayasaya gelmeden bile Cemil Çiçek’in farkını hissettireceğini zannediyorum.. Çiçek’i asli görevinin yanı sıra bekleyen iki önemli mesele var.. Öncelikle onların çözümü için herkesin gözü Çiçek’in üzerinde.. Biri tutuklu vekillerin durumu.. Yani fiili durum.. Diğeri ise bu konuyu masaya getirip pazarlık konusu yaparak parlamenter demokrasiyi boykot eden partilerin durumu.. Her iki meselede de çözüm için gözler TBMM Başkanı’nda.. Geçen cuma günü Hasan Karakaya üstadımız demişti ki: “Cinayeti kim işlediyse, cenazeyi de o kaldırsın..” Fakat öyle olmuyor.
*
Bana sorarsanız adım atmaya hiç gerek yok ama öngörümü söyleyeyim size.. İlk yumuşama bugün başlayacak.. İç tüzükte yemin etmeyen milletvekillerinin Başkanlık Divanı’na katılamayacağına dair bir şey yazmıyor. Dolayısıyla, yeni TBMM Başkanı, CHP ve BDP’nin Başkanlık Divanı’nda temsiline karar vermek durumunda kalacak.. Burada ortaya koyacağı yapıcı tavır, hiç değilse partileri TBMM’ye çekmek adına müspet bir hareket olacaktır. (Sn.Çiçek, yarın gruplara yazı yazıp isim ister, Çarşamba da sonucu görürüz) Daha sonra ise parti başkanları ile görüşmek suretiyle parlamento içi barış için arabulucu olabilir.. Hatta yarın bir gün Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nu aynı masanın etrafına oturtursa hiç de şaşırmayın.. Bu süreçte Cemil Çiçek’e dikkat etmekte yarar var.
MUSTAFA DESTİCİ
BBP’nin yeni Genel Başkanı Mustafa Destici oldu. Hem İmam-Hatip’li, hem ilahiyatlı ve aynı zamanda felsefe tarihi eğitimi almış bir isim. Çocukluğundan bu yana ülkücü hareketin her kademesinde de bulunmuş. Bugün Muhsin Yazıcıoğlu’nun koltuğunda oturuyor. Seçim sonuçlarının faturasını kendisine kesen Yalçın Topçu’nun bıraktığı yerden bayrağı alıp yoluna devam ediyor. Yolu açık olsun. Allah utandırmasın. Bir ara da “BBP Ne Yapmalı?” diye yazmak lazım demek ki.. Kalın sağlıcakla.