Adı Konulmamış Darbe 93
Bu haftaki eserimiz, çok yakın tarihimizin unutulanlarını ve bilinmeyenlerini anlatıyor.
Gazeteci Yazar Muhsin Öztürk’ün; “Adı Konulmamış Darbe 93” kitabı, kayıp yıllara ışık tutuyor.
Eseri okumaya başladığınızda, o yılların aydınlatılması bir yana; BDP, CHP, Ergenekon ve PKK gibi örgütlerin, görünen ve görünmeyen gayelerini, bugünlere nasıl geldiklerini ve mevcut durumlarını ortaya koyarak taşlar yerine oturtuluyor.
Dönemin ittifak içerisinde olan aktörlerine bakıldığında ise özellikle bugünkü CHP’yi kimlerin yönettiği net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Halk adına ortaya çıkan ama halk iradesini mutlaka darbelerle devirmek isteyen dönemin aktörlerini, kitabın sayfalarından şöyle bir hatırlayalım.
Tahmin edilebileceği gibi baş isim Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Hüsamettin Cindoruk, Mesut Yılmaz, Yalım Erez, Çevik Bir, Güven Erkaya, Erol Özkasnak, İsmail Hakkı Karadayı, Kemal Gürüz ve Vural Savaş.
Bugüne geldiğimizde yani özellikle AK Parti iktidarından sonra gelişen darbe planlarına baktığımızda da görüyoruz ki, bağlantıların hemen hepsinin bir ucu, 93 ve sonrasına dayanıyor.
¥
Muhsin Öztürk, o yılları anlatırken şunları kaydediyor:
“1993, Türkiye’nin en karanlık yıllarından biri. Türk demokrasisinin sağlıklı bir zemine oturtulmasının bir yolu da bu yılın öncesi ve sonrasıyla aydınlatılması olacaktır.
Bu dönem aydınlatılmadan, en azından sorumlular hesaba çekilmeden, ileriye doğru yapacağımız her hamle sonuçsuz kalacaktır. Ancak topyekûn devletin bulaştığı bir durumu izah etmek ve bunun muhasebesini yapmak da kolay değil.
Emekli General Atilla Kayıt’ın ‘Bir devlet politikasıydı’ dediği, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın; ‘Bir tuğla çekerseniz duvar yıkılır’ diye uyardığı bir dönemi soruşturmak, imkânsıza yakın bir zorluk taşıyor.
Ancak her seferinde alevlenen Susurluk tartışmalarında ismi zikredilenlerin ‘gözden çıkarılmış’ isimler olduğunu bilerek, dönemi yeni baştan okumak gerekiyor.”
¥
Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in; “93’te darbe yapmamıza gerek yoktu, zaten istediğimizi alıyorduk” sözünün nasıl bir karşılığı olduğu, kitabın ana tezlerinden biri.
Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis suikastı, Adnan Kahveci’nin kaza sonucu, Turgut Özal’ın kalp durması teşhisiyle ölümü, 33 askerin şehit edilmesi, Madımak faciası ve daha pek çok olay, 1993’ün ilk yarısında meydana geldi.
¥
Kitap, bütün bu olayların bir tesadüfler zinciri olmadığını ve bir sonucu olduğunu savunuyor.
Tüm bunlar; dönemin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Başbakan’ın üç önemli danışmanından birine, faili meçhul cinayetlere, Uğur Mumcu ve Susurluk araştırma komisyonu üyelerine, merkez sağ, sosyal demokrat, muhafazakâr milliyetçi ve Kürt siyaseti temsilcisi milletvekillerine ve bakanlarına, merhum Cumhurbaşkanı’nın oğluna, İstanbul sermayesinin önemli bir temsilcisine, o dönem medyasının Ankara temsilcisi ve genel yayın yönetmenlerine, mafya uzmanı siyasi gözlemci bir gazeteciye ve daha birçok kişinin şahitline dayandırılıyor.
Eser hakkında bilgi için: Zaman Yayıncılık, (0212) 454 14 54
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.