İslam’a ve Müslüman’a Düşmanlık Suç Değil!
Bu kadarı da olmaz diyeceksiniz, ama oluyor işte!
“İnsan hakları” ve “Din ve vicdan özgürlüğü” konusunda cümle âleme örnek olduklarını iddia eden Avrupalılar, İslam düşmanlığını “suç” saymıyorlar!
Onlara göre, “İslam’a ve Müslümanlara düşman olmak” suç değil!
Hatta, gerekli de!...
Sanki hayatlarını idame ettirmeleri, gıdalanıp beslenmeleri;İslam’a ve Müslümanlar’a düşman olmalarına bağlı.
Nereden biliyorsunuz, demeyin!
Zaten içlerinde yaşıyorken bunu genelde gözlemliyor ve zaman zaman da buna şahit oluyorduk.
Şimdi ise, bu durum bizzat kendi itiraf ve tespitleriyle tescillenmiş durumda.
***
Almanya’da Sol Parti, Hükümete “İslam düşmanı suçlar” konulu bir soru önergesi veriyor.
Hükümet de verdiği cevapta, böyle bir suçun kayıtlarda yer almadığını açıklıyor.
Yani, Federal Hükümet 2010 yılında Almanya’da işlenen İslam düşmanı suçlara yönelik herhangi bir istatistikî veriye sahip olmadıklarını bildiriyor!
Garip değil mi?
Bunun anlamı şu:
İslam düşmanı suçlar, resmi kayıtlara geçmiyor!
Yani güvenlik birimleri, İslam düşmanlığını suç olarak görmüyor!
Suç olmayan bir eylem için de, dosya açma lüzumunu hissetmiyorlar!
Almanya’daki Sol Parti neden böyle bir soru önergesi vermiş diye merak edince, şu bilgiye ulaşıyorsunuz.
Sol Parti Milletvekilleri, Federal Hükümete yönelik verdikleri soru önergesinin gerekçesinde diyorlar ki:
“Almanya’da halk arasında İslam düşmanlığı eğilimleri artış gösteriyor.
Bu durum, İslam düşmanı suçların artışına neden olabilir!
Bu sebeple; hakaret, tehdit, fiziki saldırı haberlerinin artması, Müslümanlara yönelik suçların özel istatistikî verilerinin kaydedilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.”
Sol Parti’nin Milletvekilleri, bu önergeyle İslam düşmanlığı suçlarının istatistikî verilerini görmek ve durumu öğrenmek istiyorlar, ama ortada ne veri var, ne dosya, ne de tutulan resmi bir kayıt!
İslam’a bunca hakaret ve Müslümanlara bunca tehdit ve saldırı karşısında resmi makamlarda çıt yok!
Oysa, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde Yahudi düşmanlığı yapın da görün bakalım başınıza gelecekleri!
Hıristiyanlık değerlerine bir dil uzatın da, bakın nelerle karşılaşacaksınız!
Hatta, Hindulara, Budistlere, Brahmanlara, Sihlere, bilmem daha hangi inanç mensuplarına en ufak bir tarizde, hakarette bulunamazsınız!
Dinleri ve vesair inanç mensuplarını bir kenara bırakın, eşcinsellere, lûtîlere bile laf söyletmezler!
Ama Müslümanlara gelince, atış serbest!
Hatta, İslam’a ve Müslümanlara ne kadar düşmanlık yaparsanız, o kadar itibar görür, alkışlanırsınız!
Hatta, kesinlikle abartı değil, ödül bile alırsınız.
***
İşte, Avrupa ve Avrupalıların genel “insan hakları”ile “din ve özgürlük” anlayışı bu kadardır!
İslam’ı dinden ve Müslüman’ı da insandan saymayan bir anlayıştır bu!
Diyeceksiniz ki, “Bunlar çok ağır ithamlar oldu, Avrupalıların hepsi böyle değil ki!?”
Evet, hepsi böyle değil, doğrudur.
Lakin, toplumdaki genel anlayış ve devlet sisteminde yerleşik zihniyet, ne yazık ki aynen böyledir!
Böyle olduğu içindir ki, İslam’a ve Müslümanlar’a hakaret, onlarda suç değil!
Avrupa’da, Müslümanın inancıyla ilgili bir problem ortaya çıktığında veya dini bir olay vukû bulduğunda, konu polise “dini” değil, “siyasi” bir olay olarak intikal ettiriliyor!
Meseleye “inanç ve düşünce özgürlüğü” bağlamında bakılmıyor.
Böyle olunca da, İslam sanki “terör” örgütü, Müslümanlar da “terörist”miş gibi bir muameleye maruz bırakılıyor.
Topluma da maalesef böyle yansıtılıyor.
Avrupalıların %80’e yakınının İslam’a ve Müslümanlara güven duymaması, %60’ının da potansiyel tehlike olarak görmesi, başka ne ile izah edilebilir ki!?...
Böyle bir algının oluşmasında Müslümanların rolü nedir, bunu da başka bir yazıda ele alalım inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.