Kâğıt parçasının intikamı!
İnternet andıcı davasına delil olarak sunulan ve zamanın Genelkurmay Başkanı tarafından "Kâğıt parçası" olarak tanımlanan belge pek çok paşanın başını yaktıktan sonra şimdi kendisini "Kâğıt parçası" diye aşağılayan İlker Başbuğ'u hedefine almış gibi görünüyor!
Tutuklanan paşaların verdikleri ifadeler hep bu belgeyi "Kâğıt parçası" diye aşağılayan zamanın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u işaret ediyor ve sorumlu tutuyor!
Daha şimdiden gazetelerde "Sıra Başbuğ'da" başlıkları atılmaya başlandı bile!
Eğer tutuklanan paşaların ifadeleri bir gerçeği yansıtıyor ve iş zamanın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a kadar uzanacak olursa "Kâğıt parçasının intikamı" acı olacak demektir!
"Kâğıt parçası" diye küçümsenen ve aşağılanan belgenin aslında gerçek bir belge olduğu artık sıkça tekrarlanır oldu!
Bugüne kadar bu belge yüzünden başları derde giren ve suçlanan kişiler şimdilerde bu belgenin kimin emri ile hazırlandığını açık seçik ortaya koyuyorlar!
Verilen ifadeler, yapılan açıklamalar gösteriyor ki "Kâğıt parçası" diye aşağılanan ve önemsenmiyor gibi görünen belge emir-komuta zinciri içinde hazırlanmış!
Emir-komuta zinciri içinde hazırlanınca da işin ucu elbette komuta kademesinin en üstüne kadar uzanıyor!
Beklentiler göz altıların bu isimlere kadara uzamasına yöneliyor!
İnternet andıcı davasının delil olarak kabul edilen ve zamanın Genelkurmay Başkanı tarafından "Kâğıt parçası" olarak aşağılanan belge sadece İlker Başbuğ'a uzanmakla yetinir mi?
Yoksa başka isimlerin başlarının yanmasına da yol açar mı?
Bu konuda şimdiden bir şey söylemek için henüz erken!
Ancak görünen o ki, "Kâğıt parçası" olayı giderek dallanıp budaklanacak!
Bir zamanlar "Islak imzalı" mı değil mi diye tartışma konusu olan bu belgenin artık imzasının ıslak olup olmadığını tartışan yok!
Çünkü belgenin gerçek bir belge olduğu değişik ağızlar tarafından defalarca beyan edilmiş durumda!
Şimdi imzanın ıslak olup olmadığından çok işin ucunun kimlere kadar uzanacağı tartışılıyor!
Peki, İlker Başbuğ paşa zamanında bu belgeyi "Kâğıt parçası" diye küçümsememiş olsaydı ortaya bugünkünden farklı bir tablo çıkar mıydı?
Farklı bir tablo çıkmaz sadece işin ucu İlker Başbuğ paşaya daha çabuk uzanmış olurdu!
Muhtemelen İlker Başbuğ paşanın "Kâğıt parçası" tanımlaması işin ucunun kendisine uzanmasını geciktirmeye yönelik bir adım olarak düşünülmüş ve uygulanmış!
Eğer açıklamanın hedefi buysa maksat hâsıl olmuş demektir! Ama maksadın hâsıl olması işin ucunun kendilerine ulaşmasına mani olamamış demektir! "Kâğıt parçasının" intikamı acı olacağa benziyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.