Sabırlı olun biraz
300 yıllık bir hesaplaşma öyle hemen biter mi?
O kadar kolay mı?
Onları da anlamak gerek. Statülerini, prestijlerini, servetlerini, herşeyi bu kadar kolay kaybetmek istemeyeceklerdir..
Korkunç bir travma yaşıyorlar.
Korkuyorlar.. Hesap sorulmasından korkuyorlar. Kendilerinin bize yaptıklarını, bizim kendilerine yapacağımızı sanıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz, bir odada başörtülü hanımlar, başı açık birini almış, iknaya çalışıyorlar..
Korkmakta haklılar..
Umutlarını kaybettiler. çok öfkeliler.. Onun için saldırganlaşıyorlar..
Laiklik, Cumhuriyet filan diyorlar ya, aslında sığınacak başka şeyleri kalmadığı için..
Cumhuriyet de yetmiyor, Cumhuriyetin nitelikleri diyorlar.
Nitelik filan düşündükleri yok. Laiklikten söz ediyorlar sadece ve ısrarla. Ama Laikliğin ne demek olduğunu bilmiyorlar.
Türkiye’yi Laik bir ülke sanıyorlar.
Fransa’nın genelinde Laikliğin geçerli olduğunu sanıyor çoğu..
Mesela Strasbourg’un da içinde bulunduğu Alsas Loren bölgesininde Laiklik kurallarının geçerli olmadığını bilmezler.
Sahi, niçin Fransız Laikleri yürüyüş yapıp “Fransa Laiktir, Laik kalacak”, “Fransa Vatikan olmayacak” diye yürümezler? Fransız ordusu, Fransız yargısı Laikliğe bağlılık andı içip yürümezler, bildiri yayınlamazlar? Muhtıra vermezler. Şanzelize’den Eyfel’e doğru yürümezler?..
Fransa’da bir çok üniversite ve sağlık kuruluşu, okul, kilisenin denetimindedir. Fransız Katolikler ya da Protestanlar, dini vergilerini özgürce kilise fonuna aktarır ve bu vergileri vergilerinin matrahlarından düşerler ve hiç bir Fransız’ın aklına bu işleri tartışmak gelmez..
Bunlar Laikliği din-devlet ayrılığı sanırlar.. Yok böyle bir şey de, hadi öyle diyelim, Türkiye’deki durum ne.
40 kere yazdım, yine yazayım:
-Laiklik, din devlet ayrılığı değil. Laikliğin objesi din ve devlet değil. Kilise, yani BM’ye üye olan egemen bir devlet statüsüne sahip Vatikan kilise devleti ile Fransız devletidir.. Fransa’daki Katolik kiliseleri Vatikan toprağı sayılır. Laiklik bu topraklar üzerindeki egemenlik sorununu çözmek için İncil’den çıkartılan bir çözümdür.
-Eğer Türkiye laikse, imamlar nasıl oluyor da devlet memuru oluyor? Nasıl zorunlu din dersleri oluyor bu memlekette! Devlet dini ibadetleri düzenliyor, dini eğitimi şekillendiriyor, dini vakıflara sahip oluyor, Hilafet kavramını hükümetle özdeşleştiriyor.. Dini vergileri topluyor..
-Türkiye Bizantinist bir devlettir. Yani devletin dine hakim olduğu bir rejim.
Ya da resmi ideolojisini dinleştiren ve onu mutlaklaştıran bir teokrasidir. Ama asla Laik değildir.. Onun için birileri bir zamanlar “Türkün dini Kemalizmdir” diyordu..
Sabah akşam Cumhuriyet, Laiklik, Şeriatı konuşuruz, ama bu kavramlar üzerine ciddi 3 tane doğru düzgün kitap bulamazsınız..
Bu kavramlar sözkonusu olunca mangalda kül bırakmayanlar da bu kavramların manasını bilmezler.
Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olan kuru kalabalıkları birileri sokağa dökmeye çalışıyor. Bu şekilde rejim müdafası yapmış oluyorlar akıllarınca..
Bunlar bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar, öğrenmek de istemiyorlar. çünki canları sıkılıyor. Hayalleri yıkılıyor..
Bir yalan rüzgarıdır gidiyor..
Tumturaklı sloganlardan başka söyleyecekleri bir şeyleri yok..
Aslında onlar da bu işin artık daha fazla böyle devam etmeyeceğini anlamaya başladılar.
Belki biraz daha zaman kazanabilirler mi, yeni bir fırsat doğar mı? çaresizlik içinde belirsizliğe oynuyorlar.. Bir yandan da korkuyorlar.
“Vuruşarak çekilmek”den söz ediyor kimisi..
Kimisi korkusunu bastırmak için yüksek sesle tehditler savuruyor..
Oysa böyle yaptıkça daha da büyütüyorlar günahlarını ve suçlarını.. Bir o kadar da çaresizlikleri büyüyor..
Ama bir gün onlar da gerçeği kabullenecekler. Bir gün mutlaka..
Yeni bir şafağın eşiğindeyiz. Onların güneşi ise batmak üzere..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.