İktidarla imtihanımız
“Hayatta bazı olumsuzluklar hep olacak: Siz siz olun hiçbir konuda, olumsuzluklar var diye asla umutsuzluğa düşmeyin.
Her umutsuzluk kertesinde yüreklerinizi yeniden yapılandırıp dirilin!..
Ayrıca hayallerinizi, ufkunuzu ve düşüncelerinizi Türkiye ile sınırlı tutmayın: Daha geniş, daha kapsamlı ve daha dinamik düşünün...
Bugünlere mahsus bazı olumsuzlukları abartıp ufkunuzu da karartmayın: Bilin ve inanın ki bugünler de geçecek.
Ne başörtüsü baskısı kalacak, ne diğer antidemokratik dayatmalar...
Çünkü toplumların ‘toplum mühendisliği’ ile değişmeyeceğini herkes öğrenecek: Zaman herkese öğretecek bunu...
Bugün baskıyla toplumu değiştireceklerini, değiştirip kendilerine benzeteceklerini zannedenler o gün geldiğinde yanıldıklarını anlayacaklar.
Şunu görecekler ki, toplum, kendisini zorla değiştirmek isteyenleri ya değiştirip kendine benzetmiş, ya da eline fırsat geçer geçmez tasfiye etmiştir.
Beşer tarihi bunun açık örnekleriyle doludur. En açık ve yakın örnek ise eski parti liderleridir.
Sosyolojik bir realite olarak şundan emin olalım ki, bazı sıkıntılar yüzünden, kimlik ve kişilik sahibi hiç kimse inançlarını feda etmez...
Kimlik ve kişilik sahibi hiç kimse baskıyla düşüncelerini değiştirmez.
Kimlik ve kişilik sahibi hiç kimse inandığı gibi yaşamaktan vazgeçmez.
Kimlik ve kişilik sahibi hiç kimse baskılara boyun eğmez.
Herkes şunu iyi bilsin ki, Nemrut ateşinin bile yakamadığı Hazret-i İbrahim sabrı, ‘inanan insan’ sabrıdır. Tarih imanlı ve kararlı insanların zafer destanıdır!
Hazret-i Yusuf kuyudan nasıl kurtulduysa...
Hazret-i Yunus balığın karnından nasıl kurtulduysa...
Hazret-i Musa Firavundan nasıl kurtulduysa...
Hazret-i Peygamber (hepsine selam olsun) Ebucehil’den nasıl kurtulduysa...
Mazlum milletlerle fertler her türlü baskı ve şiddetten öyle kurtulacaktır!”
Bunları yıllar önce söylemiştim. Söylediklerim bir bir çıktı. Ortada ne başörtüsü problemi kaldı, ne katsayı oyunu. İmam hatip liseleri yeniden gözde okullara dönüştü. Dindar Müslümanlar rahat bir nefes aldı.
Ama asıl “imtihan” şimdi başlıyor. Bu dindarın servetle, şöhretle, güçle, iktidarla imtihanı olacak.
Bir bakıma “ateşle imtihan!”
Daha öncesinde “baskıyla imtihan” edildik. Kıyafetimiz horlandı, inancımız aşağılandı, “mürteci” damgasıyla damgalandık, selamı bile fısıltıya gömerek verdik yıllarca, yıllarca itilip kakıldık, “tu kaka” muamelesi gördük.
Sabrımızla aştık o devri, sebatımızla geçtik o Sırat Köprüsü’nü, başarıyla verdik imtihanımızı...
Mükâfatlandırılıp bugünlere eriştirildik!
Ben asıl şimdi korkuyorum!
Şımarmaktan, gururlanmaktan, “Biz neymişiz be abi” havasına kapılmaktan ve bir zamanlar bana yapılanları başkalarına yapmaktan korkuyorum!..
“Artık güç bende, intikam saati geldi!..” sendromu içinde, vaktiyle bana gadir edenlere gadretmekten korkuyorum!..
“Yüzde elli bende” kabarmasıyla sağa-sola çatmaktan korkuyorum!
Kısacası dostlarım, bu kez servetle, şöhretle, güçle, iktidarla sınandığımı unutup, sınavı kaybetmekten korkuyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.