Meçhule giden bir lig kalkar bu federasyondan...
Türkiye'nin derdi çok. Askerî vesayet ile ilgili davalar (Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, Amirallere Suikast) devam ederken; başımızda Suriye gailesi, Ramazan'da artan PKK terörü, birilerinin Güneydoğu'da özerklik ilan etme kabadayılığı derken, bir de futbolda şike soruşturması var.
3 Temmuz'daki ilk gözaltılardan beri gündemdeki bu son konuyla ilgili olarak, önceki gün Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) beklenen "tarihî açıklama"sını yaptı. Tam bir "Eski Türkiye" uyanıklığı... Ne şiş yansın ne kebap çabaları... Dağ nasıl fare doğurur bilmeyenlere, canlı yayında allanıp pullanarak sergilenen "tarihî" bir örnek... Topu, ayaklarda dolaştırdıktan sonra yargının ayağına atmak... Hâlbuki TFF özerk bir kuruluş. Neden özerk? Kanaat belirtmek, kararlarını bağımsız verebilmek için. Madem yargıya göre hareket ediliyor, bundan önce küme düşürülen takımlar için niye yargı kararı istemediniz? Madem, TFF yargıya göre karar veriyor, bundan sonra gol mü değil mi, ona da hâkimler karar versin. Golü yiyen takım, bölge idare mahkemesine gitsin, çıkan karara göre siz de puan verirsiniz... Ancak itirazı falan var o işlerin. Gelmez ayın son perşembesine de ligleri devam ettirirsiniz...
Ne diyor şimdi Federasyon? "Ortada henüz iddianame yok. Deliller, şüpheliler ve kulüplerle paylaşılmadan ceza verilmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerine ve adil yargılamaya aykırı. Şüphelilerin dosyaları görememesi, disiplin cezası verilmesini engellemektedir. Bu aşamada vicdanî bir karara ulaşılamamıştır. Soruşturmanın tarafımızdan adil biçimde yapılması için gizlilik kararının kaldırılması gerekmekte. Bunun için iddianame beklenecektir. İddianame açıklandıktan sonra tüm deliller elimize ulaşacak, ilgili kişi ve kurumların savunması alınacak, ardından karar verilecektir."
Ne anladınız? Yargıya saygılı gibi görünüp işin içinden sıyrılma... Ama sıyrılamıyorsun ki. Ligler 9 Eylül'de başlıyor. Yöneticisi, futbolcusu, seyircisi herkes havaya girmiş. O sırada pat iddianame açıklanıyor. Ne yapacaksın? Ayıkla bakalım pirincin taşını. TFF aldığı, daha doğrusu alamadığı bir kararla, Türkiye'de futbolu bir meçhulün içine atmıştır. En tahkimli mahalle olan "futbol mahallesi"nin dediği olmuştur.
Aslında istedikleri olamayacaktır. Çünkü bir, "Eski Türkiye"ye göre iş tutmak artık bir anlam taşımıyor. Yakında görürüz...
İki, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) henüz sözünü söylemedi. İşin sonunda Yunanistan gibi rezil olmak da var. Onlar da, küme düşen takımı yeniden kurtardılar ama UEFA o takımı 5 yıl kupalara katılmaktan men etti. Yani "git kumda oyna" dedi...
TFF son kararıyla nasıl bir tezat içinde olduğunu öyle bir ilan etti ki, asıl manşet orada. Sayın Başkan diyor ki: "Eğer kendilerini şüpheli görenler varsa, Avrupa kupalarına katılmayabilirler. Olumsuz bir durum ortaya çıkarsa UEFA ceza verecektir."
Dünya tarihinde, bakın iddialı bir laf ediyorum, futbolun tarihinde böyle bir karar var mı? Kim çıkar da "ben katılmıyorum" der ve suçlu olduğunu ilan eder? Sen 26 klasöre, 14 bin belgeye bakıp, kanaat oluşturamıyorsun, şüphelenmiyorsun, ama kulüplere dönüp "hadi aslanım, ne yaptığınız malum, üstlenin şu suçu" diyorsun... Yani, "biz mahalle baskısıyla, kulüplerin kazanç hesaplarıyla, maçları yayınlayan kuruluşun menfaatleri nedeniyle bir karar veremiyoruz. Ama siz kendinizi biliyorsunuz, ona göre davranın..." diyorsun. Günler, saatler süren toplantılardan sonra onca insanın birlikte verdiği karar böyle mi olur?
Daha önce de yazdım. Nasıl Genelkurmay karargâhı, Ergenekon dava sürecini yönetemediyse, TFF da şike soruşturması krizini yönetemiyor. Ne oldu? Askerler hangi noktaya geldi? O koskoca generaller ne diyor şimdi: "Biz yapmadık K yaptı..." Yani "Komutan"da bütün kabahat... Emir-komuta içinde ne yaptıysak, Genelkurmay Başkanı'nın emri ile yaptık... TFF'yi bekleyen de aynı akıbet. Acaba o mahallede komutan kim?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.