Devleti tabulaştıranların ürünüdür terör
Mevcut iktidara kadar devlet halkın kafasında bir tabuydu.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesiyle; “Türkiye Cumhuriyeti, 200 kişilik imtiyazlı bir çevrenin çiftliğiydi.”
Hakikaten de öyleydi. AK Parti iktidarına kadar ülkeyi kimlerin nasıl idare ettiği belliydi lakin kimsenin gücü yetmiyordu.
Devletin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel politikalarının tamamını, bu imtiyazlı çevreler organize ediyor ve kendilerine yatırım yapıyorlardı.
Bu gerçeği gören milletimiz, önüne sandık geldiğinde devletinin kendisine hizmet etmesi için iktidar değiştiriyordu ama devleti tabulaştıranlar darbelerle karşılık veriyordu.
Ergenekon ve benzeri oluşumları; cüzdanıyla değil, vicdanıyla tahlil edebilenler, devletin nasıl tabu haline getirildiğini anlayabilirler.
Devlet ile millet arasındaki büyük uçurumun sebebi; sadece iş başında kaldıkları sürede elde ettikleri imtiyazları değildi elbet.
Sülaleleri başta olmak üzere, emekli olduktan sonra da yine aynı imtiyazların devamı garantilenmeliydi.
Devlet sadece onlar için vardı ve tabulaşmalıydı. Bunun için de; “millet devlete ulaşmamalıydı, devletin kapısından içeri girecekse dahi korkarak girmeli ve saygıda kusur etmemeliydi.”
Öyle de oldu. Devletini kuran vatandaş, kendi devletinin kapısından yıllarca ürkerek ve korkarak girip çıktı.
Şapkasını göğsüne bastırır, kapıdaki görevliye yalvaran gözlerle bakar, kusur işleme ve azar işitme korkusuyla, ezik büzük bir şekilde derdini anlatmaya çalışırdı.
Böyle sürdü yıllarca devletin tabu hali ve yasalar hep güçlüden yana işledi.
Bırakın devletin yapısını, en küçük ailede bile, aile bağları koparılıp, darmadağın edildiğinde ortada aile bütünlüğü kalır mı?
Devlet aile bağlarının otağıdır. Şefkat, merhamet, sevgi, saygı, paylaşma, dayanışma ve kardeşlik bağlarıyla yaşayan sistemin adıdır.
İşte bu sistem, yıllarca devleti kuran halka karşı hiç işlemedi. Adalet hep aksadı, hak ve hukuklar çiğnendi. Sadece imtiyazlılar kazandı, diğerleri kaybetti.
Toplumu ayakta tutan tüm değer yargılar sistemli bir şekilde hercümerç edildi. Halkın bütünlüğüne sebep olan din, düşman ilan edildi, din adamları ve dini mefhumlar, ülkenin kaymağını yiyen “imtiyazlılarca” sürekli aşağılandı.
Bir milletin medeniyet ve kültürel yapısı; yenilik adına, çağdaşlık adına, tutmayacağı biline biline, sırf imtiyazların korunması adına linç edildi.
Ülkenin her yöresinde, devletin tabulaştırılması organize bir şekilde dizayn edildi. Baskı, şiddet gırla gitti ve bir millet; zorbalıkla susturuldu, semeleştirildi, dilsizleştirildi, dinsizleştirildi, kimsesizleştirildi.
Bütün bunlardan sonra ne bekleniyordu Allah aşkına. Güllük gülistanlık bir memleket mi? Böyle yapılarak huzurun tesis edildiği bir ülke var mıdır yeryüzünde?
Teröre lanet okumak yetmez. Terörü doğuran sebepleri ortaya koymadan teröre dair hiçbir şey yapılamaz.
Nihayet AK Parti iktidarı devleti tabu olmaktan çıkardı. Şimdi sıra terörü besleyen ve beslenen tarafları etkisiz hale getirip, bataklığı kurutmada.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.