Mülteci kampındaki bir tercümanın eleştirisi
Ramazan sonunu bekleyemeyecek bir eleştiri: "Sayın Albayrak, 30 Temmuz 2011 tarihli yazınızda geçen 'Suriyeli mültecilerin Beşşar Esed yönetimi aleyhindeki sözlerini sansür eden ve fırsat buldukça mültecileri azarlayan Baas sempatizanı tercüman mı istersiniz...' ifadesi bizi zan altında bıraktı. Biz, Suriyeli mültecilerin ağırlandığı çadır kentlerde tercüman olarak görev yapan imamlarız. Bu işi aşk ve şevkle yapıyoruz. Aylardır gecemiz gündüzümüze karıştığı halde halimizden hiç şikayet etmedik. Suıriyeli kardeşlerimizin dertlerini kendi derdimiz bilerek, onlara bir nebze de olsa yardım edebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Mültecilerle aramızdaki bağ kardeşlik bağıdır, sevgi bağıdır. Biz bu bağın gereğini yapıyoruz ve misafirlerimizden gayet güzel tepkiler alıyoruz. Hiç sorun yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor. Ama sorunlar istisna. İstisnalara girmeden önce, işlerini düzgün yapan ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren görevlileri anmanız gerekmez miydi? Şunu da belirtmek isterim ki, yazınızda kast ettiğiniz tercüman arkadaş Baas sempatizanı filan değil. Suriyeli mültecilerin Beşşar Esed yönetimi aleyhindeki sözlerini sansür etme gereğini duyduğu filan da yok. Nedense Baasçı diye bir intiba uyanmış ama hiç aslı yok. Belki stresten, yorgunluktan mütevellit bazı tepkileri yanlış anlaşılmıştır..."
Elhak; 'krizi iyi yönetemeyen' birkaç görevli yüzünden bütün kadroları zan altında bırakacak ifadeler kullanmamak lazım (O birkaç görevliyi eleştirriken de insafı elden bırakmamak lazım). Hatay'daki mülteci kamplarında tercüman, yardım dağıtıcısı, polis vs, vs, vs olarak görev yapanlar genel olarak takdire şayandır ve ben de onları takdir ediyorum. Fedakâlıkları dillere destandır. Allah hepsinden razı olsun. Allah hepsinin ecrini arttırsın.