Kandil Dağı’nı Yakacaksın Efendi!
Öfke ve figan Anadolu’yu sarıyor, öfke ve gözyaşı anaların, babaların, eşlerin, çocukların ciğerlerini dağlıyor, öfke ve acı damar damar, yürek yürek büyüyor efendi! Bu öfkede nefs ve kin yok. Bu öfkede menfaat ve hınç yok, bu öfkede Allah (c.c)’ın âyetlerine, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnet ve hadisine aykırılık yok.
Kadere ve kazaya inanıyoruz efendi! Allah (c.c)‘ın ecel vaktini yazdığına inanıyoruz elhamdülillah. Şüphesiz ki Allah (c.c), âyetinden bildirdiği üzere her kul bir vesile kılınarak ölecektir ve şehitlik mertebesine ulaşacaktır. Âmenna! Fakat efendi! Düşman, yani PKK azıttı, haddini bilmez oldu, kan içen vampirlere dönüştü yine. Askerlerimizi peş peşe şehit etmeye başladı. Dağlar, ovalar yine şehit kanlarına boyandı.
Kandil Dağı’nın yakacaksın efendi! Silahlı gördüğün her PKK’lıyı meydanlarda asıp sallandıracaksın. Savaştır bunun adı. Savaş açan düşman alçaklığın, namussuzluğun, canavarlığın bütün icaplarını ve şenaatını taşıyarak saldırıyor. O zaman açıp Kur’an-ı Kerim’i, böyle bir düşmana ne yapılır, okuyup gereğini yerine getireceksin efendi! Kısasa kısas; âyet böyle buyuruyor.
Namussuz PKK’nın Kürtçü ideolojisiyle bölgedeki Kürt insanımızı asla bir görmeden, onların tırnağına dahi zarar vermeden silahlı her PKK’lıyı âyet üzere meydanlarda asacaksın efendi! PKK’ya yataklık eden, silahlı militan temin eden BDP, KCK gibi siyasî örgütleri tedip edeceksin. Sonra da çıkıp Kürt kardeşlerimize “bu örgütlerin sizin gerçek varlığınızla ilgisi yok” deyip inandıracaksın.
PKK denen örgüt bu canavarca eylemleri tek başına yapamaz efendi! Güvenlik güçleri ve istihbaratçıların arasında PKK’ya bilgi veren hainler var. Ordu içindeki İsrail ve Mossad’dan istihbarî yardımlar alan Jitemci ve Ergenekoncu artıkları yine iş başındalar. Kandil canavarlarına el altından eylem plânları taşıyorlar. PKK saldırılarının emir ve bilgilerini Ergenekoncu cunta yanlısı vicdansız, alçak ve namussuz bir kısım asker ve istihbaratçılar veriyor.
Türkiye’nin en namussuz insanları çeyrek asırdır PKK ile işbirliği yapan Ergenekoncu ve Jitemcilerdir. Bunların geride bıraktığı sinsi darbeciler, vesayetçiler ve ulusalcılar kepkepi yılanından daha beterdir. Milleti sevmezler, şehit olan askerler umurlarında bile değildir.
Sinsi akrep ruhu taşıyan vesayetçi oligarşi taraftarı Ergenokoncu ve Jitem artığı bir kısım azgın generaller egemenliklerinin derdine düştüler. Seksen küsur senedir alışmadıkları muhtemel Sayıştay denetiminin korkusunu yaşıyorlar. Ellerinden kayıp gidecek olan kuralsızlığın, hesap sorulamazlığın, karışılamazlığın ve eskisi gibi güç sahibi olmanın dönemlerini yeniden elde tutmanın çabası içindeler.
İsrail, seni istemiyor; tutuklu ve muvazzaf olan Jitemci ve Ergenekoncu artığı azgın generaller seni istemiyor; askerî vesayet rejimi taraftarı Ankara oligarşisinin medyası, yargısı, siyasetçisi, yapmayı düşündüğün anayasayı istemiyorlar.
Dünyada hiçbir örgüt iç ve dış destek almaksızın teçhizatlı silahlarla eylem yapamaz. Kumandalı bomba patlatamaz, roketatar füzesi fırlatılamaz. Cinayet merkezi Kandil Dağı ve İran sınırındaki Pjak kamplarıdır. Bu kamplardaki PKK’lılara ve İran’a karşı Pjak’a silah ve lojistik destek verenlerin, dünyanın en sinsi emperyalistlerinden Amerika ve İsrail olduğunu sağır sultan ve dağdaki çoban kardeşimiz dahi biliyor.
Uyanın artık efendi! PKK’yı ve Pjak’ı Amerika “Çekiç Güç” konuşlandırılmasından bu yana yönlendiriyor, eylem tâlimatları veriyor ve istediği iç kaosu sağlayıp başta Türkiye’nin yumuşak karnına dokunarak kendi sömürgeci stratejisini sürekli uygulama imkânı kazanıyor. Kartlarını açık oynamalısın efendi! İran’la bir olup ABD ve İsrail tarafından manipüle edilen sözde iki etnik Kürtçü terör örgütünün yuvalarını İslâm’ın emirleri istikametinde yakacaksın efendi!
1925’den sonra Kemalist Cumhuriyet Türkiye’sinin fikren, kalben ve inanç bakımından kaybettiği Kürt bölgeleri önce İngiliz, sonra Amerika ve İsrail tarafından iliklerine kadar istismar edilip bugünkü çatışmalı hâle getirildi. Generaller vesayetinden hiç kurtulamayan bütün cumhuriyet hükümetleri hem geç kaldı, hem de hadiseye yanlış teşhis koydu, Kürt toplumunu İslâm üzere bünyesine katamadı. 1925’den bu yana ulusalcı Türkçü hükümetlerin yanlış ve zorba “katkı”larıyla da Kürt toplumlarımız içinden kanlı PKK ve benzeri örgütler çıktı.
Yapacağın iki iş var efendi. İlki, 27 Mayıs 1960 sonrası pekiştirilen derin Kontgerillacı, Ergenekoncu, Jitemci yahut askerî cunta ve benzeri çeşitli isimler alan vesayetçi Ankara rejimini greyderin önüne katıp Karadeniz’e dökeceksin.
İkincisi, Güneydoğu’dan Türk ve Kürt ulusalcıların her türlü siyasî ve fikrî programını, proje ve uygulamalarını, bu düşüncelerin her iki kanattaki “aktörlerini” tek tek tesbit edip insanî usullerle saf dışı edeceksin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.