Sıkça sorduğum bir sorudur bu. Retorikal bir sorudur hiç şüphesiz. Allah ile savaşılır mı hiç? Allah’a karşı zafer kazanılır mı hiç? Kazanıldığı düşünülüyorsa o zafer olur mu hiç?.. Kainatın sahibi, kaderimiz elinde olan, Yüce Rabb’e meydan okunur mu hiç? Allah’a isyanın sonu meçhul olur mu hiç?..
İnsanoğlu çiğ süt emmiş derler. Doğrudur. Boyuna bakmaz, haddini bilmez, kılıçları kuşanır. Sahibine el kaldırır. Hakk’a karşı yürür. Ne de yürür...
İslam on dört asırdır hakim bu dünyaya. İns ve cinin Peygamberi’ne gelen hakikat, kâinatın sonuna kadar var olacak hiç şüphesiz. Rabbimiz bu konuda söz veriyor bize. Amenna ve saddakna! Buna rağmen, her şeye rağmen, insanoğlu isyanları oynamaya devam ediyor... Allah ile savaşılır mı hiç?.. On dört asırdır Kur’an mesajı dalga dalga yayılıyor. Akisleri her kıyıdan duyuluyor. Allah nurunu tamamlamaz mı hiç?.. Buna karşı hangi gücü yetirebilir insan?.. hiç...
En şerefli insan, Hira’da başladı ‘oku’maya... Bu durdurulabilir mi hiç? Muhammed Mustafa aleyhisselatu vesselam okudu... Dinleyenler eksilir mi hiç?.. Kelimetullah dalga dalga yayıldı. El-Emin’in sesi her bir yerden duyuldu... Duyanlar ilgisiz kalabilir mi hiç?..
Hiç şüphesiz insan hüsrandadır! Zarardadır. Kendine etmektedir. Allah ile savaşılır mı hiç?.. İsyan bayrağını çeken insan kendi ile savaşmaktadır aslında. Fıtratına karşı gelmektedir gerçekte. Olması gerekene başkaldırmaktadır. Nefsine uymaktadır. El fıtrat üzre yaşamak ister, ayak da. Baş da boyun da. Nefsidir insanoğlunun buna, olması gerekene, Rabbine başkaldıran. Yoksa Allah size zulmetmez siz kendinize zulmediyorsunuz buyurur muydu hiç?.. İnsan ancak kendine zarar verir. Kazandığını zanneder, kaybeder. Baş kaldırıp başardığını zanneder, yenilir. Yoksa... Allah’a... haşa sümme haşa zarar verebilir mi hiç?.. Eder ve bulur, kaybeden kendi olur.
Çünkü Allah başı boş bırakılmayacağını ona bildirmiştir. Allah Celle Celaluhu va’dinden döner mi hiç? İslam tek hak din, onu tamamladığını ve muhafaza edeceğini bildirmedi mi hiç?.. Kur’an’ın mesajına karşı açılan savaş kazanılır mı hiç?..
Müşrikler ezelden beri savaştılar... İslam’ı yok edebilirler mi hiç?.. Peygamberi taşladılar, yurdundan çıkarttılar, Vahy’i yasakladılar, toplattılar, Allah’a açtıkları savaşı kazandılar mı hiç?.. Kur’an-ı Kerim’in kendini toplatsalar, mesajını kalplerden silebildiler mi hiç?.. Kalplere nakşedileni yok edebildiler mi hiç?
Yarım milyon hafızla yarışılır mı hiç?.. Nasıl da ezberlemişler... İnsanın aklı alır mı hiç?.. Başka bir metin olsa hiç ezberlenir miydi?.. Allah’ın mucizesi sorgulanır mı hiç?.. Buyurun toplatın. Buyurun yakın. Buyurun yasaklayın. Kalplere korku salın. Oturur yine yazarlar, yine okurlar. Allah ile savaşılır mı hiç?..
Türkiye Somali’deki insanlık dramına ilk tepki verenlerden oldu. Türkiye’nin bayrağını taşıyan yardımları gören halk Allahu Ekber’lerle karşıladı ilk kafileyi. Başbakan ve ailesi de Somali’nin yaralarını sarmak için yola düştü. Somalili küçük hafızlar okudu. Kâinatın bütünleştiricisi Kelimetullah, çölün ortasında küçük ağızlardan tane tane döküldü. Küçük hafız takıldı, Başbakan hatırlattı. Allah’ın Kelimesi yok edilebilir mi hiç?..
Yaradan’a açılan savaş kazanılır mı hiç?..