Her şeyi yeniden düşünmek
Hiçbir kurumun itibarı zedelenmemeli..
TSK’nın itibarını zedeleyenler, kurumun zırhına bürünüp, hukuk dışı işler çeviren çetecilerdi aslında.. Basın onları eleştirirken, onların suç ortakları, bunu TSK’ya yönelik bir yıpratma kampanyası gibi göstermeye çalışıyordu.
Koşaner de aynı yanlışı yaptı..
Olan oldu. Şimdi her şeyi yeniden düşünme zamanıdır..
TSK, Yargıdaki dosyalarla ilgili istenen bilgi ve belgeleri bir an önce vermelidir.. Ve yargı da durumu sür’atle değerlendirip, en azından bu işle doğrudan ilgisi bulunmayan isimleri, en azından tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakmalıdır..
Bu iş bir kan davasına, kör döğüşüne dönmemeli.
Bana kalırsa mesela Balyozda birçok kişi bu işle doğrudan ilgili değildir ve bu işler emir-komuta içinde yapılmıştır..
Ve bu işi tezgahlayanlar, suçlamaların ciddiyetini sulandırmak için bu belgeler arasında hayali birtakım bilgi ve belgeler yüklemiş olabilirler.. Deşifre olmaları halinde ne yapacaklarını planlayanlar, bunu da düşünmüş olmalılar.
Yine bir başka şüphe de şu: Bu işi planlayanlar, ilgisiz ve suçsuz bazı kişileri de bu işin içine ekleyerek iddiaların ciddiyet ve inanılırlığını tartışma konusu yapmak için, bu işle doğrudan ilgisi olmayan isimleri bu dosyaya bulaştırmış olabilirler..
Nasıl ordunun içindeki çürükler ayıklanınca sistem daha güçlü hale geliyorsa, Mahkemenin de dosya eklerindeki belge ve bilgileri yeniden ciddi bir şekilde gözden geçirip ayıklayarak, iddiaların üzerine daha bir kararlılıkla ve cesaretle gitmeleri gerek..
Keşke sanıklar da gerçekleri gizlemek, arkadaşlarını korumak yerine bildiklerini anlatsalar, ak koyun, kara koyun belli olsa, kurunun yanında yaş da yanmasa bu arada.. Kim suçlu, kim değil belli olsa..
TSK deniz gibi olmalı ve içindeki çer-çöpü kıyıya sürüklemeli..
Bana kalırsa hâlâ içeri girmesi gereken muvazzaflar olduğu gibi, tutuklular arasında suçsuz olma ihtimali olan birçok isim var..
Bu arada Cemaat karşıtı herkesi Darbeci-Balyozcu-Ergenekoncu gibi görmek de doğru değil. Hatta bunlar bile kendi içlerinde bir sürü gruba ayrılıyor.. Aynı zihniyetteki insanların bile suçlulukları aynı değil, olamaz..
Şunu da unutmayalım, suçluların da hakları var. Onlar da bu işten geri dönüp, hayatlarının bundan sonrasına güzel bir şekilde devam edebilirler.. Bu yol hep açık tutulmalı. Biz yarın yanlış yapabiliriz ve onlar yarın daha güzel bir hayat yaşayabilirler. Bu da mümkün..
Bana kalırsa Ergenekoncular derin yapının merkez karargahı. Daha ideolojik ve politik bir duruşları var. Balyozun merkez komitesini de bunlar oluşturuyor. Balyoz, darbeye yönelik bir operasyon timi gibi..
Sanırım bu son Genelkurmay değişikliğinden sonra tutuklular da kendi konumlarını yeniden gözden geçireceklerdir.. MGK’nın bu yeni durumu bir gözden geçirmesi gerekir.. Şu kozmik odadaki derin sır ortaya çıkarılmalı.. Apo’nun derin sırrı da..
Genelkurmay ve MİT, yargıdan gelen talepleri anında cevaplamalı ve bu işe bulaşanları görevlerinden el çektirmeli.. Sadece TSK mensubu diye, birtakım şüphelileri korumaktan vazgeçmeli..
Yargı da süreci hızlandırmalı. 12 Eylül, 28 Şubat davaları ve daha açılacak diğer davalar bir an evvel açılmalı ve sonuçlandırılmalı..
Mesela Dink davası, mesela Muhsin Yazıcıoğlu davası. Bunlardan herhangi birinde karanlıktaki gerçekler aydınlatılsa, arkası çorap söküğü gibi gelecek ve diğer görülmekte olan birçok dava için yön gösterici olacaktır..
CHP ve MHP de dilerim artık Ergenekonun avukatlığına soyunarak süreci engellemekten vazgeçer..
Sahi Ankara’daki şu el bombaları, Arınç’a suikast planı ve Kozmik oda araştırması ne oldu? JİTEM ne olacak? Yasama, yürütme, yargı, iktidar, muhalefet, basın, kamuoyu, STK’lar, bu süreçte herkese görev düşüyor.. Bana kalırsa başbakanlık bir “Hak İhlal İhbar Hattı” kurup, çete, mafia, terör ne varsa hepsinin üzerine gitmeli.. İhbarda ya da itirafda bulunmak isteyenlere bir kapı aralamalı. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.