İki Necdet- Bir Kemal Ve bir de ben...
4 kafadar yapmıştı şartlar bizi...
Çok zaman Gaziantep’te, arada sırada bizim İçmeler’de toplanırdık...
Necdet Sevinç’in fani dünyadan ebedi aleme göçtüğünü gazetelerden öğrendim...
Necdet Teymur ve Kemal Teymur yaşıyorlar mı, bilmiyorum...
Üçü de benden 8-10 yaş küçüktüler...
Gençtim, heyecan doluydum, yazarak kendimi teskin ederdim... Kilis’te çıkan KENT gazetesinde yazardım ilk zamanlarda... Baktım, orasını çağın modası sol fikirliler istila ettiler... Karşı tarafta HUDUDELİ gazetesi çıkıyordu, ben orada yazmaya başladım... Rahmetli Muzaffer Akalar çok cazip teklifler yaptı beni Kilis’e yerleştirmek için... Mehmet Cemal Çiftçigüzeli muhabiriydi, ilk röportajını benimle yapmıştı...
Daha bekârdım, memleketten ayrılmak istemedim...
Bu arada Gaziantep merkezinde yayınlanan gazetelerden bazılarında şiirlerim yayınlandığı gibi, polemik tadında makaleler de yazdım... İşte o zamanlarda tanıştım Necdet’ler ve Kemal’le... Hangi otelde kalırsam oraya gelirler ve çoğu zaman uyumadan sabahlardık... Lise öğrencisi arkadaşlar iman, inanç ve mücadele adamıydılar...
Kemal Teymür şöyle tarif ederdi arkadaşları:
Necdet Sevinç Türkçü, Necdet Teymur şeriatçı, ben futbolcuyum...
Aradan yıllar geçince tarif değiştirdi:
Necdet Sevinç şeriatçılığa yakın bir Türkçü oldu... Necdet Teymur kapitalistleşti, Amerika’da ihtisas yapınca bayağı Masonlaştı, derdi...
Abi ben her zaman futbolcu Kemal’im... Değişmeyi beceremem...
Hayatın inişli-çıkışlı yollarında bariz değişiklikler yaşanırdı... Bizim üçlü de aynı çizgiyi takip etti...
Antep, fikir ve mücadelenin zirve yaptığı illerimizin önünde gelir...
Bir Abdülbaki Özsimitçi vardı... Hepimizden yaşlıydı, Risale-i Nur talebesiydi ve kitapçılık yapardı... Siyasi hareketimizin güzergâhını biz o kitabevinde çizdik... Abdülbaki ağabeyi ÜLKÜCÜ yaptık... Ülkücü/Nurcu... İnsanlık mavrası kesmekle maruf komünizm hastaları Abdülbaki Özsimitçi dostumuzu kahpece şehit ettiler...
Şoförler ve esnaf dernekleri başkanı Mehmet Çapar dostumuz, M. Ali Çelik, avukat arkadaşımız yine komo kurşunlarına hedef oldu...
Necdet Sevinç İstanbul’a taşındı ve orada gazetecilik yapmaya başladı... Makaleleriyle dikkatleri üstüne çekti, dolayısı ile kurşunlara hedef oldu, amma eceli yetmediği için ölmedi... Hep yazdı, hep mücadele etti, dostlarının sevgisini artırdığı gibi istismarcıların ağlarına da takıldı zaman zaman...
Necdet Teymur, yüksek mimar olarak bir müddet memleketinde çalıştı, fakat daha sonra nereye gitti, yaşıyor mu, yaşamıyor mu bilmiyorum...
Kemal Teymur, Karagün Caddesi’ndeki kırtasiye dükkânını çalıştırdı, ekmeğini çıkardı helalinden... Bilemiyorum sağ mı, değil mi?
Gazetede Necdet Sevinç hayatını kaybetti, haberini okuduğumda hem bu yazdıklarım, hem de yazmadığım hatıralar zihnimde sökün ettiler...
İyisiyle-kötüsüyle geçen hayatımızın önemli noktaları hafızamıza mıh gibi çakılır...
Ve beni 3 gündür düşündüren bir dostluk borcudur...
Necdet Sevinç kardeşim MHP taraftarıydı ve her zaman MHP’li kaldı...
Bundan 7-8 yıl önce bir yazısını dostça eleştirmiştim...
Telefonla aradı ve hem hasret giderdik, hem de konuya açıklık kazandırmış olduk...
Allah rahmetini esirgemez inşallah...
Necdet Sevinç gibi bir mücadele adamı kolay kolay yetişmez...
Lise yıllarında tahsiline mal olan celadetli çıkışları okulundan atılmasına sebep oldu...
Hatırladıklarımın hepsini yazmadım... Çünkü özel sahamızı teşhir etmekten kaçındım...
MHP kadrini bildi mi Necdet Sevinç’in?
Olur mu öyle şey? MHP’de kim genel başkansa “en büyük” o kişidir... Daha başka büyük olmadığı gibi küçük de yoktur...
“Devletin başına Devlet gelecek” sloganı ile avunan hayalperest ve bencil yapı asla değişmez...
El öpenleri azalmamalı, Ülkücülük’ten bihaber Devlet Bahçeli beyin... Bütün mesele budur işte.
Biri hep gamda yaşar sevdaya fırsat bulamaz
Biri acele gider vedaya fırsat bulamaz
Biri çok erken biri geç toplar hatıraları
Biri vefasız değil vefaya fırsat bulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.