Sarkisyan Breivik düeti
Asrın canisi Türk düşmanı çıktı. Nedense Türk düşmanları hep caniler arasında çıkıyor. Norveç canisi Breivik kendisine tarihten bir düşman seçmiş: Türkler. Bir de model seçmiş: Kazıklı Voyvoda. Daha önceki yazılarımdan birisinde de, Kazıklı Voyvodanın atasının veya rol modelinin Firavun olduğuna temas etmiştim (firavne zil evtad). Dolayısıyla Breivik kendisine sağlam bir düşman seçmiş. O kadar da kalleş bir önder. Adam hem manyak hem cani bir de Türk düşmanı. Düzinelerce dindaşını ve soydaşını öldürmeden önce alem yapmayı tahayyül etmiş ve eskort kızlar için mütevazı olmayan bir bütçe ayırmış. Manyak olduğu kadar lanet bir adam. Adam Türklerden nefret ediyor. Ermenileri ve Rumları baş tacı ediyor. Keza Neonazi olmasına rağmen Danimarkalı ve Hollandalı ve yeni Avrupalı Neonazi dostları gibi tabii ortağı da Siyonistler. Adamın en büyük derdi İslamın yayılmasını önlemek ve onun ötesinde Müslümanları Avrupadan bir kez daha kovmak. Sadece Müslümanları Avrupadan kovmuyor aynı zamanda Türkleri Anadoluya da hapsediyor. Avrupa ile temasını kesiyor. Ermenilerle Yunanlılar arasında pestil yapıyor. Pentagoncu kaçık subay Ralp Peters gibi o da hayali haritalar düzenliyor ve bu haritalarda bol keseden Türk düşmanlarına toprak dağıtıyor. Türklerin son topraklarını da ellerinden alıyor. Adamın öldürme merakından başka merakları da varmış doğrusu. Adam büyüklerinin söyleyemediğini söylemiş ve onlara tercüman olmuştur. Söyleyene değil söyletene bak. Avrupalılar Türk konusunda aynen Breivik gibi kompleksli ve takıntılı değil mi? Karadziç Boşnaklara Türk demiyor muydu? Yine Mitterrand Avrupanın ortasında Boşnak devletine yer yok demedi mi?
¥
Yüzyılın canisi Anders Behring Breivik, 1500 sayfalık manifestosunun 1316ncı sayfasında, kendi tasarımı olduğu anlaşılan bir Türkiye haritasına yer veriyor. Yeni bir Avrupa ve Ortadoğu kurmak adlı bu bölümde Breivik, modern haçlı şövalyelerinin Avrupada iktidarı ele geçirmesinden sonra neler yapacağını anlatıyor. Breivikin gönlündeki Türkiye, Sevr haritasını andırıyor. Zaten kendisi de, Kurtuluş Savaşı sayesinde hayata geçmeyen bu antlaşmaya gönderme yapıyor. Türkiyeye ait Batı Anadoludaki toprakların Yunanistana, Doğu Anadoludaki toprakların Ermenistana ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetinin de Rum Kesimine dahil olmasını isteyen Breivik, bu emellerini gerçekleştirebilmek için planlar da yapmış. Planlarda, Bütün Müslümanlar Orta Anadoluya sürülmeli. Bu yolda biyolojik ve kimyasal saldırılar kullanışlı olabilir. ABD muhtemelen tehdit edecek ve Türkiye, Kosova, Bosna Hersek, Lübnan ya da Suriyeyi askeri açıdan savunmaya girişecek deniliyor. Breivikin suç ortaklarına gelmeden önce, adeta Breivikin hezeyanlarıyla düet yapan Sarkisyanın sözlerine de kulak verelim. Ermenistanda 25 Temmuz (2011) günü düzenlenen Ermeni dili ve edebiyatı yarışmasında öğrencilerden birinin, Batı topraklarımızı Ağrı Dağıyla birlikte geri alabilecek miyiz sorusuna cevap veren Sarkisyan utanmadan şunları söylüyor: Bu sizin neslinize bağlı. Mesela benim nesil üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90lı yıllarda vatanımızın parçası Artsahı (Karabağ bölgesini) düşmanın elinden kurtardık. Her neslin bir görevi vardır. Siz de ileride bizim gibi görevinizi yerine getirip getirmeyeceğiniz birlik ve beraberliğinize bağlıdır. Biz Ermeni ulusu her zaman Anka kuşu gibi küllerden dirilmeyi başarmışızdır. Ama şunu da söylemem gerek. Günümüz dünyasında ülkelerin itibarı yüzölçümüyle ölçülmüyor. Ermenistan modern, güvenli ve ekonomide başarılı ülke olursa itibarı da o denli yüksek olacaktır. Breivik gibi ortakları varken niye duruyor? Yetmiyorsa yanına Cardashianı da alabilir!
*
Dış düşman dururken içeride kendi kendimize düşmanlık yapmanın alemi yok. Maalesef kimi liberaller ve Kürtçüler Breivikin kaçıklığına ortak bir biçimde kendi ayağına ateş açıyor. Sarkisyan ve düetçisinin hezeyanlarından şunu çıkarmak mümkündür: Türkiyenin güvenliğini ve toprak bütünlüğünü tehlikeye atanlar aslında Ermeni tezlerinin ve taşeronluğunu yapıyorlar. Emellerine hizmet ediyorlar. Bunlar Taner Akçam gibi doğrudan Ermeni tezlerine destek verenler olduğu gibi dolaylı olarak Ermeni kefesini ağırlaştıran PKK ve yandaşları da olabilir. Türklerin zayıflatıldığı bir Anadolu denkleminde Ermeni tezleri kuvveden fiile çıkar. Kürtler maksatlarının tersiyle cezalandırılır. Zaten Türkü Kürde kırdırarak bunu yapmak istiyorlar. Dolayısıyla kültürel talepler için güya ellerine silah alanlar bilerek veya bilmeyerek Ermeni ve Haçlı taşeronluğu yapıyorlar. İslami birliğin bir sembolü olarak Türklerden koptuklarında Kürtler ya pasifleşir ya Zerdüştleştirilmeye çalışılır ya da Hıristiyanlaştırma kampanyalarıyla karşılaşır. Ya da Hıristiyanların boyunduruğu altına alınır. Bugün Amerikan himayesinde kükreyen Barzani ve Talabani Suriye halkının değil oradaki Kürtlerin sözcülüğünü yapmaya çalışıyor. Şuubilik damarı Batının iki maşasından birisidir. Diğeri de yine çoğunluğa karşı azınlıkların mezhepçilikleri yani sekterizm ve taifeciliktir. Suriyeli Kürtlerin bir kısmı da Kürtçülük üzerinden kâr zarar hesapları yapıyor ya da devrime katılma pazarlıkları yapıyorlar. Koyun can kasap ise et derdinde. Türklerin zayıfladığı bir Anadoluda Kürtlerin ya toprakları ya da dinleri ellerinden alınır. Devletin yanlış politikalarından sonra son darbeyi de Kürtlere PKK vurmadı mı? PKK şarkın dindarlığını zayıflatmadı mı? Bunu görmeyenin dini hisleri zayıflamıştır. İdris-i Bitlisi, Safevi mengenesinden kurtulmak için Türklere sığınmış ve onları tercih etmiştir. Lakin bugün bazı Kürtlerdeki şuubi damar Türkleri değil Türk düşmanlarına yeğlemektedir. Zira şuubilik bir nevi körlüktür ve başkalarını yutmaktan beslenir. Ama ilk yutulan kendisi olur. Iraktaki şuubi damar Araplar yerine Amerikalıları tercih ettiği gibi bölgenin kalan diğer taraflarına da sirayet eden aynı damar benzeri bir çizgiyi izlemektedir. Bu topraklarda Türk düşmanlığı otomatik olarak İslam düşmanlığına hizmet etmektedir. Bunu görmeyen Anders Behring Breivik gibi hastadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.