Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

CHP’nin kamburu

CHP’nin kamburu

Önceki yazımda “Vesayet Rejimi”nin meclisteki uzantısı olan CHP’nin, şimdilerde İstanbul sermayesinin “tetikçisi” olduğunu söylemiştim. CHP’yi alabora eden Kılıçdaroğlu unutmamalı ki; kuyruğu olmayı içine sindirdiği vesayet rejimi, kertenkele cinsindendir. Tehlikede hissettiği vakit kuyruğunu bırakır. Hiç vefası yoktur.
Yani sonrasında, olan gariban “kuyruğa” olur! Çünkü başsız kaldıktan sonra adı artık “kertenkele” değil, sadece “kuyruktur”! Adsız, bağlantısız! Kertenkele koyuverip gittikten sonra umutsuzca kıvranır durur! Bu yüzden yol yakınken CHP’li vekiller akıllarını başlarına alsalar ve kurultaya giderek şu “atanmış” Kılıçdaroğlu’ndan bir an önce kurtulsalar iyi olur! Çünkü bu adam apaçık BDP ile kol kola giren İstanbul sermayesinin, vesayet rejiminin kuyruğu, altı okun kamburudur!

Şimdi size anlatacağım internette dolaşan şu komik videolardan biri. Adı “Maymunun eline AK-47 verirseniz..” Batı Afrika’da 2009 yılında çekilmiş!
Videoda maymun, askerlerden biri ne yapıyorsa aynını tekrar ediyor. Afrikalı askerler ise maymunun komikliklerine kahkahalarla gülüyor.
Asıl kıyamet ondan sonra kopuyor işte!
Askerlerden biri maymunun eline AK-47 veriyor! Ardından şu baştan beri maymuna hareketlerini tekrar ettiren asker, silahını maymuna doğrultuyor. Maymun bu kez de tekrar ediyor ama bir farkla!
Tetiğe basarak! Askerlerin üzerlerine kurşun yağdırıyor. Askerler çil yavrusu gibi dağılıyor tabii can havliyle! Bu komik videodaki askerler nedense bana İstanbul sermayesini çağrıştırdı. Maymunun eline AK-47 vermekle aynı şey değil mi Kılıçdaroğlu’nun eline verilmiş CHP?
(CHP’de muhalif kanat liste dışı kaldı. Deniz Baykal dışındaki hiçbir eski yöneticiye listede yer vermeyen Kılıçdaroğlu, Önder Sav, Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay, Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen gibi isimlerin üstünü çizdi.)

Bazı okurlarım haklı olarak sormuş “İstanbul sermayesi ve kuklaları ulusalcı değil mi?”, “BDP ile kol kola demeniz çelişkili. Sonuçta BDP Kürt solu, Kürt ulusalcısıdır değil mi?”
Evet, bu zıt kutupları bir araya getiren kesinlikle AK Parti düşmanlıkları, Tayyip Erdoğan kinleridir. Aynı düşmana karşı, aynı öfke ve hınçla savaşıyor olmaları onları yan yana getirmiştir. Çünkü AK Parti’nin yeniden iktidara gelmesi, her iki kesimin de başına kopmuş kıyamettir!
Bakın bu yüzden dünün Öcalan’ı “katil” diye ilan eden, Ahmet Kaya için manşetten “şerefsiz” diyen Doğan Grubu yayın organları, şimdilerde Kürt ulusalcılarına rahmet okutacak şekilde birbirleriyle yarışa girişmiş! Bakın Kılıçdaroğlu’nun yandaşı gazetelere! Siz de en az CHP kadar BDP’nin savunucusu kesildiklerini göreceksiniz! BDP=CHP yağlanırken AK Parti’nin nasıl dağlandığını! Şimdi sormazlar mı adama, hani laikliğin bekçisi, Atatürkçü ilkelerin güvencesiydiniz? Koç’lar, Doğan’lar, BDP ile ittifak kurduktan sonra acaba nasıl bakacaksınız Atatürkçülerin yüzüne? Demek ki CHP tabanının saf Atatürk sevgisini, kendi hırs ve çıkarlarına alet ediyor, tabanlarının hassasiyetleriyle dalga geçiyorlar. Atatürk’ü asıl hiçe sayan bunlar!

CHP’nin gidişatından rahatsız olan okurlara gelince... Ne diyelim... Parti lideri insanı rezil de eder, vezir de! Allah kimseyi, Kılıçdaroğlu’nun elinde itibarı yerin dibine geçen CHP’lilerin durumuna düşürmesin.

Tayyip Erdoğan’ın dediği oldu. Kılıçdaroğlu sonunda hizaya geldi.
Epeydir kıvranmaya başlamıştı. Bana göre Cemil Çiçek bahaneleri şahane! Geri adım atmak için zaten dünden hazırdı!
Görünüşe bakılırsa vesayet rejimi emri, İstanbul sermayesinin kavliyle Kılıçdaroğlu’nun raf ömrü uzatıldı. Kılıçdaroğlu, böyle bir sonuç karşısında, kılıcını gırç diye karnına saplayıp harakiri yapmalıydı bana göre. Bu sayede kendini bu utançtan, CHP’yi de kendisinden kurtarırdı!
Aksi halde CHP’liler için psikiyatride yeni bir sendrom ortaya çıkacak! Kemaloid travmalar geçiren CHP’liler, “Benim adım Kemal!” cümlesini sayıklaya sayıklaya hastane koğuşlarını dolduracak!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi