Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Çocuklarımıza ramazanı sevdirmek üzerine

Çocuklarımıza ramazanı sevdirmek üzerine

Sadece yetişkinler ramazanı yaşamakla kalmamalı, sürecin devamı açısından çocuklara da benimsetilmelidir...

Bu konuda Osmanlı uygulamalarından örnek alınabilir...

Osmanlı ceddimiz bir taraftan toplumsal tüm boyutlarıyla ramazanı yaşarken, diğer taraftan aile çapında da derinlemesine yaşar, hatta çocuklar için oyun ve eğlenceye dönüştürürdü...

Oradan ilham alarak, bazı önerilerde bulunabilirim...

1. Karar Oyunu: Uygun bir gün veya gecede, aile toplantısı yapılır, “Bu Ramazan’da, Allah’ın hoşuna gidecek neler yapabiliriz?” sorusu üzerine konuşulabilir.

Ve kararlar “Ramazan Defteri” olarak açılan bir deftere “aile kararı” olarak geçirilebilir.

2. Konuk ağırlama oyunu: Fakir bir aile, büyük saygı gösterilerek iftara davet edilir. Çocuklar arkadaşlarını, evlerine iftara davet eder. Ramazan’la ilgili olup hoşlarına gidecek her türlü uygulama o misafirlerle birlikte yapılır.

3. Fakirlik oyunu: Evimizde en az bir iftar akşamında tek çeşit yemeğin veya çok az yiyeceğin olduğu bir sofra kurmak...

O akşam, iftar sofrası için her zaman ne kadar para harcanıyorsa hesap ederek, geri kalacak parayı, çocuklarımızla birlikte ailece kararlaştıracağımız muhtaçlara vermek... Onu da ya çocuklarla birlikte vereceğiz veya sadece çocuklar verecek.

4. İftar açma oyunu: Çocukları yarım gün oruca teşvik etmek ve ödüllendirmek.

Çocuk, sabahtan öğle ezanına kadar orucunu tutup, öğle ezanı okununca iftarını önüne koyup, duasını yapıp yemeğini yiyebilir.

5. Yarımları birleştirme oyunu: Çocuğun her yarım orucuna bir ip kesmek, sonra o ipleri birbirine düğümlemek...

Ramazan sonunda, yıllar boyu saklayıp torunlarına gösterebileceği, düğüm düğüm ipi ona hediye etmek...

6. Hayırda yarış oyunu: Hafta boyu herkesin kendince yapacağı hayırlar, her Cuma gecesi, iftar sofrasında anlatılır. Anlatılanlar “Aile Defteri”ne geçirilip geleceğe tarih düşülür...

7. Ramazan sandığı oyunu: Ramazan için bir “Ramazan Sandığı” hazırlanır. Her gün, herkes o sandığa, kimseye göstermeden ve söylemeden, Ramazan’ın ruhuna uygun bir şeyler atar. Para, bir ayet, bir hadis, bir güzel söz yazılı kâğıt; bir tefekkür, bir hatıra, bir fıkra, bir şiir, bir mısra, bir bilmece... Ramazana ait duygu ve düşünceler...

Ramazandan sonra sandık açılır. İçinden çıkanlar tek tek incelenir. Üzerinde konuşulur... Yapılması gereken ne varsa yapılır.

8. Pano hazırlama oyunu: Aile içinde herkesin seçtiklerinin, yazdıklarının, çizdiklerinin veya yaptıklarının sergileneceği, her gün zenginleşen bir “Ramazan Panosu” hazırlanabilir. Değerli bir insanın ziyaretine gidilip duası alınabilir. Ona çocukların soru sorması istenebilir.

9. Sadaka taşı oyunu: Ecdâdın “Sadaka Taşları”ndan yola çıkarak, evinizde küçük bir “İyilik Kutusu” uygulaması başlatabilirsiniz. Sonra da, çocuklarla birlikte, yardımı kimlere yapalım görüşmesi yapabilirsiniz.

10. Mahya oyunu: Aile, Ramazan’dan önce camiler için mahya sözleri düşünebilir ve telefonla veya bizzat görüşerek yetkililere teklif edebilir. İsterse, evlerindeki Ramazan Panosu’na da süslü bir şekilde yazıp asabilir.

11. Dua ve teravih oyunu: Her iftarda ailenin başka bir ferdi içinden geldiği gibi iftar duası yapmaya teşvik edilebilir. Ailece teravihe gidilebileceği gibi bazı geceler evde bütün ev halkının katılımıyla teravih kılınabilir.

12. İftar açma oyunu: Camide, sahilde, çocukların hoşuna gidebilecek bir yerde iftar açılabilir.

Bunlar ve benzerleri, çocukların ramazanı sevmelerine yardımcı olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi