Sincanda neler oluyor?
Sincan olayları yine hortladı. Çinin Uygur Müslümanlarına reva gördüğü ve dünyanın gözü önünde ve bir o kadar da umarsamaz tavırları içinde cereyan eden katliam tekrar nüksedecekmiş gözüküyor. Basına yansıyan haberlere göre Sincan Uygur Özerk Bölgesinin Hotan şehrinde bulunan bir karakola düzenlenen saldırının terör saldırısı olduğu ileri sürülmüş. Hotanın üç yüz bin kişilik nüfusunun yüzde doksanını Uygurlar oluşturuyor. Dünya Uygur Kongresi tarafından Almanyada yapılan açıklamada ise on dördü dövülerek, altı tanesi vurularak olmak üzere yirmi Uygurun öldürüldüğü ve polisin barışçı protestoya ateş açtığı sırada yetmiş kişinin gözaltına alındığı ifade edilmiş. Yani bilgi kaynağınızın kim olduğuna bağlı olarak farklı grup ve kişiler suçlanıyor. Kimine göre Uygurlar terörist kimine göre ise masum Müslümanlara zulmeden Çin hükümeti...
Elimde bir rapor var. Merkezi Londrada olan Islamic Human Rights adlı bir insan hakları örgütüne ait. Çinin Uygur Bölgesine Yönelik Politikaları Üzerine Düşünme adını taşıyan rapor 5 Temmuz 2009 tarihinde yaşanan olayların şahitler tarafından anlatımını ve değerlendirilmesini içeriyor: Öğrenci hareketi olarak başlayan protesto yaklaşık bin kadar Uygurlu gencin Çin hükümetini boykot etmesi ile gelişiyor. Gençler Uygur işçilerin devletten gördükleri eziyetleri protesto ediyorlar. Ülkenin siyasi kültürü farklı din ve kültürleri temsil eden grupların birbirlerine karşı hoşgörülü olmalarını sağlayacak bir yapıya haiz değil. Uygurlar Müslüman olmaları sebebiyle sadece devlet yönetimi tarafından değil, diğer etnik çoğunlukların bazıları tarafından da düşman addediliyor. Her ne kadar bu çatışmalarda din önde duran faktör olarak görülse de ekonomik çıkar kavgaları en temeldeki anlaşmazlıkları körükleyen unsur oluyor. Nitekim Uygurların çalışkanlıkları, yaşadıkları bölgelerdeki fabrikaların en dürüst elemanları olmaları toplumun diğer kesimleri tarafından tepki almalarına sebebiyet veriyor.
Hükümetten yapılan açıklamaya göre o gün sıkı yönetim olmasına rağmen sokaklarda dolaşanlar tutuklanıyor. Ölenlerin sayısı 197 olarak ilan ediliyor, yaralananlar da 1721. Polis ölen ve yaralananların Uygur olmadığını, yaralıların hemen kendileri tarafından hastanelere kaldırıldığını iddia ediyor. Uygurlar ise gecenin ilerleyen saatlerinde yaşadıkları Uygur mahallelerine polisin geldiğini, birden bütün bölgede elektriğin kesildiğini ve polisin karanlıkta katliam yaptığını söylüyorlar. Üç gün üç gece Uygurların evleri yerleri yakıldı yıkıldı. İş yerleri, dükkanları yağmalandı. Erkekler, aileleri bir daha haber alamayacak şekilde gözaltına alındı.
Bütün bu olaylar hafızalarımızda hâlâ canlılığını koruyorken yeni bir Sincan olayları, yaklaşmakta olan mübarek Ramazan ayını da kana bulamaz dua edelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.