Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Ya bizimle ya da...

Ya bizimle ya da...

Ülkeler arası ilişkileri düzenleyen düşünce sistemlerinden biri olan realizmin temelinde herhangi bir ahlaki kaygının olmadığından söz ettik geçen hafta. Temelde bu böyleyken bu şu demek değildir: Realizmi benimseyen ülkeler hiçbir ahlaki argüman kullanmazlar. Bilakis tam da bunu yaparlar. Ve hatta realizmin karşıtlığı olan idealizm düşüncesinden daha fazla bir boyutta. Halbuki idealizm adı üstünde ideallere hizmet veren ille de günlük, yakın mesafeli ve yakın zamanlı gelişmelere kendini bağlamayan, bunların ötesinde yüksek değerleri ayakta tutmak adına takınılan ulusal tavırlardır uluslararası arenada. ABD başkanları arasında Woodrow Wilson mesela idealizmi benimsemiş ender başkanlardan biri olarak anılır. Kabul edilir veya edilmez ayrı bir konu ancak kendince moral değerler üzerine oturtulmuş bir ABD-dünya ilişkisi çerçevesi çizmiştir Wilson ve burada realizmin özünü teşkil eden gücü her ne pahasına olursa olsun maksimize etme esası benimsenmez. Bugünün Amerika’sıysa realizmi her alanda içselleştirmiş bir uluslararası tavır sergiler, ne ilginçtir ki bundan da gocunmaz, bunu saklamaz, saklama ihtiyacı da duymaz. Gocunmaz çünkü idealizme ait gibi algılanabilecek değerler sistemi üzerinden gemisini yürütür. Hem de istediği yöne. Dümeni bir o tarafa bir bu tarafa kırar. Bunda bir sorun görmez. Açıklama yapmaz. Bilgiyi manipüle eder ve istediği hedefe ulaşır. Çünkü sınıfa arkadan bakmak misali farklı bir perspektif öne sürer ve ölesiye savunur. Ne vardır bu perspektifin özünde?.. Yapılanın insanlığa hizmet adına, bir ülkenin, bir bölgenin, bir kıtanın veya bütün dünyanın iyiliği uğruna yapıldığıdır.
Konuya girdiğimizde geçen haftaki yazımda “Uluslararası ilişkileri en açık bir şekilde anlamak için ülkeleri insanlar gibi düşünün” teklifinde bulunmuştum. İnsan öyle veya böyle kim olursa olsun vicdan sahibidir. Bu, fıtratında mevcuttur. Dünyaya en büyük fesadı yayan bile olsa bir insan, kendini iyilik yapıyormuş gibi görür çünkü başka türlü düşünmesine nefsi yani varlığı ve vicdanı müsaade etmez. Onun içindir ki Kur’an-ı Kerim’de buyurulduğu üzere onlara “Neden bozgunculuk yapıyorsunuz şu yeryüzünde” diye sorulduğunda onlar “bozgunculuk şöyle dursun kötü bir şey yapmadıklarını, sadece dünyaya düzen getirdiklerini” iddia ederler... Yani onların sınıfı gördükleri pencereden bozgunculuk yapan başkalarıdır ve onlar güya haklı bir mücadele vermektedirler. Ülkeler de insan gibi düşünülürse her ne kadar ülkelerin atan bir kalbi, damarlarında akan kanları yoksa da kamu vicdanı adı verilen bir kollektif duyuma kayıtsız kalamazlar. Yani kendi ülke insanına başta olmak üzere herkese kendilerini açıklama, aklama, meşrulaştırma ihtiyacı duyarlar.
Onun içindir ki süper güç ABD takındığı bir tavrı, “ben yaptım oldu veya canım ister yaparım, canım istemez yapmam, öyle veya böyle kimseye de hesap vermek zorunda değilimcilik”le açıklayamaz. Yaptığı her şeyi sanki insanlık ve değerleri adına yapıyormuş ve hatta bunu yapabilmek için de oldukça fedakarlıklara katlanıyormuşçasına bir duruş sergiler. Neredeyse karşı tarafta iyi ki varsın iyi ki varsın çünkü bizim için kendini feda ediyorsun minnettarızı körükler. Ne yapıyorsa insanlığa hizmet adına yapıyordur, güya idealisttir, yüksek değerleri hakim kılmak adına hareket eder, onun için de bir orada bir burada dünyanın hangi köşesinde olursa olsun kendince ‘yardıma’ koşuşturur. Bunun geri dönüşümü de itaat ve vefa olmalıdır diye düşünür. Onun içindir ki Bush’un Amerika’sı ya bizimle yani onun perspektifinden ‘iyiler’le ya da bize karşı yani ‘kötü’lerle berabersiniz, karar verini devreye sokar, Afganistan’ı işgale hazırlanırken. Naom Chomsky bu durumu anjelik yani melekimsi ABD sendromuyla açıklar... Günahsız, hep doğrudan, hep mazlumdan yana bir ABD yanılgısıyla... Chomsky’yi bundan sevmez Bush’un neo-kon Cumhuriyetçileri...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi