Aziz Yıldırım’la Fenerbahçe’yi birbirine karıştırmayın!
Yavaş yavaş ayrıntılar ortaya çıkmaya başlıyor. Rezillik ki içine gömülen, bataklık kaç yazar! Örgütlü bir biçimde yapıldığı öne sürülen, fotoğraflar, bantlar, videolarla desteklendiği iddia edilen, yazılı ve görsel basında ayrıntılarıyla ortaya dökülen, insanın midesini ayağa kaldıran, bileğin değil paranın gücüyle kapılan bir şampiyonluk (!) öyküsü!
Televizyonlara bakıyorum, Fenerbahçeli yazar çizer tayfası Fenerbahçe Spor Kulübü’nü savunuyor!
Delirmiş bunlar yahu!
Burada suçlanan milyonların sevgilisi, Türk sporunun temel direklerinden biri olan, 104 yıllık bir kuruluş değil. Burada gözaltına alınan bu onurlu, erdemli, saygı değer kulübün kongre üyeleri, sporcuları, gerçek taraftarları değil. Niye anlamıyorsunuz bunu!
Fenerbahçe’nin savunmaya ihtiyacı yok, hele de sizin gibi Fenerbahçe’yi, salt yazıp çizdikleriniz okunsun diye kullananlarca!
Ve siz Fenerbahçe düşmanları! Burada suçlanan Fenerbahçe’nin başında oturan kişi. Yaptığı öne sürülenleri genel kuruluna, taraftarına danışarak yapmadı ki, siz terbiyesizler bu dev çınara dil uzatıyorsunuz!
Ve siz iyi niyetli taraftarlar. Fenerbahçe suçlanıyormuşcasına, kulübü savunmaktan vazgeçer misiniz lütfen! Fenerbahçeliliği inkar edilemez bir taraftar olan Tayyip Erdoğan gibi davranın, en azından! Fenerbahçe’yle bu rezillikler arasına mesafe koyun; birini ya da birilerinin arkasına durmaktan vazgeçin. Yaralarınızı sarıp, daha dik, daha onurlu bir biçimde “Biz Fenerbahçeliyiz!
Bununla da gurur duyuyoruz!” diyin. Biz Galatasaraylılar, bunu dediğiniz sürece sizin arkanızdayız!
Hele şükür hukuk devleti var
Dokunulmazlık zırhı giyerdi kimileri bu ülkede yıllar yılı. Dilediklerince at koştururlardı. Uzan kabilesiyle başladı dokunulmazlık zırhlarındaki çatlak.
Sonra medya devlerinin dizlerini titretmeye başladı. Şimdi de, “Küçük dağları ben yarattım, büyüklerse zaten benim eserim!” diye ortada dolanan, “ben Türk sporunun babasıyım, ben ne dersem o olur!” diyen birinin yakasına yapıştı hukuk!
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Namus, erdem, dürüstlük bu ülkenin yeni egemenleridir; üçkağıt, yalan dolan, rüşvet, hokus pokus tarihe gömülmüştür!
Kenan Işık’a teşekkürlerimle
Sevgili dostum Kenan’ın seçtiği şiirlerden oluşan kitap elimde. Saat sabahın bilmem kaçı. Kitabın yanı sıra gelen CD’den, Yahya Kemal’in Sessiz Gemi’sini dinliyorum... Ve yitirdiğim sevgililerim düşüyor aklıma birbiri ardına. Anam, babam, kardeşim, dostlarım... Canlarım. Gerçekten de birçok seneler geçti... Dönen yok seferinden.
Ağlamayalı çok olmuştu be Kenan! Ama hüzün değildi gözlerimden dökülen; dünle bugün arasında oluşan bir köprüydü. Ve bu köprüyü, birkaç saatliğine olsa da sen kurdun. Hay ömrüne bereket arkadaş, hay ömrüne bereket...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.